Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ercan Kumcu diyor ki, ”Dövize talebi dengelemek, döviz fiyatının istikrara kavuşmasını sağlamak için şu günlerde, Merkez Bankası’nın:
- Faizi yükseltmekten korkmaması gerekir. Para politikasında yanlışlar var. Para politikası döviz fiyatının yükselmesini teşvik ediyor.
- Bankaların Merkez Bankası’nda zorunlu karşılıklar hesabında duran 21 milyar dolarını, bankalara iade ederek, bankalardan bu dövizlerin karşılığı Türk Lirası’nı istemesi gerekir.
Ercan Kumcu, yurtiçinde ve yurtdışında iyi eğitim görmüş bir iktisatçıdır. TCMB’da uzun yıllar çalıştıktan sonra özel sektörde bir bankanın tepe yönetiminde bulundu. Ekonomiyi, merkez bankacılığını, özel bankacılığı ve para piyasasını biliyor. Böyle birikimi olanların, daha önce benzer sorunlarla karşılaşanların deneyimlerinden bu günlerde yararlanmayacaksak ne zaman yararlanacağız?
(Hoca damdan düşmüş. Etrafına toplananlar “Şunu yap iyileşirsin, bunu yap iyileşirsin” diyerek akıl vermeye çalışırken Hoca
“Siz bana daha önce damdan düşen birini bulun. Bana ancak o yardımcı olabilir” demiş.)
Ercan Kumcu diyor ki:
(1) Faizi yükseltmek, TL’sini sıkılaştırmak gerekir
- Para Politikası Kurulu (PPK) kararları, piyasadaki ateşi düşürmek için yetersiz gibi görünüyor.
(1) Ateşi yükselten etkenler oldukça güçlü; (2) Gecelik faizler yıllık yüzde 0.5 puan arttı diye bugünkü ortamda yatırımcıların portföy tercihlerini değiştirmelerinin olasılığı sıfır.
- Politika faizi Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının en önemli ve belki de tek göstergesi durumundadır. Piyasalar, Merkez Bankası’nın duruşunu, politika faizi konusunda aldığı kararlardan anlar ve kendilerini konumlarlar. Merkez Bankası böyle bir göstergeyi işlevsiz hale getirdi.
- Para politikası hem etkinliğini, hem de itibarını bir ölçüde kaybetti. Para politikası faizi, gülünç hale geldi. Yıllık enflasyon yüzde 9’a dayandı. Hazine’nin gösterge tahvilinin yıllık getirisi yüzde 9’un üzerine fırladı. Döviz piyasası kaynıyor. Üç ay önceye göre Türk Lirası sepet bazında nominal olarak yüzde 10’un üzerinde değer yitirdi. Para politikası faizi yüzde 4.5’te takıldı kaldı.
- Faizsiz para politikası uygulaması görüntüsü, para politikasını zedeliyor. Para politikası kendini devre dışı bırakıyor.
(2) TL’yi sıkılaştırırken dövizi gevşetmeye mecburuz
Bugün içinde yaşanan şartlar para politikasının TL yönünde çok sıkı, döviz yönünde ise gevşek olmasını gerektiriyor.
- Geçen yıl, uluslararası sermaye akımları güçlüyken, Merkez Bankası 21 milyar dolar rezerv biriktirdi. Şimdi, daha önce giren sermaye çıkmaya çalışıyor. Döviz rezervlerindeki erimeye izin vermekten başka çare yok.
- Hangi metotlarla döviz rezervi biriktirilmişse, aynı metotlarla rezerv erimesine izin vermek durumundayız. Döviz rezervleri Merkez Bankası’nın bankalardan döviz borçlanmasıyla artırıldı. Şimdi de, Merkez Bankası’nın bankalara olan döviz borçlarını azaltmasıyla döviz rezervleri erimeli.
- Bu arada, TL bulmanın daha maliyetli olmasıyla (Karşılıklarda dolar bankalara iade edilerek, yerine bankalardan TL istenerek ve de faizi yükselterek ) kurların artışına oynayan piyasa oyuncuları püskürtülmeli.
Faiz artışından korkmamalı.
- Geçici olarak faizlerin artmasına sıcak bakmayan bir politika ileride faizlerin kalıcı olarak tırmanmasının nedeni olur. Hep böyle olmuştur. Merkez Bankası, “faizli para politikası” görüntüsüne geri dönmelidir.

Ya herro, ya merro!
Ercan Kumcu’nun anlattıkları bunlar. Sayın okuyucularımız, “Zor bir dönemden kurtulma arayışındayız.” Faiz silahı da, döviz rezervi de bugünler içindir. “Azıcık ondan, azıcık bundan” derken faiz gene yükselir, rezerv gene erir ama netice alınamaz. Bardak bardak su dökmekle yangın söndürülemez. Önce yangını söndürelim, sonra faizi gene geri çekeriz, rezervi artırmanın yolunu buluruz.
(Hatırlatma: Ercan Kumcu’nun önerileri yeni değil. 13 Temmuz 2013 tarihinde bu köşede önerilerden söz edilmişti.
O günlerde tedbir alınsaydı, yangın bu kadar büyümezdi.)