Pazar günü İnönü'de yine tarih yazılacak futbolumuz adına... Ya Beşiktaşımız istediği sonucu alarak şampiyonluk turunu atacak, ya da Galatasarayımız kazanırsa umutlar Samsun maçına yani ligin son haftasına taşınacak.
Bu yılın futbol panoraması ve teknik grafiği Beşiktaş'ın Cim - Bom'a yenilmesinin "çok zor" olduğunu söylese de, Galatasaray'ın da sahaya yalnız kazanmak için çıkacağı tartışılmaz bir futbol doğrusudur. "Şöyle oldu, böyle oldu" diye boş laflara dalarak bu haftaki "müthiş derbi"nin keyfine dil uzatmayalım. Lucescu usta, nasıl takımının ıcığını - cıcığını bilerek on birler kuruyor ve de en zorlu maçları kazanabiliyorsa, Fatih Terim'in de eğrisiyle - doğrusuyla başladığı sezon başı ekibinin değişe değişe bugün liglerde "en yarışabilir" bir takım haline geldiği de tartışılamaz...
Pazar gecesi muhakkak ki, nefes kesen bir maç oynanacaktır İstanbul'da... İki takım da eldeki kozlarını bütün keskinliğiyle süreceklerdir sahaya. Sert hareketler olacak, hakem kararları yadırganacak, goller, ofsaytlar üstüne ayaküstü "haklı - haksız" yorumlar yapılacak, ama sonuç nasıl biterse bitsin, dakikalarca ayakta alkışlanması gereken bir değil "İKİ TAKIM" olacaktır sahada...
Avrupa Birliği için devlette nasıl uyum yasaları seferberliği başlamışsa sporumuz ve futbolumuzda da artık UEFA gerçeklerine göre düşünen, sonuçlara bu gözlerle bakan kafalar yaratmalıyız, tribündeki seyirci değerlendirmelerinde... Yani şampiyon kim olacaksa, o takım tabii sayısız "bayram günleri" yaşacaktır kendi camiasıyla başbaşa... Ama ikinci olan takım ne kaybediyor ki burada? Artık futbol, hesapları çok ince yapılması gereken bir "iş kolu" haline geldiyse, UEFA denetçilerinin onayı alınmadan kulüp bütçelerinin bağlanamayacağı günlerde yakındaysa eğer, o zaman ikinci olan takım şampiyondan çok daha ileri "İsviçre frangı" kazandıracak sonuçlara imza atabilir. Önümüzdeki Şampiyonlar Ligi'nde bu başarıyı bu yılın ikincisi değerlendirecekse eğer, o zaman niçin karalar bağlayıp, hayıflansında, tam tersine düşünüp derhal kadro revizyonlarına dalmasın.
Pazar gecesi iki Avrupa takımı oynayacak futbolumuzun 'KABE'Sİ İnönü Stadı'nda... Şampiyon olmak adına futbolun bütün inceliklerini tüm bildiklerinizce sahaya dökünüz. Ama bir şeyi asla unutmayınız lütfen... Kazanan da, kaybeden de "TÜRKİYE" adına yarışacaktır gelecek yıl Avrupa stadlarında... Benim yüreğimdeki gerçek şampiyon da o yarışları önde bitiren olacaktır aslında. Henüz kafalarımızda oluşmamış olsa da artık Avrupalı gibi düşünmeye başlasak iyi olmaz mı?
SPOR
İLK GOL BİLGİLİ'DEN
At yarışları
Avrupa Ligleri
Telekom-Ülker
2. LİG puan durumu
Spurs coştu
Filede heyecan
Cordoba'ya yeni görücü
FERNANDEZ'DEN VETO
ASLAN'DA DEVRİM
Sümer'den sert yanıt
Aydın gözdağı verdi
HAVUZUN SUYU KESİK
TMOK ödülleri dağıtıldı
SKORBOARD KRİZİ
Artam'ın müthiş zaferi
Haber turu...
Milan'ın coachu benim arkadaşımdı
İyi hoca şeker yemez!
Avrupalı gibi düşünelim
