Tamam, itirazımız yok, adalet mülkün temelidir. İyi güzel de, mülk de adaletten yakınırsa, şikâyetçi olursa...
Hatırlayacaksınız, Anayasa değişikliği için referanduma gidildiği günlerde iktidarın ağzından “adalet reformu” lafı düşmüyordu.
Acaba halkımız adalet reformundan ne anlıyordu?
Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun nasıl kurulacağını mı, yoksa adliyede işlerin daha hızlı yürümesini mi?
* * *
Evet, adalet mülkün temelidir ama, “geciken adalet de adalet değildir” diye bir laf vardır.
İki duruşma arası aylarca olursa bu geciken adalet olmaz mı?
Aylarca, yıllarca süren davalar vardır.
Hâkimler değişir, savcılar emekli olur, dava “derdest”tir.
Nereye kadar?
Gidebildiği yere kadar...
* * *
Abdurrahim Karakoç’un “Hâkim Beğ” diye bir hicvi vardır...
Vatandaş ‘Hâkim Beğ’e şikâyetini anlatır:
“Sekiz evlek tarla, bir geverlik su,
Yüz yılda hükme bağlanmaz mı?
Kazanmasam da hu kazansam da hu!
Canım ta burnuma geldi hâkim beğ!”
* * *
Mülkün temelinin de adaletten yakınması; o da hakkını alamamaktadır.
Bir örnek.
Bodrum, Turgut Reis ilçesinden...
Devletin elinde 2800 metrekare bir arazi vardır, bu arazi üzerine de 50 yat kapasiteli bir yat limanı yapılsın diye bir özel şirket 49 yıllık bir sözleşme yapar.
Ya şirket sözleşmeye uymazsa, yıllık bedeli ödemezse?
* * *
Devletin yapacağı nedir?
Sözleşmeye uymayan şirkete “irtifak hakkını kaldıracağını” bildirmek.
Yani, ya parayı öde, ödemezsen arazideki irtifak hakkını kaldıracağım.
Devlet şirketle anlaşmayınca adalete gider.
Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi’nde iptal davası açar.
Dava dosyası (1999/270) sayı ve tarihlidir.
Dava devam eder, aradan 11 yıl geçer hâlâ devam eder, kim bilir daha ne kadar devam edecektir.
Mülkün sahibi devletin yapacağı bir şey yoktur, ne arazisinin bedelini alabilmekte, ne de açtığı anlaşmayı iptal edebilmektedir.
* * *
Onun için, “Adalet mülkün temelidir” diye nutuk atmayalım, görüyorsunuz işte mülkün adaletle başı dertte, o da derdini anlatamıyor, 11 yıldır uğraşıp duruyor, Abdurrahim Karakoç gibi:
“Gene tehir etme üç ay öteye
Bu dava dedemden kalma hâkim beğ
Otuz yıl da babam düştü ardına
Siz sağolun o da öldü hâkim beğ”
* * *
DİP NOTU: Bazı okurlar, dünkü yazımızda “Aman Başbakan’ı kızdırmayalım!” diye bir endişe sezmişler. Doğru tespit! Sayın Tayyip Erdoğan’ı kızdırmaya gelmez, kızdıklarının akıbeti ortada...