Cuig’den 10 yıl sonra

ANKARA’DA gazetecilik yaptığım 1999-2000 yıllarında, ressam Cemil Karababa’nın evinde verdiği bir dost davetinde Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi ile tanışmıştım.
Uzun boylu, neşeli ve Türkçeyi çok güzel konuşan bir adamdı.
Çin’in “ayak sesleri” duyuluyordu o zamanlar.
Bugünlerin geleceği belliydi.
2000 yılında İzmir Fuarı’nın başına geçince, ilk İEF için tren kaçmıştı ama bir sonraki yıl Çin Halk Cumhuriyeti’nin “Onur Konuğu Ülke” olarak İEF’ye katılmasını çok istedim.
Büyükelçi dostum yetişti imdadıma.
Ve Çin 2001 yılında, 70’inci İEF’nin konuğu oldu.
Bir akrobasi grubu getirmişti Çin heyeti.
Grubun en küçük üyesi Uangbin Cuig ise müthişti.
Onu izleyenlerin şaşkınlığı, anında hayranlığa dönüşüyordu. Namı öyle duyuldu ki, ulusal televizyonların ana haber bültenlerine bile konuk oldu.
Küçük Cuig aslında büyük bir iddianın simgesiydi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin, 10 yılda 100 yıllık mesafe alacağının işaret fişeğiydi!
* * *
Geçen gün peş peşe okuduğum üç haber, gerçekten de “10 yılda 100 yıl gelişme yaşandığını” bir kez daha kanıtladı.
Çin, geçen aralık ayında saatte 485 kilometre ile giden dünyanın en hızlı trenini raylara çıkardığını duyurmasının ardından şimdi de “efsane tren” olarak anılan Vactrain’i inşa edeceğini açıklamıştı.
Tekerlekleri olmayan bu tren, “elektromagnetizm” sayesinde yerden birkaç santim yukarıda giderek, saatte 965 kilometre hız yapacaktı.
* * *
Dünyanın patronu ABD güya.
Mısır’daki olaylar sırasında hep duyduk.
“ABD’nin Mısır’a verdiği 1,5-2 milyar dolar olmasa” diye başlayan cümleleri.
O da ne ki?
Çin Halk Cumhuriyeti, Kırgızistan’a karşılıksız 5 milyon dolar vermiş de haberimiz yok!
* * *
Bizler yıllardır hep bir hayal görürüz.
Şöyle Disneylandvari bir eğlence merkezi yapılsa, ne iyi olur!
Çin’de yapılıyor.
Hem de ikincisi!
Bunun için 4,4 milyar dolar harcanacakmış ve 4 kilometrekarelik alana kurulacak merkez, yılda 7,3 milyon ziyaretçi ağırlayacakmış.
* * *
Netice şu:
Bir ülkenin küçük Cuig’leri yoksa...
Büyük iddiaları da olmuyor!

Tek karelik Cuig

Kuş uçtu!

Hep “Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan iyidir” derdi Necip Kalkan.
Üstelik bir ticaret erbabı olarak “aday piyasasındaki spekülatif hareketlerin” adamı iflas ettireceğini, en iyi o bilmeliydi.
Ve dahası, “Bu koşullarda aday olacaksan, bağımsız aday ol. Kaybedersen de şanınla, şöhretinle kaybet” diye, aylar önce uyarmıştım onu.
Artık kimin dolmuşuna bindiyse, AKP7den aday adayı oldu.
Sonuçta da, uçtu uçtu kuş uçtu!
* * *
Haberiniz oldu mu, bilmem...
Seçim sürecinin en dehşetengiz olayı, hackerlerin CHP’nin bilgisayar sistemine girerek, aday adayı listelerini çalmasıydı bence.
Bütün isimler tezgâha düştü böylece.
Bereket aday adaylarının telefon numaralarındaki bir sayı grubu (***) diye kodlanmıştı da, iş büsbütün çığırından çıkmadı!