Binlerce insanın Gezi Parkı direnişini ‘iki çalı’ için başlattığını sanan Kadir Topbaş; bakın siz o iki çalının neler yaptığına!

Bambaşka şeyler yazacaktım bugün. Mesela ‘Nefes Terapisi’ni... Nevşah Fidan ve Melda Çitoğlu’nun derslerinin yarattığı etkiyi... Ya da Zeynep Aksu’yla yıllar sonra gelen buluşmayı... Bir yıldızın her şeyden vazgeçme öyküsünü ve yıllar sonra kendisiyle yüzleşmesini... Alkolü yazacaktım sonra... ‘Ayyaş’ diye değil ama dünyaca kabul görmüş bir ‘hastalık’ olan alkolizm mağduru alkolikleri topluma ve kendilerine kazandırmak için neden bu ülkede doğru düzgün bir tek terapi merkezinin bile olmadığını... Meydanı boş bulan özel hastanelerin dudak uçuklatan gecelik ücretlerini... Bir de ‘aşk’ yazacaktım bir ayrılık, bir evlilik öyküsüyle...
Boşverdim... Hiçbirinin sırası değil bugün...
Ben bu satırları yazarken (cuma akşam saatleri) tüm arkadaşlarım Taksim’de Gezi Parkı için direnişte...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın tabiriyle ‘büyük olmayan iki tane çalı kıvamında ağaç’ için...
Beğenmediğiniz o iki çalı ne yaptı biliyor musunuz?
İlk kez bir Fenerli, bir Galatasaraylı ve bir Beşiktaşlıyı kol kola Taksim’e yürüttü.
İlk kez Taksim’deki esnafı kepenk kapattırıp kaçırtmadı; aksine 5 yıldızlı otellerde dahil hemen her yer kapılarını sonuna kadar, doğa için direnen dostlara açtı...
İlk kez sosyal medya bu kadar düzgün kullanıldı.
İlk kez sanatçılar, sanatın şarkı söylemek ya da rol yapmaktan öte bir şey olduğunu kavradı...
İlk kez dil, din, ırk, mezhep fark etmeden insanlar birbirini ne kadar çok sevdiğini anladı...
Çok yaralanan oldu, hayatını kaybeden de... Ama...
Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dediği gibi “Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe...”
İki çalı da olsa, sahip çık Türkiye...

Haberin Devamı