Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÖZELLİKLE son 50 yılda uygulanan birçok yanlış politika, Türkiye’yi hak ettiği güzellikleri, refahı yaşamaktan mahrum bıraktı.
Ekonomik açıdan borç batağına sürüklenen, yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın deyişiyle “güzel ve yalnız ülke”, uzun yıllar petrol ve doğalgaz lobilerinin de oyun tahtası haline geldi.
İtirazları engelletmek adına “Yenilenebilir enerjiler; maliyetli, geri dönüşümü zor enerjilerdir” nakaratları sık sık dile getirildi.
Neyse ki, insanoğluna yine en çarpıcı dersi doğa veriyor. Birçok ülke sınırlı fosil kaynakların sonuna geleceğini görerek son 20 yılda yenilenebilir enerji yatırımlarını misli misli artırdı.
Türkiye ise hidrolik, rüzgar, jeotermal, biyokütle, güneş gibi yenilenebilir enerji alanlarının tamamında büyük bir potansiyele sahip olmasına karşın ancak son altı yedi yılda adım atabildi. Adım attı ama adeta adımı attığı yerde kaldı. Yenilenebilir enerji alanında Türkiye, yeniden duraklama sürecine girdi.
* * *
Yenilenebilir enerji kapsamında özellikle rüzgar enerjisi Ege Bölgesi’ni yakından ilgilendiriyor. Çünkü bu alandaki başvuruların yaklaşık yüzde 80’ı Ege Bölgesi’ne yatırım yapmayı planlıyor.
Ancak Türkiye’de krizin etkisi bu kadar derin ve yeni yatırımlar adeta durma noktasına gelmişken, yatırım yapmaya hazır rüzgar enerjisi sektörü neyi bekliyor? İspanyol, Almanya, Fransız, Çin, İsveçli firmalar neden bekliyorlar?
Sektör iki konuda tıkandı ve bu süreç aslında Türkiye’de bir bürokrasi öyküsünü de ortaya koyuyor.
* * *
Şimdilerde zor hatırlanıyor ama Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) rüzgar enerjisine yönelik yoğun taleple başa çıkamayınca, 1 Kasım 2007 tarihinde tüm başvuruları tek güne sığdırmıştı. Firmalar harıl harıl bugüne taleplerini yetiştirmeye çalıştılar. Bine yakın talep yağdı. Yerli ve yabancı dev şirketler tam 72 bin MW’a yakın bir seviyede rüzgar santrali kurmaya hazır olduklarını bildirdiler. Türkiye’de henüz 425 MW rüzgar santrali işletildiğini, 488 MW’in de inşa halinde olduğunu düşünürseniz, 72 bin megawatın büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor.
EPDK bu başvurulardan 725’ini kabul etti ama hiçbirine lisans vermedi. O günden bugüne kadar başka bir işlem de yapılmadı.
Zaten lisans başvurusu alan sınırlı firmalar da bu kez ürettikleri elektriği devlete kaça satacaklarını bilmedikleri için hareket edemez hale geldiler.
Başvuru yapan birçok firma teker teker vazgeçmeye başladı.
Bu süreç boyunca yenilenebilir enerji sektörü adına en iyi atılım, “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin hazırlanması oldu. Bu kanun teklifi hem yatırım açısından önemli teşvikler taşıyordu hem de firmaların devlete elektriği kaç centten satabilecekleri noktasında belirleyici olacaktı. Tasarı geçen Temmuz ayında hazırdı üstelik hem iktidar hem muhaletef tasarı konusunda hemfikirdi ama bir türlü Meclis’e gelemedi. Şimdi Meclis açıldı ve sektör meraklı gözlerle tasarının Meclis’e gelmesini bekliyor.
EPDK’nın da eş zamanlı olarak yakın sürede iki yıldır beklettiği lisans başvurularını açıklaması bekleniyor ama firmaların gözü aslında devletin vereceği alım garantisinde. Rüzgar enerjisi için 5.5 centler civarında seyreden alım garantisi TBMM’ne sunulacak tasarıda 8 cente çıkarılmıştı. Bu rakamın ne olacağı bilinmiyor. Rakamlar netleşince projelerin gerçek fizibiliteleri ortaya çıkacak. İkisinin paralel sürmesi bekleniyor. Yönetmeliği yayınlanacak kanun ek düzenlemeler getiriyor. Devletin açtığı fiyat yarışmasına girecek projeler için kanun taslağının çıkması çok ö-nemli.
Eski fiyattan birçok projenin riski artar.
Rakam düşük olursa zaten başvuru yapan firmaların da yatırımdan vazgeçeceği biliniyor.
* * *
Evet ortam karışık. Türkiye yatırımcı bekliyor, yatırımcı firmalar da Meclis’ ve EPDK’ı bekliyorlar.
En çok da Ege Bölgesi bekliyor.
Kanunun çıkmasıyla yan sanayi ve müteahhitlik hizmetleri konusunda da Ege Bölgesi’nde büyük bir pazar oluşacak. Enerji danışmanı Salim Arslanalp, önümüzdeki 5 yıl için öngörülen asgari yatırım tutarının 10 milyar euroyu bulacağını öne sürüyor. Arslanalp’e göre bölgede bir yandan yatırımlar artarken öte yandan sektörel imalat yan sanayi harekete geçecek.
Zorlu Enerji, Statcraft, Akkök-Chez, Polat Energy, Nouvelle, İNBW, Dass-İberdrola yatırım için sırada bekleyen firmalardan bazıları. Bu firmalar tüm prosedürleri başlattılar ve EPDK kararları ile söz konusu kanunun yayınlanmasını bekliyorlar.
Bugün İzmir’de gerçekleştirilen 11. Türkiye Enerji Konseyi’nde işte tüm bu beklentiler de ele alınacak. O nedenle konu çok önemli. Ege’nin ısrarı Ankara’yı harekete geçirmeye yeter mi, birlikte göreceğiz...


- Ege Bölgesi 15 bin MW üretim potansiyeline sahip.
- Bölgede en büyük potansiyel, 7 bin 188 MW ile İzmir’de...
- İzmir’de üretilecek enerji 19 milyar Kw/saat ile 8 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede.