Ben belgeseli ceza olarak değil, hevesle, istekle, öğrenme arzusuyla izleyenlerdenim.
Ama öyle belgesellere denk geliyorum ki, gerçekten, izlerken cezaya dönüşüyor. Başı sonu belli değil... Kim konuşuyor, ne anlatıyor, ne zaman araya reklam giriyor, insan bunu anlayana kadar çıldırıyor.

Gidenler anlatıyor
Neyse, geçenlerde TRT Belgesel’de ‘Bi Çiftlik’ adlı derli toplu bir yapıma denk geldim. Hani İstanbul’un keşmekeşinden bezenlerin, “Bu İstanbul çekilmez artık. Küçük bir kasabaya yerleşip toprakla ilgileneceğim” durumu var ya; işte ‘Bi Çiftlik’ pek çoğumuzun aklının hep bir köşesinde olan, ‘büyük kenti bırakıp doğaya dönme durumu’ yerine, bizzat dönenleri bulup konuşuyor.
Emeklilik hayali kuranlar değil onlar, basbayağı en verimli çağında büyük kentlerden gidip çiftçilik yapanlar. Başlarına neler gelmiş, ne gibi zorluklar / kolaylıklar yaşamışlar, ne kadar mutlu ya da mutsuz olmuşlar...

Yeşilin elli tonu: Artvin
Tanıtımını izledim, ‘Bi Çiftlik’ bu hafta Artvin’e gidecekmiş. Artvin benim sadece Türkiye’de değil dünya üzerinde en sevdiğim illerden biri. Hatta bir ziyaretimde, yeşilin 50 tonunu bir arada görünce, “Yerleşsem keşke buralara” diye düşünüp, ev fiyatlarını filan araştırmıştım. Ama sonra İstanbul’a dönünce çoğumuz gibi ben de “Yok ben başka yerde yapamam” deyip konuyu kapattım.
Geçenlerde bir arkadaşım hayatımdaki pek çok kararsızlığımla ilgili yerinde bir tespitte bulundu: “Senin gönlün var ama niyetin yok!”
‘Bir belgesel izledim hayatım değişti’ durumum da yok tabii ki ama belki, canlı örnekleri evimize getiren ‘Bi Çiftlik’ değiştirir niyetimi(zi)...

Haberin Devamı

Yunanistan’da da bir numara

Önceki gün bir davette Ahmet Ümit’le karşılaştık. Gülerek telefonuna bakıyordu. Merak ettim sordum, “Sizi mutlu eden bir haber mi aldınız?” diye. Bir arkadaşı Yunanistan’a gitmiş ve havalimanında Ahmet Ümit’in afişleri önünde çektiği fotoğrafları gönderiyormuş. Cahilliğime geldi, “O afişleri siz mi yaptırdınız?” dedim, “Yok, oradaki yayınevimiz Patakis yaptırmış, bana da sürpriz oldu” dedi.
Bilmiyordum, öğrendim; meğer kitapları 20 dile çevrilerek dünyanın pek çok ülkesinde okuyucusuyla buluşan Ahmet Ümit, Türkiye’de olduğu gibi Yunanistan’da da bestseller’mış.
Geçenlerde Yunanistan’da düzenlenen imza günü hayli kalabalıkmış ve önümüzdeki günlerde de ikincisi yapılacakmış.
Sadece işini iyi yapan, bunu yaparken de başarıyı ‘normal’ karşılayan, ona buna bulaşmayan, başarısıyla övünmeyen, her fırsatta ne kadar iyi olduğunu haykırmayan, ne kadar entel dantel olduğunu göstermeye çalışmayan, kimselere üst perdeden bakmayan, kendisinin küçük dağları yarattığına inanmayan, hazımlı insanlara bayılıyorum.
Tebrikler Ahmet Ümit...

Haberin Devamı