Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

SOMA FACİASI SONRASI... KİM ŞEHİT, KİM GAZİ

Şehit ve gazi denildiğinde bizim kuşaklar Çanakkale ve İstiklal Harbi şehitlerini ve gazilerini hatırlarlar.
Bizde yerleşmiş tanıma göre, şehit, vatan müdafaası için savaşa katılan ve hayatını kaybeden ordu mensubudur.
Gazi, ise gene vatan müdafaası için harbe katılan, yararlanmadan evine dönen (muharip gazi) veya yararlanarak sakat kalan (malul gazi) ordu mensubudur.
Hadislere göre, Allah rızası için, O’nun adını yüceltmek için mücadele eden ve bu yolda canını veren kişi şehit sayılır. Bazı hadislerde vebadan ve haşarat sokmasından, karaciğer iltihabından ölenlerin, suda boğulanların, deveden veya attan düşerek ölenlerin, karnındaki cenin sebebiyle ölen kadınların de şehit sayılacağı anlatılır.
Günümüzde şehitlere ve şehit yakınlarına devlet tarafından verilen destekler nedeniyle “kimlerin şehit sayılacağı” konusu önem kazandı.
Şu günlerde Soma’da maden kazasında hayatını kaybeden işçilerimizin de şehit sayılması konusunda istekler var.

Devletin “şehit” tanımı
Milli Savunma Bakanlığı’nın şehitlik yönergesi şehit olma halini düzenliyor. Yönergeye göre; Fiilen ateş altında ölenler. / Harpte yaralanıp tedavi sırasında ölenler. / İç güvenlik görevlerinde veya terör ve anarşiyle mücadelede ölenler. / İç güvenlik görevinde yaralanıp tedavi sırasında ölenler. / Eğitim yada tatbikat yapan askerlerden görev sırasında veya görev yerinden ayrıldıktan sonra meydana gelen olayda ölenler. / Görev sırasında yaralanıp da sonradan bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler. / Kaçakçılığın men ve takibinde çatışmada ölenler. / Sınır emniyet hizmetlerinde iken silahlı çatışmada ölenler. / Sınır emniyet hizmetine yönelik faaliyetler sırasında kaza ve olaylarda ölenler. / Aileleri istediği takdirde; ölen savunma bakanları, orgeneraller ve oramiraller. / TSK mensubu ve ayrılanlardan asker olmaları nedeniyle teröre maruz kalmaları sonucu ölenler. / Herhangi bir askeri tesisin afetlere maruz kalması sonucu ölenler. / Vazifeli olarak askeri uçak veya helikopter, gemi ve denizaltının herhangi bir sebeple düşmesi, batması, infilak etmesi sonucu ölenler. / Görev için yurtdışında bulunan TSK personelinden, bu görevlerinden dolayı maruz kaldıkları tedhiş veya suikast sonucu ölenler şehit sayılıyor.

Vazife malulü şehit sayılıyor
TSK mensupları için çıkarılan yörünge dışında, yürürlükteki kanun ve mevzuat dışında, kimlerin şehit sayılacağını kurala bağlayan bir hüküm yok. Kanunlarda ve mevzuatta, ‘’Vazife malullüğü’’, “Harp malullüğü” tanımları yer alıyor.
2011 yılı şubat ayında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şunlar belirtiliyor:
“3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na göre, kamu görevlilerinden, yurtiçinde veya dışında görevlerini ifa ederken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemine muhatap olmaları sonucu malul duruma girmeleri veya ölümleri, bir başka ifadeyle, terör suçlularının gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle yaralanmaları sonucu malul durumuna girmeleri halinde kendilerine, ölmeleri halinde, ölenlerin dul ve yetimlerine, görevdeki emsalinin aldığı aylık miktarına bağlı olarak vazife malullüğü aylığı ödenecektir.
Görüldüğü üzere, kanunda “şehit” tanımı yapılan bir hüküm bulunmadığı gibi, terör eylemine muhatap olmaları sonucu vefat edenlerin şehit sayılacağına dair herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır.”

Peki SGK konuya nasıl bakıyor?
Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) göre, Silahlı Kuvvetler mensupları dışındaki ölümlerde “şehit”lik tanımı söz konusu değil. Vazife malullüğü aylığı bağlanmasına hak kazananlar ve bunların ölümleri halinde vazife malullüğü aylığından yararlanan yakınları vardır. Bu isimler kamuoyunda “şehit” ve onların yakınları da “şehit yakını” olarak adlandırılıyor.
Şehit yakınlarına devlet değişik destekler veriyor. Şehit aylığı dışında, değişik sosyal yardımlardan yararlanan şehit yakınlarına kamu kuruluşlarında ayrıcalıklı istihdam imkânı, çocuklarına ayrıcalıklı eğitim
imkânı tanınıyor.