Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geliniz görünüz ki, milli gelirimiz kriz nedeniyle ve de döviz fiyatındaki artış nedeniyle 2002 yılında 180 milyar dolar dolayında gerçekleşecek. Milli gelir rakamı küçülünce ve de borç rakamı büyüyünce borç toplamının milli gelir içindeki payı büyüyor...Gelelim bir başka noktaya... Borcun büyüklüğü kadar "çevrilebilirliği" de önemli. Alacaklılar borçlunun faizi veya anaparayı ödeyemez duruma düşmesinden korkar... Borcun faizinin yüksekliği vadesinin kısalığı o bakımdan alacaklı için bir risktir. Kısa vadeli, yüksek faizli borcu döndürmek (açık anlatımıyla vadesinde faizi ve anaparayı ödemek) çok zor, açık anlatımıyla imkansızdır.Bu açıklamalardan sonra gelelim bizim kamu borcumuzun büyüklüğüne. Devletimizin "konsolide bütçeden" faizini ödemek zorunda olduğu borçların toplamı ocak ayı sonunda 153.2 milyar dolara ulaştı. Aralık sonunda bu rakam 148.3 miyar dolardı. Demek ki, devletin iç ve dış borcu bir ayda 5 milyar dolar arttı. Rahmetli babamın borç ölçüsü "Bin Lira" idi... "Evladım, borç bini aştı mı... Koyuver ipi gitsin... O borç ödenmez" derdi... Şimdilerde borcun ölçüsü kalmadı. Ama, Avrupa Birliğinde, bir ülkenin borcu milli gelirinin yüzde 60ını geçtiğinde o ülkeye iyi göz ile bakılmıyor... Bizim normalde milli gelirimiz 200 milyar dolar dolayında olduğuna göre, bizim için toplam (iç ve dış borcunun) 120 milyar dolar dolayında borç normal demektir. Ocak 2003 Pay (%)Toplam borç 153.2 100.0İç piyasaya borç 45.3 29.6Kamu kesimine borç 43.4 28.3Dış piyasaya borç 31.0 20.2Yabancı kuruluşlara borç 13.5 8.8IMF kredisi 20.0 13.0 Konsolide bütçe borç stoku (milyar $) 2002 yılı milli geliri 180 milyar dolar ise, devletin toplam iç ve dış borcunun milli gelire oranı yüzde 85 demektir. Ama bizim 200 milyar dolarlık milli gelir hesabımıza göre bu oran yüze 75e düşer. Yüzde 60lık sınıra göre "ah vah edilecek" durum yok ama, borcumuz devamlı büyüyor, vadesi kısa, faizi yüksek olduğundan döndürmek zorlaşıyor.Hani bir frene basmıştık. Harcamaları kısmıştık. Hani borç ödeyecektik. Acaba borçlar neden artıyor? Artıyor, çünkü Hazinenin geliri giderini karşılayamıyor. Hazine memur maaşını, memur lojmanlarının masrafını, bakanların yeni Mercedeslerinin parasını borçlanarak ödüyor.Sayın okuyucularıma Hazinenin 2002 yılı nakit tablosunu veriyorum. Bu tablo Ocak - Aralık ayları arasında 12 ayda Hazinenin nakit açığının iç ve dış borçla kapatılabildiğini gösteriyor. Hazinenin 2002 yılında nakit geliri 69 katrilyon lira, nakit gideri 101 katrilyon lira. Nakit açığı 31.9 katrilyon lira. Bu açık, net olarak 15.5 katrilyon lira dış borçlanma, 17.9 katrilyon lira iç borçlanma ile kapatılabilmiş... Demek ki, 2003 yılında da Hazine ancak yeni borçlanmalarla nakit açığını kapatabilecek. (2002 Ocak - Aralık, katrilyon TL.)NAKİT GELİRLER 69.5NAKİT GİDERLER 101.4 (1) Faiz dışı giderler 55.5 (2) Faiz giderleri 45.8FAİZ DIŞI FAZLA 13.9NAKİT DENGESİ -31.9FİNANSMAN AÇIĞI 31.9BORÇLANMA (NET) 33.5DIŞ BORÇLANMA (NET) 15.5 (1) Kullanım 24.5 (2) Ödeme 8.9İÇ BORÇLANMA (NET) 17.9 (1) Kullanım 95.9 (2) Ödeme 77.9KASA/BANKA (NET) -1.5 Hazine nakit dengesi Döviz açığını kapatmak için dış borçlanma da önemli ama derdimiz Türk lirası açığı kapatmak için içeriden borçlanma... Biz dış borcu döndürmekte zorlanmıyoruz. İç borç çığ gibi büyüyor. İç borçta zorlanıyoruz. İç borcu sorun haline getiren "reel faizin" bütçe üzerindeki yükü. Aralık ayı sonunda 91.7 milyar dolar olan iç borç stoku Ocak ayı sonunda 94.6 milyar dolara yükseldi. guras@milliyet.com.tr