Yazarlar Küçük isyanlar

Küçük isyanlar

01.11.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Küçük isyanlar

Küçük isyanlar

Umur TALU

Bravo, alkışlar...
Sonra? Sonra "tıss" yok!
Bir an bayılırız "küçük isyanlar"a. Televizyon ekranında, kürsüde, yolda, otobüste, trende, kahvelerde, kuyruklarda...
Bir "küçük isyancı" çıkar. Söylenir, yakınır, sesini az biraz yükseltir.
Mırıldanarak, baş sallayarak, "vallahi haklı"larla, bazen temkinli, bazen coşkulu, hatta alkışlı tezahüratlarla desteklenir.
Sonra? Sonra "tıss" yok!
İşler biraz çatallaştı mı, yahut her koyun kendi bacağından asıldığında her zamanki gibi, "küçük isyancı" kendi haline terkedilir.
"Küçük isyan" küllenir.
Umursamazlığın, dayanışmasızlığın, yalnızlığın boşluklarında söner gider.
. . .
Oysa, "haklı küçük isyanlar"a el verilmesi, el ele olunması, onların yalnızlıktan kurtarılması, dayanışmanın, katılımın sıcaklığını hissetmesi, küçük sesinin yankılanması ve sahiplenilmesi "değişim"in motorlarındandır.
Küçük, küçücük kaldığında, bir an ruhları okşayan sonra da ezilip geçilen "isyanlar", halka halka birbirine eklenebildiğinde bir "hoş seda" olmaktan ibaret kalmaz.
"Bir şeyler"i değiştirir.
. . .
Milas'ta, kürsüde didişen milletvekillerinin ardından kürsüye Vali Yardımcısı gelip "Bu gidişle daha çok Susurluk'lar yaşarız. Daha çok konuşursam tayinimin çıkması da kaçınılmaz olacak" demiş.
Bir "küçük isyan" işte!
Ardından yargıç çıkmış kürsüye: "Dünya bilgisayar döneminde. Biz daktilo şeridi bile bulamıyoruz. Politikacılar, adalet için ne yaptınız? Köylü bir sepet yumurtasını satıp dosya parası yatırarak bizden adalet bekliyor."
Bir "küçük isyan" daha!
Tabii, alkışlar, "bravo"lar.
Sonra? Sonra "tıss" yok!
. . .
Küçük isyancının cesareti, sessizliği yırtabildiğinde bile genellikle alkışların da ihanetine uğrar.
Attığı adımla ayağı kayar, öfkesi hırpalanır, yüreği tek başınalığın içinde sıkışır.
Evli evine, köylü köyüne gittiğinde, o artık, bazen içini boşalttığı için rahatlamış, çoğu zaman başına gelebileceklerden endişeli, her halükarda yorgun, hatta kırgın bir "yalnız"dır.
Küçük isyancının küçük isyanı en fazla küçük haber olur.
Genellikle pek kimse düşmez onun isyanının peşine. Küçük haberin "yarın"ı yoktur.
Büyük adamların ayağının altında küçük isyancılar, kocaman statükoların hantallığında küçük isyanlar, şimşir haberlerin arasında küçük haberler un ufak olur.
. . .
Sizi bilmem ama, ben küçük isyancıların küçük isyanlarını severim. Başlarını dikişlerini, yani dik başlılıklarını ve başlarını dik tutuşlarını severim.
Bir yerlerdeki küçücük bir haklı isyan, haksızlığa "başkaldıran insan", zihinsel esarete meydan okuyan küçük cesaret küçük bir umut yeşertir içimde.
Kendi küçük isyanlarımızı birbirine eklerim hayalimde.
Kalabalıklar içinde "yalnız" olup da "yalnızlığımız"ın yalnız olmadığınla avunurum.
"Küçük isyanlar"dan büyük düşler kurarım.



Yazara Email umur.talu@milliyet.com.tr