Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

“Kahvenin 40 yıl hatırı” varsa, Volkswagen Golf’ün de “40 yıldır hatırı” var. Çünkü kendi sınıfını yaratan, pek çok üreticiye ilham kaynağı olan Golf, bu yıl 40’ıncı yaşını kutluyor...

Onun 40 yıldır hatırı var

Takvimler 1970’lerin yaklaştığını gösterirken, Alman üretici Volkswagen’in koridorlarında ve toplantı odalarında çok önemli bir konu konuşuluyor, tartışılıyordu. O güne kadar efsane model Beetle yani nam-ı diğer “Kaplumbağa”, markanın binek otomobil yelpazesini kucaklamış, yine
o zamanlar için rekor denebilecek rakamlara ulaşmıştı. Ama yeni ve sürükleyici bir başka modelin gerektiği konusunda herkes aynı fikirdeydi...
Beetle’ın başarısı ortadaydı ve onun alternatifinin de bu model gibi başarılı olması şarttı. Volkswagen yönetimi yeni otomobil için bir dizi özellik belirlemişti. Hava değil su soğutmalı motor kullanmalı, sportif olmalı, konforlu ve güvenli sürüş özelliklerine sahip olmalı,
iç mekanı geniş tutulmalı ve en önemlisi kompakt boyutlarda olmalıydı.

Tam bir kutu otomobil
Ortaya birçok öneri sunuldu. Öncelikle, kardeş kuruluş Porsche’den gelen prototipler incelendi. Bunların en beğenileni, “EA 266” adı verilen prototipti.
Yönetimin isteği üzerine hava soğutmalı değil, su soğutmalı motorla donatılmıştı. Ancak motor yine arkadaydı. Hem de yolcu koltuğunun
tam arkasında! Toplantı masasında ciddi tartışmalar yaşandı. Rakip olarak görülen modellerin tümü önden motorluydu. Beetle’ın hayaleti, yeni modelin tasarımında bile kendisini gösteriyordu. Ama VW, teknolojiye ve modaya ayak uydurmak zorundaydı artık. Bu prototip rafa kalkıyordu. Daha doğrusu, sonraları yaratılacak olan Polo’ya bolca ilham verdi ama Golf olamadı!
Bunun üzerine yeni bir prototip daha geldi, o dönemde VW’nin başında bulunan Kurt Lotz’un önüne. Kutu gibi tasarlanmış, geniş camlı, üç kapılı “EA 276” kodunu taşıyan bir prototipti. Bir öncekinden daha geniş duruyordu. Yine Porsche ile birlikte tasarlanmıştı. Ancak bu kez önden çekişliydi. Ellerinde bu kompakt otomobile koyacak bir alternatif bulunmadığından, Kaplumbağa’dan alınan motor kullanılmıştı. Üstelik motor bu kez öne yerleştirilmişti. Ancak söz konusu motorun “doğası” buna karşı çıkıyordu!

Ödünç motorunuz var mı?
Geliştirme Şefi Ernst Fiala, bu soruna bir çözüm bulmaya çalıştı. Volkswagen bünyesine yeni katılan NSU ve Auto Union (Audi) markalarının elindeki teknolojilerden yararlanılabilirdi. Projenin başındaki Heinz Nordhoff, 1968’de ölünce, bu prototip de öksüz kaldı... Ama Golf’ün temelleri atılmıştı.
Lotz bunun üzerine yeni araç için bir program başlattı. Ünlü İtalyan tasarımcı Giorgetto Giuguaro, küçük bir hatchback otomobil çizdi. Kod adı “EA 337” idi. Önden çekişli, önde yatık yerleştirilmiş, Mercedes tarafından geliştirilen fakat Auto-Union’a kalan (çünkü Audi, bir dönem Daimler’in elindeydi) bir motorla donatılmıştı. Giuguaro bu prototipi iki farklı kasa tipinde tasarladı. Biri hatchback dört kapılı, diğeriyse coupe’ydi. Hatchback’in adı Golf, coupe’nin ise Scirocco oldu. Scirocco, Golf’ten tam altı ay önce piyasaya sunuldu... Golf ise mayıs 1974’te satışa çıktı.
Bu model bir hayli sevilmişti. Volkswagen’in ne kadar doğru bir seçim yaptığı, kısa sürede milyon adede ulaşan üretimiyle kendisini kanıtlıyordu.
Otomobilin 1976’da güçlü GTI versiyonu, aynı yıl dizeli, 1979’da sedanı (yani Jetta), 1980’de üstü açılan cabrio’su, pick-up versiyonu (Caddy) yapıldı. Golf gerçekten başarılıydı. Avrupa’da o güne kadar çıkan tüm rakiplerinden fazla satıyordu. Sonuçta kendisine bir sınıf oluşturdu. Orta sınıf hatchback otomobillere “Golf Sınıfı” denildi.

Kahve içerken yaratıldı
Alışılmadık derecede tutumluydu. 1980’lerin başında New York’taki bir taksi şirketi, 11 tane Golf’ü taksi olarak kullandı. Yakıt masraflarını düşürmek istiyordu. Ardından Avustralya’da bir şirket 12 adet dizel Golf ile benzer şeyi denedi. Ancak müşteriler ona “sefertası” adını taktı ve binmemekte direndi. Yine de bu, Golf’ün kaybı olmadı!
Golf’ün bir dönem en çok bilinen ve sevilen versiyonu olan GTI’ın ilk neslinin ise farklı bir öyküsü var. Çünkü bu otomobil istek üzerine değil, tamamen “mühendislerin kendileri için yarattıkları” bir otomobildi. Golf üzerinde çalışmalar yapan VW mühendisleri, “boş zamanlarında” (akşamları, kahve molaları ve hafta sonlarında) bu araca yoğunlaşıyorlardı. Bunu da, yönetimden “gizli” yapıyorlardı. Sona gelindiğinde, yönetime de göstermeye karar verdiler. Yönetim onları kutladı. Spor Golf’ü çok beğenmişlerdi. O sıralar Audi’nin, Golf motorundan türettiği performanslı bir makinesi bulunuyordu. Mühendisler bu motoru, karbüratör yerine enjeksiyon sistemiyle donattı. Aracın adı resmen Golf GTI olmuştu.
Golf bugüne kadar 30 milyonun üzerinde üretildi. 40’ıncı yıl nedeniyle Çin’de, Pekin Fuarı’nda tanıtılan “özel model” ise bir GTI... Başka söze gerek var mı?