Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Futbolda "olaylı haftalar" birbirini kovalarcasına koşuyor sanki... İnönü Stadı’nda, son çeyrek yılın en hızlı, en klas, en çabuk ve çağdaş futbolunu sergileyen Gençlerbirliği ve Beşiktaş, bize bugüne kadar ki Türkiye Kupaları’nın en mükemmel oyununu sundular. Enfes pas zenginliği, dar alandaki göz kamaştırıcı fiziksel gösteriler, maç sonucuna asılan "gol ziyafeti tablosu" ile birlikte, gerçekten tarihi bir futbol ziyafetinin çerçeveleri çizildi o gece...
Kupadan elenmiş Beşiktaş taraftarının, maç sonrası ağızından adeta bal akarcasına, övücü cümleler dökülüyorsa eğer, işte bu gerçek Beşiktaş camiasının kupadan elenmesine rağmen, futbol adına duyduğu mutluluğu ifade eder. Ancak buna karşın, galip takım Gençlerbirliği, ne kadar da çirkin bir şekilde karşılandı Ankara’da... Sanki Başkent adına, övünç verici bir başarıyla dönmüyormuş gibi ve de adeta kabahat işlemişcesine, otobüslerini taşladılar Gençlerbirliği kafilesinin... Niçin ? Ankaragücü taraftarlarının ne hakkı olabilir, böylesine ayıp bir davranışa girmeleri adına? Olaylardan bizim anladığımıza göre, ERSUN YANAL’ın ayrılışını bir türlü hazmedemiyor, Ankaragücü yönetimi ve taraftarları...
İlhan Cavcav, futbolumuzun en işbilir ve de futbola aşık başkanlarından birisidir. Onun kulüp yönetme biçimi, Türkiye’deki bütün kulüplerimize örnek olmalı, hatta spor akademilerinde ders olarak anlatılmalıdır. Onu yaptıklarıyla övmek, kendisini alkışlamak yerine, bu değerli insana televizyonlarda hakaret etmek, Ankaragücü Başkanı Sayın Cemal Aydın’a yakışıyor mu yani ?
Ersun Yanal, geçen yılın son maçını oynadığı gece bırakmıştı kafasında Ankaragücü’nü... Ve aynı gece de, kafilesiyle Ankara’ya dönerken, Necil Ülgen Müdür ile bizlere açıklamıştı, Atatürk Havaalanı’nda istifasını... Bu ayrılığın perde arkasını Sayın Cemal Aydın, çok da iyi bilir... Hem de bütün detaylarıyla... Öyleyse Yanal’ın bu ayrılık kararına, niçin saygı duyulmuyor ki? Böylesine kıymetli bir teknik beyini, İlhan Cavcav gibi yönetim uleması bir Başkan neden kendi kulübüne maletmek için uğraşmasın ki ? Haaa tazminat gibi bahanelerle kimseler çıkmasın bizim karşımıza... Çünkü böyle bir yazılı sözleşme varsa, birileri çıkarır masaya koyar. Sonra da gider mahkemeye ve yasalar yoluyla da hakkını alır. Ama maksat doğru ile el sıkışmak değil ki... Mesele Gençlerbirliği’nin bu yılki, bütünleşmesi ve müthiş futbol çıkışını kıskanmak...
Bu milletin en büyük dengesizliği doğdumuzdan beri izlediğimiz "kıskançlık illeti" değil midir? İşte bu illet devam ettikçe, ülkenin başı dertten bir türlü kurtulamayacaktır. Takii biz, kıskanmak lafını gündemden kaldırıp, "rekabet" kavramını lugatımızda baştacı edinceye kadar...