Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Başbakan Erdoğan kelimesi kelimesine “Bir daha Fransa’ya gitmem” dememiş ama o anlama gelen şeyler söylemiş.
Anlıyorum.
“Küstüm sana” dercesine, bu da bir tavır.
Veya daha ilerisi:
“Seni adam yerine koymuyorum.”
Hatta:
“Canın cehenneme.”
Fransa’nın yaptığı karşısında...
Ne desen az.
Ne yapsan az.
* * *
Ama ille de bir şey yapılacaksa, Sarkozy malum yasayı onaylar onaylamaz, inadına Fransa’ya, Paris’e gitmek lâzım.
Hem de tek başına değil.
Bakanlar Kurulu’nun tamamı orada olmalı.
Milletvekillerinin tümü orada bulunmalı.
Elbet Cumhurbaşkanı Gül de, en başta yerini almalı.
İsterseniz, çağırın biz de gelelim.
Türkiye’nin her ilinden, her ilçesinden kalkacak bin otobüslük bir konvoy oluşturalım meselâ.
* * *
Ve buluşalım:
İster Charles De Gaulle Havalimanı’nda...
İster Şanzelize’nin ortasında...
İster Eyfel Kulesi’nin altında...
Herkes, hep bir ağızdan bağırsın:
“Soykırım yoktur.”
Bakalım, ne yapacaklar?
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanını, Başbakanını, Meclis Başkanını, bakanlarını, milletvekillerini topluca derdest mi edecek Fransızlar?
Bakalım, binlerce insanı hangi hapishaneye sığdıracaklar?
Yoksa...
Apışıp kalacaklar ve Fernandel’in en şaşkın ifadesi mi yapışacak suratlarına?
* * *
Hayır Sayın Başbakan, asla.
“Daha da gitmem, daha da gelmem” demenin, ne yeri, ne zamanı.
Aksine.
Gideceksiniz.
İnadına gideceksiniz.
Haklı olmanın gücünü üzerinize zırh yaparak gideceksiniz.
Büyük bir yanlışı bütün dünyaya haykırmak için gideceksiniz.
Sarkozy’yi yerinden zıplatmak için gideceksiniz.
Gideceksiniz ve çevrenizi saracak yüzlerce objektifin tam içine bakarak “Soykırım yoktur” diyeceksiniz.
Bakalım...
Ne yapacaklar?

Haberin Devamı

Tek karelik Fransız!

Hedef Paris

Aramıza hoşgeldin

Ekrem Oran kardeşim inatla ve heyecanla yarattığı ve de her geçen gün kurumsallaştırdığı Çeşme Güneşi Gazetesi’nde, bir vesile ile şunları yazmıştım:
“Uğur Dündar ‘eniştemiz’ olur neticede.
Ve o nasıl ki ‘Çeşme’nin eniştesi’ ise bendeniz de ‘Foça’nın eniştesi’ olmam hasebi ile enişteliğin pek güzel ve itibarlı bir konum olduğunu iyi bilirim.”
İşte bu onura nail olacak biri daha katıldı aramıza:
Cem Yılmaz.
O da Karşıyaka’nın eniştesi oldu.
Yani...
Benim de eniştem oldu doğal olarak.
Gayet memnunum bu durumdan.
Çünkü Cem Yılmaz enişte olarak daha iyi bir yer...
Karşıyaka da, Cem Yılmaz’dan daha keyifli bir enişte bulamazdı.
Gerçi henüz kız istendi.
Sırada nişan var, nikâh var.
Dilerim, Allah tamamına erdirir ve Ahu Yağtu kardeşimizle ömür boyu birlikte mutlu olurlar.