Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

GEÇEN köşe yazımda, Atatürk Kapalı Spor Salonu ile Alsancak Garı arasında yer alan tekel binalarını yeniden düzenleyen “Reji Projesi” ni anlatmış, nasıl bir gelecek beklediğini yazmıştım.
Hazır söz tütün depolarından açılmışken, bu kez aynı bölgede, Migros’un arkasındaki yıllardır boş duran tütün depolarının oraya da uğradık.
Özelleştirme İdaresi bu depoları nihayet iki hafta önce sattı.
Kentin merkezinde uzun süre boş kalan tarihi binaları bir ara Büyükşehir Belediyesi, ardından Mimarlar Odası, Özelleştirme’den irtifak hakkı olarak almak istemişlerdi.
Yani 49 yıllığına yap -işlet -devret formülüyle. Özelleştirme İdaresi bir türlü ikna olmadı.
Önce ilk ihaleyi yaptı, satamadı. Ardından ikinci ihale çekişmeli geçti, Mimarlar Odası yaklaşık 3,5 milyon liraya kadar çıkabildi ve ihaleyi, 7 milyon 490 bin lira ile İzmir Ortak Girişim Grubu (OGG) aldı.
Grubun, bu alan için düşündüğü projeyi anlatacağız. Yalnız önce bir konunun altını kalın çizmek gerekiyor.
* * *
Alsancak Limanı’nın karşısında 10 bin metrekarelik bir alandan sözediyoruz. Bu üç bina her geçişimde, tarihi yapısıyla dikkatimi çeker ve hoş bir sanat galerileri dizisi, kültür merkezi olabileceğini düşünürdüm.
İzmir’deki bu binalar gün geçtikçe kayboluyor ve insan yiten kültürel değerlere üzülüyor.
Tarihi tütün depoları mimarileri itibarıyla da sanat galerileri olmaya uygun.Örneğin Selanik’te, İtalya’da çok güzel örnekleri var. Eski depolar şık galeriler, sanat atelyeleri haline getirilmiş.
Biz de ise akibet belli. Bu binalar, Anıtlar Kurulu’na takılmazsa ya alışveriş ya da iş merkezi.
Büyükşehir Belediyesi bu binalar için ilk hamleyi yaptı. Özelleştirmeye irtifak hakkını almak için başvurdu ve o kadar..
Belediyenin kentin çehresini değiştirecek vizyon sahibi bürokratları(!) burunlarının ucundaki yerleri değerlendirmek adına proje hazırlamadı, özel bir çaba harcamadı.
Burayı ihaleye girerek de alabilirdi, sonuçta 7 milyon Tl büyükşehir için büyük para değildi. Açıkçası belediyenin pek umrunda olmadı.
Mimarlar Odası’nın ise parası yetmedi. Oda Genel Sekreteri Nilüfer Çınarlı, eğer alabilselerdi binaları sanat galerileriyle birlikte mimari merkez haline getireceklerini anlattı.
Bu şans uçtu artık...
Bayraklı için ödüllü yarışma
Gelelim bugüne, ihaleyi kazanan Ortak Girişim Grubu, İzmir’in tanıdık simalardan oluşmuyor.
Atatürk OSB’de faaliyet gösteren Nimeks Tarım’ın sahipleri Niyazi Memur, Sabri Memur, Malatya ile Aydın’da kayası ve kuru incir tesisleri olan Cemal Kırımacı, kuru kayısı sektöründe faaliyet gösteren Arif Akbaş ile aralarında kamuoyunda tanınan tek isim olan Büyükşehir Meclisi’nin Akpartili Üyesi İnşaat Mühendisi Murat Akdemir’in kurduğu grup, AKP’ye yakın isimler izlenimi veriyor. Aynı grup, Bayraklı’daki Tekel binalarını da bir süre önce 25 milyon TL gibi iyi bir rakama almıştı. Şimdi oraya üçlü kombinasyonla işmerkezi &alışveriş merkezi&rezidans yapacaklar.
Grubun ortaklarından Niyazi Memur, nazik, açıklayıcı bilgiler veren birisi.
Bayraklı’daki Tekel binalarının tarihi değerinin olmadığını ve projenin yaklaşık 100 milyon Tl’ye mal olmasını planladıklarını belirten Memur, birikimlerini kentin umut gördükleri noktalarına yaptıklarını ifade ediyor.
Bayraklı projesi için önümüzdeki günlerde mimari yarışma açacaklar. Memur, yurtdışındaki mimarlara da açık olacak ödüllü yarışmayla, İzmir”in siluetine yakışır bir mimari yaratmak istediklerini anlattı.
* * *
Konunun başında anlattığım, Alsancak’taki tütün depoları ise 2. derece sit. Burası için birkaç proje alternatifi hazırladıklarını dile getiren Niyazi Memur bu alternatifleri Anıtlar Kurulu’na yakında sunacaklarını anlattı. Grubun aklındaki olasılıklardan biri de alanı mimari bir akademiye dönüştürmek, hatta bir üniversitenin mimarlık fakültesi yapabilmek. Memur net söylemedi ama sanırım alternatiflerden biri yine iş ve alışveriş merkezi... Sundukları alternatifler arasında kararı Anıtlar Kurulu belirleyecek.
Bakalım kendilerine nasıl izin çıkacak?
Evet Özelleştirme İdaresi buradan 7 milyon TL kazandı ama İzmir’in kazanıp kazanmadığını zaman gösterecek...


ÇEVRE MÜDÜRLÜĞÜ ÇED BİLGİSİNİ NİYE SAKLAR ?
Demirçelik ve petrokimya sanayiinin devlerinin konuşlandığı Aliağa Bölgesi’nde, Çevre Bakanlığı’nın 6 -7 kuruluş için ilk kez ortak bir ÇED raporu hazırladığını öğrendik. Bölgede kızılca kıyamet kopuyor. Bugüne kadar ayrı ÇED alan firmalar, zorlu koşullarla yeni ÇED raporu almaya zorlanıyorlar.
Peki... Bakanlık bu çalışmayı neden istedi? Çevre ve Halk sağlığı açısından belki de gerçekten çok önemli gerekçeleri var. Sonuçta o bölge riskli bir bölge...
Öğrenmek için Çevre İl Müdürlüğü’nü aradık. İl Müdürlüğü yetkilileri nazikçe Vilayet’ten izin almaları gerektiğini söyledi. Bekledik. Yanıt “Vilayetten izin verilmedi” şeklinde geldi. Gerekçe yok.
Hem önemli bir uygulamayı başlatıp hem de bilgiyi gizlemek ilgimizi çekti.
Acaba nasıl bir “sır” ları var? Verdikleri yanıt daha da kamçıladı, öğreneceğiz elbet...