Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ülkenin Kadıköy’e kilitlenip, haftalardır beklediği büyük derbi, hiç de öyle içaçıcı bir futbol seferberliğini anlatamıyordu doğrusu, seyircilere...
Gerçi doğa, mevsim koşulları ile geceye tavrını koymuş ve müthiş yağmur dalgaları sarıp sarmalamıştı Kadıköy’de yeşil zemini... Kartal, deplasmanda oynamanın gerçeğiyle, sahayı çok doğru bir dağılmayla parselliyor, ayrıca tek kontrollü top kullanma ustalığını da, Fener’den daha üstün bir oranla uyguluyordu dünkü ağır zeminde...
Beşiktaş’a karşın, Fenerbahçe niçin bu kadar sinirli ve da dağınık bir havada oyuna giriyor? Neden tek top kullanmanın adeta mecburi olduğu bir zeminde, Johnson’u, Ceyhun’u, Ali Güneş’i, Fatih’i, Hakan’ı ve de Tuncay’ıyla, ille de topla birlikte taşınmak istiyorlardı Siyah - Beyazlı defansın üzerine...
İşte, karşılıklı bir dikkat çıtasının hassaslığı üzerinde giden oyunda, birden insanın tüylerini diken diken eden bir "Fatih faciası" giriveriyordu, sükunetle giden oyunun seyir vitrinlerine. Fenerbahçe’ye geldiği günden beri, "şımarık çocuk" hırçınlıklarına doğru yürümeyi nedense kendine adet edinen Fatih, ne yapmak istiyordu, anlamak çok zor... Ortada fol yokken, basit bir faul hareketinde İbrahim’in üstüne insafsızca basmasına nasıl bir yorum getireceğiz. Bir "futbol görgüsüzlüğü" deyip geçecek miyiz bu çirkin hareketi, yoksa 16. dakikada kırmızı kart yiyen bu futbol suçunu, hain bir "profesyonellik ihaneti" olarak mı ‘PROTESTO’layacağız ? Oğuz Çetin, Antalya’daki başarılı çalışmaları yanında, bu küçük düşünceli çocuğa, gerekli oyun disiplini derslerini iyi verememiş anlaşılan.
* * *
İkinci yarıya Tuncay’ın yerine Mustafa Doğan’ı alarak giriyordu Fenerbahçe oyuna... Öyle ya, Beşiktaş gibi ligin en dişli takımına karşı, on kişiyle oynama zorunluluğuna en geçerli çare savunmayı takviyeydi tabii... Ancak, Lucescu’nun, İlhan Mansız’ı, Ahmet Dursun’u ve de orta alanda Tümer’i, sinsi sinsi bir Fenerbahçe açığı yakalamayı gözetliyor ve de futbolun sahada - tribünde, kuru gürültüyle kazanılacak oyun olmadığını anlatmaya çalışıyorlardı, bu oyunun teknik içyüzünü bilenlerine... İşte yine kalabalık bir Beşiktaş hücumunda, Tümer nefis bir topu soldan altı pas içine kesiyor ve de Ahmet Dursun’a sadece topa dokunmak kalıyordu, beklenen gol sayısı adına...
Kısacası Lucescu’nun disiplin örnekleriyle oynayan Beşiktaş’ı, Fenerbahçe’yi kendi sahasında mat edip, puan farkını katlarken, Oğuz Çetin’in Fenerbahçe’si ise yaptığı birçok yepyeni transferler ve de matematiği yok olmuş bir lig geleceğinin kadersizliğiyle başbaşa kalıyordu kendi sahasında.