Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Üretimsiz ekonomide "faiz" fakirin cebinden zengine "para hortumlamaktır. "Ekonomi "üretim"e dayanır. Ekonomi "üretim" ile başlar. Eğer talebi olan bir mal ve hizmeti üretmiş ise, insan ürettiğini satar. Gelir elde eder. Normal olan insanın elde ettiği gelirin tamamını tüketmesidir.
       Fakat değişik nedenlerle (yarın endişesi ile veya daha büyük harcama için birikim arayışında veya faizin cazibesinde) insan gelirlerinin tamamını hemen tüketmez. Gelirin bir bölümünün tüketimini erteler. Ertelenen tüketim, tasarrufu oluşturur.
       Faiz, ertelenen tüketimin, tasarrufun "ödülü"dür. Karşılığıdır. Fiyatıdır.
       Nasıl ki "gelir" denilen şeyin, "tasarruf" denilen şeyin kaynağı "üretim" ise, "faiz"in de kaynağı üretimdir. Faiz karşılığı kullanılan para üretime yönlendirilir. Üretim artışını sağlar. Üretim artışından sağlanan gelirin bir bölümü ile de "faiz" ödenir.
       Eğer faiz karşılığı alınan para (borçlanılan para) üretimde kullanılmıyor ise, "faiz" ancak ve ancak başka yerlerden para bulunarak, para çalınarak, para hortumlanarak ödenebilir.
       Üretim artışında kullanılan para için ödenecek faizin bir ölçüsü vardır. Bu ölçü o para ile üretimde sağlanan artış ile orantılıdır. Üretim artışında kullanılmayan paranın faizinin de ölçüsü olmaz. Bir örnek vereyim: Devlet 100 lira borçlandı. Bunun ile paralı yol yaptırdı. Paralı yoldan her yıl geçiş ücreti olarak 50 lira toplanıyor. Bu paranın 10 lirası yolun yapımı için borçlanılan paranın faizini, 100 lirası borç taksidini karşılıyor. İşte bu üretime dayalı, sağlıklı bir faiz ödemesidir.
       Bir başka örnek vereyim: Devlet 100 lira borçlandı. Bu para ile milletvekillerine kıyak emeklilik ödemesi yaptı. Bakanlara Mercedes otomobil satın aldı. Devletin borçlandığı paranın tamamı üretimde kullanılmadığından faiz ve ana para taksidini ödemek için devletin yapacağı tek şey var: Halkın cebinden para çalarak, para hortumlayarak bu borcun faizini ödemek... Halkın cebinden para çalmanın veya hortumlamanın yolu vergidir, enflasyondur. İşte bu sağlıksız faiz ödemesidir.
       Üretim olmadan faiz ödenemeyeceğini "üretimin temel faktörlerini" hatırlatarak anlatayım.
       Mal ve hizmet üretimi dört temel faktöre dayanır. Üretimin gerçekleşmesini sağlayan bu 4 temel faktör üretime katkıları oranında üretimden pay alır. (Bu aldıkları paya da Katma Değer denilir).
       (1) Doğa. Üretime yaptığı katkının karşılığını rant / kira olarak alır.
       (2) Sermaye. Üretime yaptığı katkının payını faiz olarak alır.
       (3) Emek. Üretime yaptığı katkının payını ücret / maaş olarak alır.
       (4) Müteşebbis. Üretime yaptığı katkının payını "kar" olarak alır.
       Bu üretim faktörlerinin biri olmaz ise üretim gerçekleşemez. Emek olmadan üretim yapılamaz ama, müteşebbis olmadan da yapılamaz. Sermaye olmadan da yapılamaz. Bu nedenle "faiz" üretimin vazgeçilemez dayanaklarından biridir. (Bazıları faiz lafını beğenmez. Kar payı der. İkisi aynı şeydir. İsminin değişmesi faizin önemini değiştirmez.)
       İstanbul Sanayi Odası Türkiye'nin kamu ve özel 500 büyük kuruluşunda mal ve hizmet üretiminde "Katma Değer"in oluşumunu izler. Bunları tablo halinde yayımlar.
       1998 yılı sonuçlarına göre Türkiye'de büyük kuruluşların üretim yaparak yarattıkları her 100 liralık Katma Değer'in 41.5 lirası faize gidiyor. 52.7 lirası ücret veya maaş olarak emeğe ödeniyor. Bu sağlıksız dağılım üretim artışını önlüyor.
       Yüksek faiz nedeniyle kamu ve özel sektörde üretimde kullanılamayan tasarruf ortada mı kalıyor? Hayır... Üretimde kullanılmayan paranın üzerine devlet atlıyor. Devlet bu parayı üretimde kullanmayacağı, milletvekillerine kıyak emeklilik parası olarak ödeyeceği, bakanlarına Mercedes otomobil alacağı için "faizin yüksekliği"ne bakmadan, çekinmeden kullanıyor.
       Faizin yüksekliğinden çekinmiyor. Çünkü faiz "üretimde sağlanacak artış ile" ödenmeyecek. Faiz, halkın cebinden ek vergilerle para hortumlanarak toplanacak.
       Faiz çarkının ne olduğunu halkımız anlar ise, halkımız enflasyonun ve faizin düşmesinin yararlarını daha iyi değerlendirebilir.






Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr