Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Devlet Bakanı Tunca Toskay, Kuzey Irak’tan Habur sınır kapısı yoluyla getirilen mazotun 1 Eylül’den itibaren yasaklanacağını açıkladı.
Sınır ticareti nedir? Sınır ticareti kapsamında Türkiye’ye giren petrol nedir? Sayın okuyucularıma anlatayım.
(1) Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki iller için ve de Gaziantep şehri için sınır ötesindeki ülkeler çok önemli bir pazar. Memduh Yaşa Hocal Mezopotamya’nın Dicle ve Fırat vadisi üzerinden şimdilerde sınır ötesinde kalan bu pazarları yıllar öncesinden beri beslediğini anlatır. Suni sınırlar oluştuğunda bu ticaret "sınır kaçakçılığı" olarak devam etti. Türkiye göreceli olarak zenginleşince ve Türkiye’de her mal bulunur hale gelince iki yönlü ticaret, tek yönlü oldu. Komşu ülkelerden Türkiye’de üretilen her mala talep var. Özellikle gıda maddesi, giyim eşyası ticareti Gaziantep şehrini ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Anadolu’yu besliyor.

Kaçak mazot kalitesiz çıktı
(2) Irak’ın dünya ile ilişkileri kesilince, Türkiye’den alacağı mallara talep arttı. Buna karşılık ödeme yapma şansı yoktu. Türkiye’den giden malların bedeli mazot olarak ödenmeye başlandı. Hükümet de buna izin verince Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ekonomide bir hareket ortaya çıktı. 56 bin (yazı ile elli altı bin) kamyon satın alındı. Bunların kasalarının üzerine ve altına fiber depolar yaptırıldı. Kamyoncular Türkiye’den aldıkları patatesi, soğanı, margarin yağını yükleyip Irak’a götürdü. Bunların karşılığında mazot getirdi. Bu mazot girişlerinde haksız rekabet oluştuğu, gelen mazotun kalitesiz olduğu görüldü. Bir düzenlemeye gidildi. Kamyoncuların Türkiye’ye getirdikleri mazotları serbest piyasada satmaları önlendi. Getirilen mazotların tamamı TPAO tarafından kurulan TPİC isimli teşkilat tarafından hudutta satın alındı.
(3) 11 Eylül terör olaylarından sonra fiberli kamyonlarla mazot ticareti yasaklandı. Şimdilerde Mardin ve Şırnak çevresinde 56 bin kamyon "yatıyor"! Karşılığında mazot getiremedikleri için bu kamyonlar sınır ötesine gıda maddesi, giyecek eşyası da götüremiyor. Sadece mazot ticareti ölmedi. Sadece 56 bin fiber depolu kamyoncu işsiz kalmadı. Bu kamyoncuların Irak’a götürdükleri gıda maddeleri ve giyim eşyalarını yapanlar, satanlar da işsiz. Bütün bu işlerle uğraşanlara hizmet sağlayanlar (tamircisinden lokantacısına, berberinden otelcisine) de işsiz.
(4) Mazot ticareti ölünce TPAO’ya Irak’tan Habur kapısı yoluyla ham petrol ve fuel - oil nakliyesi işi önem kazandı. 16 bin tanker, Irak’tan mal yüklüyor, 960 km. giderek TPAO’nın Batman tesislerine, 1.200 km. giderek İskenderun tesislerine mal boşaltıyor. Ton başı bu tankerlere ödenen ücret maliyeti karşılamıyor.

Nakliye zararları kapatılıyor
(5) TPAO’ya ham petrol taşıyan tankercilere bir imkân tanımak amacıyla, her seferde 1.100 litreye, kadar mazot getirmelerine izin veriliyor. Bu da onların nakliye zararını kapatıyor. Ellerine bir miktar para geçmesini sağlıyor.
(6) Anlaşıldığı kadarı ile 1 Eylül’den sonra, tankercilerin bu imkânı da ellerinden alınıyor.
Sayın okuyucularım, bunları yazmak için dün, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan ile, Diyarbakır’da GÜNSİAD’dan Celal Balık ile, Silopi Şoförler Odası Başkanı Heşyar Haşimoğlu ile, Kızıltepe Oda Başkanı Mahmut Dündar ile, Nusaybin’den Nejat Taşpınar ile Cizre Oda Başkanı Adnan Elçi ile konuştum. Konuştuğum kişiler eli taşın altında olan, 56 bin kamyonun "yatması"nın 16 bin tankerin ve 4 bin TIR’ın para kazanmamasının ıstırabını yaşayan insanlar. Mazot ve ham petrol ticareti konusunda PO Genel Müdürü Ertuğrul Tuncer’den bilgi aldım. Sınır ticareti Doğu ve Güneydoğu Anadolu ve Gaziantep için çok çok önemli. Hayvancılık ve tarım para getirmiyor. Sınır ticaretini yasaklayalım... İyi de, bu bölgede yaşayanlar ne ile yaşasın? İşi popülizm ve ucuz politika tartışmaları dışında tutalım. Bu bölgede yaşayanlar için alternatif ekonomik faaliyet alanlarını bulalım da sonra mevcut kaynakları kurutalım. İnsanlar dağdan indi... Dağdan indi de, şimdi şehirde ne yapacak?.. "Ne yaparsan yap... Bana ne?" mi diyeceğiz.
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mahmut Aslan diyor ki: "Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 50’nci maddesine göre, bir ülkeye uygulanan BM yaptırımlarından zarar gören komşu ülkelerin Güvenlik Konseyi’ne başvurarak özel imkanlar talep etme hakkı var. Ürdün bu yoldan Irak ile ticareti sürdürüyor. Türkiye’nin de bir an önce bu konuda harekete geçmesi gerekiyor."