Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Söz uçtu  icraat kaldı

Söz uçtu  icraat kaldı

Söz uçtu  icraat kaldı




YENİ yıla girdiğinizde, geçmiş yıla dair söz gidiyor, icraat arkada kalıyor.
“Yapılacak... Edilecek...”lerle idare edilen sürecin sonunda kaç arpa yol gitmişsiniz, saymak kolay oluyor.
Polemikten arınmak, kandırılmamak için, bitirdiğiniz yılın ertesinde şöyle bir durun.
Ne elde ettiniz, neredesiniz...
Ne de olsa yılbaşı bonkörlüğü var üzerimizde.
Şimdi bunu, İzmir için yapalım.
2009’da ne elde ettik? İzmir’in ekonomisine, insanına katkı sağlayacak büyük çaplı hangi projelere imza attık.
* * *
Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir için yapılanları sıralamak biraz yorucu olacak!
Haydi aklımıza gelenleri sıralayalım...
Doğal Yaşam Parkı: Gülümsemeyin gerçekten aklıma ilk gelen o oldu. Sonuçta şehir dışından yeni gelen misafirlerinizi götürebileceğiniz, geçmişten farklı kaç yer var?
Çeşme Limanı İhalesi: Birçok sorun yaşansa da Çeşme’nin çehresinin değişeceğine dair bir umut oldu.
Kalkınma Ajansı: İzmirli sivil toplum örgütlerine, KOBİ’lere ilk kez somut yerel bir destek umudu doğdu.
Best Buy, Media Markt açıldı: Ki, İzmir’de yatırım adına 2009’a dair net iki gelişme oldu.
Petkim petrokimya tesisi ruhsatı aldı: İzmir’e 2015 yılına kadar 5 milyar dolar kazandıracak yatırımların önü bu ruhsatla açıldı.
Ekmek Fabrikası: Ekmek fiyatlarının dengelenmesi, yoksul kesimlerin desteklenmesi adına iyi bir kazançtı.
Havagazı ve Adnan Saygun: Açılışları bir önceki yılın son günlerinde de olsa, katkıları nedeniyle 2009 demek daha doğru. Havagazı Fabrikası kentin girişine ayrı bir hava verdi. Etrafındaki mezbelelikleri kaldırmak sanırım 2020 başına planlanıyor. Adnan Saygun Merkezi de kültür ve sanat hayatında fark yarattı.
Özel sektörden gelen iyi haber: VOB, İstanbul çıkarmasıyla imajını Türkiye’nin önde gelen birkaç şirketi arasına taşıdı. Akdeniz Kimya, Nemport Limanı’na önemli yatırım yaptı. Ege- Koop, Folkart, Megapol yeni yatırımlara imza atan yapı şirketleri oldu.
Hemen hemen bu kadar... Umarız kentin çehresini değiştirecek başka gelişmeleri atlamamışızdır!
Maalesef; metro, liman, teknopark, yeni fuar alanı, gökdelenler bölgesi projeleri gibi önemli konularda ölçebileceğimiz arpa yolu yok. Yalnızca megamüzenin yerini belirledik gibi görünüyor o da henüz pek net değil. Bu arada İzmir’in işsizlik oranı yüzde 11.8’le Türkiye ortalamasını geçti. Kentteki beş üniversiteden her yıl yaklaşık 80 bin genç mezun oluyor ve biz yılları böyle harcıyoruz.
Adettendir, haydi İzmir’e 2009 ekonomi ve yatırım karnesi verelim.
Ben 10 üzerinden 4 diyorum. Ne de olsa yılbaşı bonkörlüğü var üzerimizde. Ne kadar kamu ve yarı kamu kurum ve kuruluşu varsa da alınsın üzerine...
Saydıkların güzel konular ama İzmirin çehresini değiştirecek yatırımlar değil diyorsanız, bırakın da 2010’a yapılacak birşeyler kalsın!..


Annelerin acısına yoldaş olacaklar
Söz uçtu  icraat kaldı

UMARIM sizler de iyi bir yılbaşı geçirmişsinizdir. Bu yılbaşı benim için hem gece hem gündüz kutlandı.
2009 zor geçti, 2010’u dört gözle bekledik ondan bu kadar eğlenmedik.
Laf aramızda önemli olan gündüz kutlamasıydı. Üç-dört saat eğlendik, Pasaport Lions Kulübü’nün getirdiği pastaları kestik. Kimisi kolunda serum şişesi, kimisi yanında diyaliz cihazı, kimisi de anne ve babasının omuzlarından tutmasıyla dans etti.
2010’un iyi geçmesi için pek çoşkulandık.
Hem birlikte eğlendiğimiz küçük arkadaşlar ve onların aileleri için 2010’un iyi geçmesine ihtiyaç vardı hem de İzmir adına iyi bir çalışma başlamıştı. Onu kutladık.
Türk Anneler Derneği ve Çocuk Hastanesi Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı, İzmir’de ortak bir proje başlattı. Kronik kan hastalıkları ve kansere yakalanmış çocuklarla anneleri İzmir’de artık yalnız olmayacaklar.
0-15 yaş grubunda çocuğu hastalanan anneler derneği ya da vakfı arayarak arkalarına onların gücünü alabilecek.
* * *

Yeni yılın ilk gününde sizleri üzmek istemem. Ama bir anne için hayatın en korkunç yüzü çocuğunun hastalanmasıdır. Net?
Hele böylesi, çok zorlu bir tedavide küçük bir çocuğun acısının tanığı ve onun gözlerindeki çaresizlikte ilk çare aradığı insan olmak. Günlerce gecelerce hastane odalarında onunla birlikte umuda yürürken korkunç bir gerçeğin yalnızlığında dolanmak.
Üstelik bu hastalıkla mücadele öyle birkaç gün, bir süreliğine değil, bazen aylarca, bazen yıllarca sürüyor.
Tamam daha çok uzatmayalım ve yeni yılın ilk gününde üzmeyelim kendimizi. Zaten güzel bir haber bu.
Çoğunlukla kırsal kesimden gelen ya da koşulları iyi olsa dahi kabullenmesi zor gerçeğin içinde çaresiz kalan annelere bundan sonra iyi bir yardım eli uzanacak. Projeyle birlikte onkoloji hastası çocukların anneleri onlarla nasıl ilgileneceklerini öğrenecekler. Psikolojik danışmanlık desteği alacaklar. Hastalık konusunda detaylı bilgi sahibiolurken, çocuklarının tedavileri için gereken yol haritası da birlikte izlenecek.
* * *
İhtiyacı olan annelere biçki, dikiş, örgü, yemek ve ev ekonomisi gibi kurslar düzenlenecek. El emekleri satılarak annelere kişisel maddi destek de sağlanacak.
Ayrıca bu annelerimiz ve sağlık durumu uygun olan çocukları tiyatro, sinemalara götürülecek, onlar için özel oyunlar, gösterimler ayarlanacak. Zaman zaman İzmir gezdirilerek, biraz soluk alacaklar.
Türk Anneler Derneği İzmir Şube Başkanı Dr. Sabriye Saltuk ile BUVAK?Başkanı Dr. Ülkü Karlı, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde tedavi gören onkoloji hastası çocukların anneleri için takdir edilecek bir uygulama başlattılar. Şimdi bu uygulamayı İzmir geneline yaymayı hedefliyorlar.
Verilecek destekler onlar için çok önemli. Destek almak ya da destek vermek isteyenler 441 35 51 numaralı telefondan vakfa ulaşabilirler.
Evet biz eğlendik. Coşkuluyduk ve umarım orada bulunan herkes ve hepimiz için 2010 önce sağlıklı geçer.