Irak yazıları (1) Bu köşede, 13 Ekim 2001'de çıkan yazımdan:"Irak'ta doğru olan askeri değil, diplomatik çözüm. Savaşı aklı başında hiç kimse istemez. Ayrıca savaş sonrası koşulları kimse doğru dürüst kestiremiyor. Irak'ta ne olur? Bölge kendini daha büyük bir cehennem çukurunun içinde bulabilir mi? Bilinmiyor. O yüzden evet, askeri değil, diplomatik çözüm daha iyi."19 Mart 02'den:"Afganistan devam ederken, İsrail ile Filistin alev alevken, bir de kalkıp Irak'ı vurmaya kalkışmak herhalde akıl kârı bir politika değil, olamaz. Ortadoğu daha beter istikrarsızlaşır. İslam dünyası daha beter radikalleşir.Ve Bin Ladin'lerin eli güçlenir."21 Eylül 02:"Saddam yalnız kendi halkının değil, bütün bölgenin başına bela. Tam bir istikrarsızlık kaynağı. Uzun yıllardır öyle. Bu yüzden tereyağından kıl çeker gibi devrilse, ağlayanı pek olmaz.Ama bunun garantisi yok.Savaşın Bağdat'ta ve bölgede ne gibi dinamikleri harekete geçireceğini öngörmek olanaksız. Bir kere düğmeye basıldı mı, bölgede hangi hortlaklar cirit atmaya başlar, kestirmek güç."18 Ekim 02:"Evet, savaş olmasın! Şu sıralar Saddam'dan bir saray darbesi ile kurtulabilsek keşke... Çünkü savaşın başımıza ne gibi belalar saracağını bilemiyoruz."30 Ocak 03:"Geri basar mı Başkan Bush? İhtimal verene rastlanmıyor. Irak'a vurduğunda ne olacak? İki senaryo: Amerika batağa saplanacak veya Saddam'ı tereyağından kıl çeker gibi devirip yürüyecek.Hangisi? Genel beklenti:Amerika için Saddam'ı devirmek sorun değil. Belirsizlik, Saddam sonrasıyla ilgili. Amerika'nın müthiş savaş aygıtı, Saddam'ı çabuk yok eder ama sonrası ne olur, neler yaşanabilir? Arap Yugoslavya'sı mı?Arap Almanya'sı mı?Birinci senaryo, uzun süreli kan ve gözyaşı demek. Şiilerin, Sünnilerin, Kürtlerin, Türkmenlerin, Saddamcılarla anti-Saddamcıların hızla birbirlerinin gırtlağına sarılmaları demek...İkinci senaryo, yani Arap Almanya'sı, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın derlenip toparlanmasına, demokratikleşmesine benzer bir sürecin Irak'ta yaşanması demek..."20 Şubat 03:"Keşke savaş çare olmaktan çıksa. Saddam'dan savaşsız kurtulsak! Askeri stratejinin tarihte bilinen en eski kuramcısı, milattan önce beşinci yüzyılda yaşamış Çinli Sun Tzu, 'En yüksek sanat, yüz savaşta yüz zafer kazanmak değildir. En yüksek sanat, düşmanı savaş yapmadan yenmektir' der."Irak'ta olabilecek mi bu?"21 Mart 03:"Ne yazık ki savaş! Evet öyle. Aklı başında hiç kimse savaş istemez. Savaşın insanlık açısından nasıl bir trajedi olduğunu tarihin acı yüklü, kanlı, kepaze sayfalarından bilir çünkü. Savaş lanetlenir. Barış yüceltilir. İnsanlık bunu gerektirir çünkü...Washington'da kapalı kapılar arkasında ve kâğıt üstünde yapılan planların hayatın içinde ne gibi sonuçlar vereceği malum değil. Şapkadan tavşan çıkarır gibi demokrasi ihraç etmenin hiç de kolay olmadığını akılda tutmak gerekiyor.Ya Saddam sonrası Irak'ı 'Lübnanlaşma'ya götürecek kanlı bir süreç, bir savaş ortamı doğarsa... Ya dünyanın başına yeni yeni Bin Ladin'ler bela kesilirse... Ya belirsizlikler ve petrol fiyatlarının patlaması, dünya ekonomisini büyük bir krizin çukuruna yuvarlarsa...Kâbus senaryosu!" Üç yıl sonra bugün neredeyiz?Irak'ta savaş opsiyonuna karşıydım ama savaş patladı. Savaşa karşıydım ama '1 Mart tezkeresi'ni destekledim.Irak yazılarına yarın da devam... h.cemal@milliyet.com.tr Irak Savaşı üçüncü yılında. Irak ve savaş konulu yazılarım 11 Eylül (2001) sonrası başlamış, bugüne kadar 201 sayısına ulaşmış.