Faizimiz döviz getirenler için cazip olmaya devam ettikçe ve de Merkez Bankası TL’sinin değerini belli koridorda tutmayı sürdürdükçe, (sıcağı ile soğuğu ile) döviz girişi durmaz.
* Döviz girişi bu boyutlarda devam ettikçe, döviz ucuza satılır.
* Döviz ucuza satıldıkça ithalat gerilemez.
* İthalat gerilemedikçe cari açık (döviz açığı) feryatları sona ermez.
Bunlar işin bir boyutu.
Bir başka boyutu daha var.
* Dövizin bolca harcandığı daha sonra döviz arayışına gidildiği için cari açık (döviz açık) oluşmaz. Çünkü olmayan döviz harcanamaz. Olmayan döviz ile ithalat (kredili ithalat hariç) yapılamaz.
* Önce döviz girişi olur. O döviz harcanır. Cari açık kadar harcama yapılır. Döviz ucuz ise çok, pahalı ise ihtiyaç kadar döviz harcanır.
* Cari açığı oluşturan döviz sadece yatırım için harcanmaz. Ne kadar yatırım o kadar cari açık diye bir şey yoktur. Cari açığı oluşturan döviz hem tüketime, hem üretime, hem yatırıma gider.
Şimdi gelelim dün açıklanan cari açık rakamlarının yorumuna: Hükümetin cari açığı dizginlemek için aldığı tedbirlere, iç talebi kısma çabalarına rağmen cari açık azalmıyor.
* Sıcak paracılar kaçtı, kaçıyor denilmesine rağmen döviz girişi devam ediyor.
* Döviz ucuz olduğu için ithalat artışı hız kesmiyor.
Özet ile cari açık cephesinde değişen bir şey yok.
İşte size basit bir tablo: Bakınız 5 ayda her ay ne kadar döviz girişi olmuş, ithalat her ay nasıl artarak sürmüş gitmiş. Her ay dış ticaret açığı (ithalat ile ihracat arasındaki fark) ne kadar. Ne kadar aylık ve 5 aylık döviz açığı ortaya çıkmış:
Özay Şendir
Özgür Özel, yandaş mı oldu?
26 Nisan 2024
Güneri Cıvaoğlu
Katar arabuluculuktan çekilirse…
26 Nisan 2024
Cem Kılıç
İklim değişikliği işte ‘büyük risk’
26 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Türkiye, NATO Genel Sekreter adaylarına ne söylüyor?
26 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Atama, obezite ve boşvermişlik
26 Nisan 2024