Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları

Hasan PULUR

"DUR bakalım, şimdi n'olacak?" diye bir tekerleme vardır...
EVET, şimdi bakalım n'olacak?
Hani Türkiye'de demokrasi olmadığını söyleyenler - ki biz de var diyenlerden değiliz - hep aynı örneği verirler:
"Bakın efendim, işte İtalya, işte İspanya, işte Portekiz, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, bunların hangisinde hangi mahkeme, bir parti yöneticisini yargılayıp mahkum ediyor, söyleyin!"
Şimdi de aynı örneği verebilirler, ama bir farkla artık İspanya'yı ağızlarına alamayacaklar. Çünkü İspanya Yüksek Mahkemesi, terör örgütü ETA'nın siyasi kanadı "Henri Batasuna""Halkın Birliği" partisinin 24 yönetcisini yedişer yıl hapse ve 680'er milyon para cezasına mahkum etti.
* * *
EVET, şimdi n'olacak?
Demek İspanya da, bazılarının pek sahip çıktığı, gerçek demokrasiden vazgeçip, bizim saçma sapan demokrasimizi taklide başlıyor, bize takılıyor.
Yazık!
Oysa bizim "numaracılar", sağlı sollu "yeni mandacılar"a göre demokrasi terörle yeşerecekti(!)
Bu yüzden terörü övenler, onların katında "Düşünce özgürlüğünün yılmaz savaşçıları"ydı.
Her ne kadar dillerinden düşürmedikleri Avrupa, terörü övenlerin, destek çıkanların mahkum edilişini haklı bulsa bile, onlar bunu ya görmezden gelirler, ya da gözlerden uzak tutmaya çalışırlardı.
Örnek mi?
Buyurun!
* * *
DİYARBAKIR Belediye eski Başkanı Mehdi Zana, terör örgütünü desteklediği ve övdüğü gerekçesiyle bir yıl hapse mahkum olur. Zana kendisine verilen ceza için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurur, "Benim ifade özgürlüğüme müdahale ettiler" der. Mahkeme, Zana'nın bu başvurusunu reddeder, kısacası Zana'nın Türk mahkemesinde cezalandırılmasını doğru bulur. Aynı mahkeme Zana'nın yargılanması sırasındaki işlemleri de yerinde bulmaz ve Türkiye'yi para cezasına mahkum eder. Ol hikayet işte budur ve bu hikaye, nedense bazılarınca Türk kamuoyundan adeta saklanır.
* * *
ŞİMDİ bakalım İspanya'yı ne yapacaklar?
23 parti yöneticisi yedişer yıla mahkum oluyor.
Peki oralarda İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi yok mu?
Hiç olmaz olur mu?
Bakın 10. maddenin birinci bendi ne diyor:
"Herkesin anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, görüş edinme ve resmi makamlarca karışılmaksızın ve ülke sınırlarına bakılmaksızın bilgi ve düşüncelerin alınıp verilme özgürlüğünü de içerir."
Evet, böyle diyor ama aynı maddenin ikinci bendinde de kısıtlamalar getiriliyor:
"Kullanılması ödev ve sorumluluklar içeren bu özgürlükler, demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, ülke bütünlüğü, kamu güvenliğinin gerekleriyle ve kamu düzeninin korunması ya da suçun önlenmesi, genel sağlık ve ahlakın, başkalarının ün ve haklarının korunması, gizliliği olan bilgilerin açıklanmasının önlenmesi ya da yargı organının otorite ve yansızlığının sağlanması için gerekli olan ve yasayla konulan kural, koşul, kısıtlama ve cezalara bağlanabilir."
Yok ulusal güvenlikmiş, ülke bütünlüğüymüş, kamu güvenliğinin gerekleriymiş, kamu düzeni korunacakmış, suç önlenecekmiş!!!
Laf bunlar laf, bunlar düşünce özgürlüğünü kısıtlamak için uydurulan bahanaler!!!
Geçenlerde Deniz Som da bunları belirterek "Yazıklar olsun Avrupa'ya!" diyordu.
Hem de, ne yazıklar olsun!
Bizimkiler de onları "demokrat" sanırlardı, adamlar yakında "faşist" damgası yerlerse, sakın şaşırmasınlar...
Hem İspanyol hakimler; ne de olsa Franko'nun torunları...
Baksanıza, teröre karıştıkları gerekçesiyle iki gazeteciyi de 39'ar yıla mahkum etmişler.
Faşist bunlar faşist!



Yazara EmailH.Pulur@milliyet.com.tr