iSTER MÜSLÜM BABA DiNLEYiN iSTER BEETHOVEN

iSTER MÜSLÜM BABA DiNLEYiN iSTER BEETHOVEN


Başıma bir iş gelmeyecekse, Fazıl Say’ı seviyorum. Onu anlıyorum, beğeniyorum ve takdir ediyorum. Bunun için arabeskle ilgili düşüncelerine katılmam şart mı?



Türkiye’de kaç tane Fazıl Say gibi ciddi müzik bilgisi ve birikimi olan besteci sayabilirsiniz? Ben hiç sayamam. Bunun üç sebebi var:
1- Adam dört yaşından beri piyano çalıyor.
2- 22 yaşındayken Berlin’deki bir akademide piyano ve oda müziği öğretmenliği yapmaya başlıyor. Yani çoğumuz hala ‘günde 100 soru çözüp ÖSS’yi kazanmaya’ çalışırken, o ‘eğitmen’ oluyor.
3- 25 yaşındayken, piyano dalında New York’ta yapılan ‘kıtalararası’ yarışmada birincilik kazanıyor.
‘Başarı’yı ‘para kazanmakla’ eşdeğer tutanların, Fazıl Say’ı ‘cahilce konuşmakla’ suçlaması da komik oluyor doğal olarak. ‘Elitist!” diyorlar bir de, sanki küfürmüş gibi... Bırakın o da ‘elitist’ olsun, ne çıkar? Herkesin ‘halkçı’, ‘toplumcu’, ‘gerçekçi’ gibi bin yıllık sıfatlara sahip olmasından bıkmadınız mı? Biri ‘elitist’ olsun, diğeri ‘batı özentisi’ olsun, öteki başka bir şey olsun... Hepimiz saygılı, terbiyeli, solcu filan olduk da ne oldu? Sıkıldık!
Ayrıca lütfen, konu Fazıl Say ise eğer... 40 yıllık hayatının 37 yılında klasik müzikle ilgilenen bir adam bu. İzin verin de Beethoven sevsin, Hakkı Bulut değil. İzin verin de canı müzik dinlemek istediğinde Bach senfonileri çalsın, Müslüm Gürses’ten ‘İtirazım Var’ değil. Bir müsaade ederseniz eğer, ülkesinin müzik kültürüyle, sosyolojisiyle, politik durumuyla ilgili fikir beyan etsin; pazardaki domates fiyatlarıyla ilgili değil.

Haberin Devamı

“Bu ruhu böyle tanımlamam yanlıştı”
Kimse, “Arabesk yavşaklıktır” sözüne katılmanızı beklemiyor. Kimse, “Arabesk değil, klasik müzik dinleyeceksin!” diye dayatmıyor. 24 Ağustos akşamı BeşN BirK programına katılan Fazıl Say, bunu kendisi söyledi: “Benim sevmemekten öte başka dertlerim var arabesk ruhuyla ilgili. Tabii ki kim ne isterse dinler! Ama bütün gün televizyonda arabesk varken, bundan kaçış yokken, seçme şansından bahsedebilir miyiz? Ben hiç kimseye, hiçbir topluma yavşak demedim. Arabeske dedim. Evet, bu ruhu böyle tanımlamam yanlıştı.
Facebook’taki sayfamda birden gerginleşip sinirlendiğim için söylediğim bir laftı.”
O akşam Fazıl Say, evde biriktirdiği bütün soğukkanlılığını alıp çıkmıştı yayına. Çok rahat, mesafeli ve netti. Bir ara Cüneyt Özdemir, “Çok çabuk sinirleniyorsunuz” deyince, “Ne yapayım, öyleyim!” diye cevap verecek kadar açıkyürekliydi. Tüm soruları samimiyetle yanıtladı. Yanlış anlaşıldığı noktaları düzeltti. ‘Umarım beni anlarsınız’ der gibi anlattı derdini. Eminim ki yayın sonunda sabit fikirliliğe yenilmeyen herkes, Say’ın aslında ne demek istediğini, bunu söyleyerek neyi amaçladığını ve ‘genel kanıya aykırı fikirleri olanların’ nasıl da aşağılanmaya mahkum olduklarını, üzülerek anladı.



NE DİYOR?
-Arabesk bence felsefi olarak yılışıklık ve tembelliği temsil ediyor.
-Sezen Aksu 30 yıllık Türk popunun en iyisidir, en üretkenidir. Tanırım ve severim. Ama onunla ilgili açıklanması gereken bir şey var: Toplumda fazla iyi bir yere oturtulmuş.
-Ben yalnız bir adamım. İnternet ve sosyal medya, yalnızlığa iyi bir dost oluyor.


Elif Şafak karakteri ‘düzmece’ mi?
- Elif Şafak’ın çok satan kitabı ‘Aşk’ın bir de beyaz kapaklısı çıktı. Pembesi kadınlar, grisi erkekler içindi. Bunu biliyoruz. Peki beyazı kimin için? Eşcinseller, travestiler, biseksüeller filan mı?
-Yazar bu çok satan kitabında, en meşhur sözü “Kim olursan ol gel” olan Mevlana’yı anlatıyor... “Hayat çok boş, en iyisi maneviyat” diyor... İnsanlara tasavvufu aşılıyor... Ama bir yandan da, kitabın ruhuna tamamen ters olan ‘pazarlama’nın, ‘reklam’ın, ‘aşırılığın’ da dibine vuruyor! Medyada sürekli çıkan, “Elif Şafak makyaj bile yapmaz, güzel giyinmeyi sevmez, hep olduğu gibidir. Samimidir, içtendir, aşırılığı sevmez” hikayesi de bana ‘düzmece’ geliyor doğal olarak. Bu kadar mazbut olan bir insan, nasıl olur da aynı kitabın üç farklı renkte yayınlanmasına... Bu yayınların cinsiyete göre sınıflandırılmasına... Hem bu kadar saçma, hem de bu kadar ‘egoist’ bir fikrin hayata geçirilmesine... Nasıl tüm bunlara müsaade edebilir?

Haberin Devamı