Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MTA (Maden Tetkik Arama Enstitüsü) Doğu’da petrol aramaya 1934 yılında başladı. Ham petrolü işlemek için bir rafineriye ihtiyaç vardı. İstanbul’da, Boğaziçi Umuryeri’nde 1929 yılında Türk Neft Sanayi adına Yaşua Behar’ın kurduğu ve Romanya’dan getirilen ham petrolü işleyen basit bir tasfiyehane (rafineri) vardı. Bu tasfiyehane satın alınarak Diyarbakır’a taşındı ve 1948 yılında Maymune Boğazı’na monte edildi. Günde 10 ton (bir tankerin taşıyacağı kadar) ham petrol işleniyordu.
İnönü bu tesisi görmek istedi. Karısı ve kızıyla Batman’a geldi. İki gece tren istasyonunda yattı. O yıllarda Batman diye bir yerleşim yoktu. Siirt’in Beşiri (Tobin) ilçesine bağlı 10 haneli İluh köyü vardı. İnönü, harp sırasında Hazine’de biriken dövizleri harcamayı göze alarak peşin parayla İluh’ta demiryoluna yakın bölgede, doğru dürüst bir rafineri yaptırttı. Bu rafineri günde 150 ton ham petrol işliyordu. Çevrede MTA’nın petrol arama faaliyetlerinde, açılan kuyularda ve rafineride çalışanların sayısı artınca 10 haneli İluh köyü büyüdü. Rafinerinin ürünlerini taşımak için de ayda 35 bin varil yapan bir varil fabrikası kuruldu. İluh’un adı Batman “Batı Raman” oldu. (Kaynak: Bu bilgileri Batmanlı gazeteci dostum Arif Arslan’ın “Batman Çağdaş” gazetesinde yayımlanan “Kara Altının Öyküsü” başlıklı yazı dizisinden aktardım.)

Rafineri “can damarı”
Bugünkü Batman Rafinerisi’nin yapımına da MTA başladı. Batman rafinerisinin kapasitesi küçük, teknolojisi eski. Ama bu rafineri Batman’ın can damarı. TPAO’nun bu bölgedeki 600 dolayındaki kuyudan çıkardığı petrolün düşük kaliteli bölümü, bu rafineride işleniyor. Genelde siyah ürün elde ediliyor.
Bunları neden yazıyorum? Cuma günü sonu Batman’da idim. Batman denilince akla ilk gelen petrol ve rafineri. O nedenle Batman yazısına petrol ve rafineri hikayesi ile başladım.
Milliyet’in “Türkiye’ye Yatırım, Geleceğimize Yatırım” toplantılarının 11’incisi geçen cuma Batman’da yapıldı. Milliyet gazetesinin sahibi Demirören ailesinden Meltem Demirören Oktay, Yıldırım Demirören, Genel Yayın Yönetmenimiz Derya Sazak ile Ekonomi Servisi Müdürümüz Şükrü Andaç ile birlikte bu toplantıya katıldım. Toplantının şeref konukları Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yörenin önde gelen işadamlarından Ethem Sancak ve Nihat Özdemir idi.
İlgimi çeken, bu üç ismin doğdukları, yetiştikleri topraklara bağlılığı ve yörelerinin gelişmesini hızlandırmak için hemşehrilerini üretime, yatırıma teşvik etme çabaları oldu.

Yöre barış ve iş bekliyor
Batman’da Diva Salonu’nu dolduran Batmanlılara hitap eden bakan ve işadamları “Bakınız... Biz de bu yörenin insanıyız. Sıfırdan başladık. Çalışanın önü açık. Okuyan, işine sahip olan bakanlığa kadar yükseliyor, işadamı olarak öne çıkabiliyor. Onun için önce eğitime, sonra üretime önem verelim” mesajını verdiler.
Batman Valisi Yılmaz Arslan, Belediye Başkanı Vekili Serhat Temel ve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Nasıroğlu da yaptıkları konuşmalarda yatırımdan, üretimden söz ettiler.
Sayın okuyucularım, Türkiye’de önemli bir değişim var. İnsanlar üretim olmadan hiçbir şey olamayacağını anlamaya başladı. Eskiden bu tür toplantılarda yöre halkı devletten hizmet dilenir idi. Şimdi konuşulan “Ne yatırımlar yapabiliriz? Ne üretebiliriz? Üretim nasıl artacak? İhracat imkanları nelerdir? Kaç kişiye iş imkanı sağlandı? Yeni yatırımlar için nereden yer bulunacak?” gibi konular. Bu çok önemli bir değişim.
Batman toplantısının bir özelliği de “Kürt sorununun çözümü için başlatılan çalışmaların yoğunlaştığı ve de Paris olaylarının öne çıktığı bir dönemde” yapılması olması. İlgimi çeken, toplantı öncesi ve sonrası konuştuğumuz yöre halkının çözüm bekleyişi ile toplantılarda yapılan konuşmalarda, Türklerin ve Kürtlerin ortak bir dil ile verdikleri “barış mesajları” oldu.
Sosyal ve ekonomik değişimi, Batman ekonomisini ise yarın anlatacağım...