Zülfü LİVANELİ
BİR yanda, eşarpla boğulup
Fırat'ın buz gibi sularına atılan kız, bir yanda yasayla kadına yeni haklar kazandırma çabaları, bir yanda da
Amin Maaluf'un
Le Nouvel Observator'e yazdığı ve benim
Cumhuriyet'te okuduğum makale.
Maaluf'un anlattıkları,
Fırat suyuna düşmüş gibi sırtımı ürpertti.
İnsan soyunun canavarlığına bir kez daha şaşırdım.
* * *
ÖNCE
Çin'den söz ediyor makale.
Çin'de nüfus artışını denetlemek amacıyla, ailelerin tek çocuk yapmasına izin veriliyor.
Bu yüzden,
Çin kırsalında doğan kız çocukları öldürülüyor. Yeni doğmuş bebekler kuyulara atılıyor.
Bir Fransız nüfus araştırmacısı
1995'te her 116 erkek çocuk doğumuna karşı,
100 kız çocuk doğumu kaydedildiğini saptamış.
Oysa bu oranın
105'e
100 olması gerekiyormuş.
Buradan yola çıkan bir hesap,
Çin'de her yıl yaklaşık
1 milyon kız çocuğunun öldürüldüğünü ortaya koyuyor.
* * *
BAŞKA ülkelerde de bebeğin cinsiyetini önceden öğrenip, eğer kız ise aldırma yöntemine başvuruluyormuş.
Birtakım Hintli doktorlar ellerinde cinsiyet belirleyen çok gelişmiş aletlerle, Hint köylerinde dolaşıp duruyorlarmış.
Bir
UNİCEF raporu, bu yolla
40 ile 50 milyon arasında Hintli kadının
"eksildiği" sonucuna varmışlar.
* * *
BAZI ülkelerde uygulanan yöntem ise
"tedavi ettirmeme" biçiminde ortaya çıkıyormuş.
Eğer erkek çocuk hastalanırsa doktor çağrılıyor, kız hastalanırsa ölmesi bekleniyormuş.
* * *
MAALUF sadece yokedilen, öldürülen kadınlardan söz ediyor.
Buna bir de yaşama şansı bulan kadınların çektikleri acıları eklerseniz, eşiğine varmakla pek övündüğümüz yeni yüzyılın, insanlık onuru adına hiç de gurur duyulacak bir aşama olmadığını kavrarız.
Afrika'da cinsel zevk almalarını önlemek için acı verici yöntemlerle sünnet edilen genç kızlar, kanamadan ölenler...
Tayland, Filipinler gibi ülkelerde,
Avrupalı turistlere pazarlanan kız çocukları.
Bebekle oynama çağında
AİDS kapan masumlar...
* * *
TÜRKİYE'de bu kadar acı deneyler yaşanmıyor ama bu ülkede de aile içi şiddet alıp başını gitmiş.
Hem de sadece kırsal bölgelerde değil, okumuş yazmış kesimlerde de kadın dayak yiyor.
Toplum önüne çıkmış bazı erkeklerin kadın dövmekle övündüğü bir ülke burası.
Beni en çok şaşırtan da bazı ünlü kadınların bunu kabul etmesi; erkeği dayak atma hakkı olan bir üstün yaratık gibi görmesi.
Neresinden bıkılırsa bakılsın, mide bulandırıcı bir tablo!
Yazara Email livaneli@milliyet.com.tr