Ersin Süzer

Ersin Süzer

esuzer26@gmail.com

Tüm Yazıları

Yazın havasında mıdır suyunda mıdır? bilmiyorum, ama bir beğenmeme durumudur gidiyor fena halde. Hani yeri sevme, bölgeyi sevme, mekanı sevme, tamam ama buralara giden binlerce insanı beğenmeme durumlarına hiç anlam veremiyorum. Var olan bir yerin tasfiri yerine, oradakileri hafiften bir aşağılama, küçük görme mevzuları şişmiş egoların bir yansıması sanki. Gençlikten ne isteniyor? Kılık kıyafetlerine, eğlenme biçimlerine, yaşlarına, baba parası yemelerine kadar ne kadar olumsuzluk varsa hepsi tepelerinde.

Haberin Devamı

“Hiç mi babanızdan para almadınız?”
Hiç mi genç olmadınız? Hiç mi babanızdan para alarak arkadaşlarınızla eğlenmeye gitmeniz? Hiç mi olmadık bir şey yapmadınız? Hepiniz akıllı uslu evinizde mi oturdunuz? Hiç mi gece binbir türlü bahane bulup dışarı çıkmadınız?

“Yakaları kalkmış tişörtler”
Hiç marka takıntınız olmadı mı? Levi’s’ım olsun demediniz mi? Napa mont giyen arkadaşlarınıza bakmadınız mı? Hiç mi espadril giymediniz? Geçmişe uzandığımız zaman liste uzayıp gidiyor. Ama farkındaysanız gençler küçülmüyor büyüyor, bizler de yaşlanıyoruz. Onların enerjisi bizlere fazla geliyor. Bir de yakaları kalkmış tişört mevsuzu var. Yakayı kaldırdın mı tamam, al sana dejenere gençlik. Yahu yaka kalkmayınca normal mi oluyorsun? Dejenere tarifi yakayla mı oluyor? Yoksa gençlerin kendini fark ettirme çabası mı?

“Kimse dans etmiyor”
Her yerde dans edilecek diye bir mecburiyet mi var. “Efendim çok kalabalık kimse dans etmiyor. Herkes birbirini kesiyor. Yani oradaki erkekler, (bir laf varda yerim müsait değil) partner arıyor. Kadınlar da aralarından partner seçiyor.” Bu nasıl bir damgadır. Gece kulübünde enerji gece yarısından sonra yükselir. Dans edilmiyor denilen yeri bir de gece yarısı görün derim.

“Bodrum kötü ama çok kötü”
Şu pahalılık mevzusu; “Mekanları çok pahalı.” Yahu mekana gelene kadar, uçak biletleri almış başını gidiyor. Daha gitmeden nasıl bir ortama girdiğiniz belli. Otellerin fiyatları ev kirası gibi. Bir ay önce gittiğiniz yere şimdi üç katına gidiyor, üç katına kalıyorsunuz. Açıklaması kolay; “Yüksek sezonda böyle oluyor. Talep var, arzı karşılayamıyoruz.” Yahu kimsenin açık artırmaya gittiği yok ki, kuşta kondurulmuyor. Uçak aynı uçak, otel aynı otel, kimse yarışmıyor birileriyle. Uçak doldu mu doldu. Otel doldu mu doldu. Ayrı bir tesis mi açılıyor. Burada kalırsanız bedeli bu diye. Yo, gelelim mekanların pahalılığına onlarda sezonun kısalığının arkasına sığınıyor. Ama hiç düşünmü- yorlar “Bu sezon ne yaparsak uzar” diye. Şimdi avukatlığını yapmak sana mı kaldı? diyenleri duyar gibiyim de; 11 yıldır Türkbükü’nü takip ediyorum. Hiç ucuz olduğunu görmedim. Aslında şu İstanbul’un gözde semtleriyle fiyatları aynı. Pahalılığı savunmuyorum. Bir gerçeği ortaya koyuyorum. Ayrıca ne yapılırsa fiyatlar düşer, çözümü de sunuyorum.

Haberin Devamı

“Müzikler kötü”
İşte en tuhafımı da giden bu. Neredeyse sabaha kadar orada olup, sonrada müzikleri beğenmedim nasıl oluyor. Kimse kimseyi zorla tutmuyor. Çok kişisel bir şey, beğenmezsin mekandan ayrılırsın. Ama içerisi ağzına kadar dolu, kimsenin bir şikayeti yok, keyifleri yerinde. “Müzik kötü, beğenmedim.” Peki o kadar insan acı çekmek için mi gelmiş? Klişeleşmiş eleştiri mevzularında liste uzayıp gider. Ama herkes beğenmediğini söyleyip ne olması gerektiğini nedense es geçiyor.

“Asmalı’nın başına gelenler”

Sigara yasağından sonra, bir dışarıda durma, takılma durumu ortaya çıktı. Belediyeler dışarı taşma durumlarını belli bir izine göre yapıyor. Zabıta dışarıya ne kadar taşacağınızı gelip belirliyor. Sizde işgaliye bedelini ödeyip, verilen izine göre dışarıya taşıyorsunuz. Asmalı’da hayat dışarıda yaşanıyor zaten. Asmalı’yı Asmalı yapan zaten gecenin dışarıda yaşanması. Şimdi ne oldu da masalar kalktı. Verilen izinlerin dışına mı çıkıldı? İşgaliye mi vermediler? Beyoğlu’nda bu ilk değil, zaman zaman masalar dışarıdan kalkıyor. Beyoğlu Belediyesi, bu durumdan kurtulmak için acilen çözüm bulmalı. Ya hiç izin vermemeli ya da verilen izin bu şekilde geri alınmamalı. Öyle bir yansıdı ki bizlere, insanlar yemek yerken masaları gitti. Olmadı yani. Nerede kaldı medeni hallerimiz?


Suada Güney’i aratmıyor
İstanbul’un göbeğini bırakın, Boğaz’ın tam orta yerindeki Galatasaray Adası’ndaki Suada işletmesi Güney’i aratmıyor. Deniz suyuyla dolu havuzu, rahatlığı insanı tazeliyor. Hafta içi tüm gün oradaydım. İstanbul’da olduğumu unuttum. Bu arada hafta içi girişleri 60 TL, havlu ve şezlong veriyorlar.
Ateşdağlı Solamare’de
Bu yaz İstanbul’da bir gece kulübünde çalmak yerine, bol bol turneye çıkan ünlü DJ Suat Ateşdağlı’yı ne zaman arasam başka bir yerde buluyorum. Geçenlerde yine konuştum. Avyalık’tayım, oradan Kıbrıs, ordan bilmem nereye diye başladı. Yahu tamam dur be adam. Ben yoruldum. Neyse Ateşdağlı yarın gece Çeşme’deki Solomare’de olacak. Çeşme’dekilere duyurulur.
En eski AVM’miz yeniden doğuyor
Bakırköy’deki neredeyse ilk alışveriş merkezimiz güncelleniyor. Galleria’da Köşebaşı’ndan sonra Kitchenette hizmet vermeye başladı.
‘Yakar Geçerim’ canlı canlı
Bu yazın hiti oldu, Ajda Pekkan’ın ‘Yakar Geçerim’i, nereye gitsem mutlaka birkaç kez çalınıyor. Bu gece Ajda Pekkan Bodrum’daki Bonus Arena’da. Canlı canlı izlemek isteyenlere duyurulur.