Başbakan, Kızılcahamam toplantısında mealen, ‘Bu ülkede tüpgaz kuyrukları vardı, margarin, et kuyrukları vardı’ bunları bugünkü gençlere anlatın.. Bunların iyi bilinmesi lazım’ dedi..
1977 yılına gönderme yaptı..
Salonun yaş ortalamasını bilmiyorum ama o tarihte et kuyruğuna giren çok sayıda kişi yoktur herhalde..
Yaşı 40 olanlar hatırlamaz..
45 olanlar şöyle böyle.. 8-9 yaşında çocuktular.. 50’ye merdiven dayayanlar ile 50’yi aşanlar o kuyrukları yaşadı..
Benim de yaz tatillerinde her gün başka bir kuyruğa girmişliğim vardır.. Mesela beş paketten fazla sigara verilmezdi.. Ağabeyimle babama sigara almak için uzun kuyruklara girdiğimizi bilirim..
Tanzim satışından et almak için bile kuyruk olurdu..
Benzin kuyruklarında beklemek neredeyse insanın bir gününü alırdı..
Nereye getireceksin diyeceksiniz..
Şuraya..
36 yıl önce yaşadıklarım benim için bile bir şey ifade etmiyor.. Gençler için ne ifade etsin ki.. Veya ne ifade etmesi isteniyor ki..
18 yaşında ilk kez oy kullanacak gence sen doğmadan 18 yıl önce bu memlekette margarin almak için bile kuyruğa girilirdi desek..
Eee, ne yapayım der..
*
Mesela 1960 doğumlu bir kişi oy tercihini doğumundan 18 yıl önce yaşanan (1942) Varlık Vergisi faciasını göz önüne alarak yapmıyordur herhalde.. Genç veya orta yaşa gelenler bundan 36 yıl önceki Türkiye manzarasından niye etkilensin ki..
*
AKP iktidarı çok iş yaptı.. Devraldığı Türkiye’yi 11 yılda çeşitli alanlarda ikiye, üçe katladı.. Ama devraldığı Türkiye’de ne benzin kuyruğu vardı, ne tüp kuyruğu, ne margarin kuyruğu..
Her şey vardı.. Aklınıza gelen her şey..
Doğalgaz da vardı, internet de..
Tamam, 2001 kriziyle Türkiye büyük bir sarsıntı geçirdi ama 2002’de toparlamıştı.. AKP, kasım 2002’de iktidara geldi.. O yıl büyüme yüzde 6.2 idi..
Ekonomist Mahfi Eğilmez’in hesabıyla durum şu.. GSYH’nin Türkiye’nin 2002-2012 sonuna kadar olan büyümesi yüzde 62.5..
*
Söyleyeceğim şu.. AKP yokluklar içinde bir Türkiye devralmadı.. Krizi atlatan, hali vakti yerinde bir Türkiye devraldı..
Siyaset türbanı terk eder mi?
Cumhurbaşkanı ta Edinburgh’dan seslenmiş.. ‘Başörtüsünün artık siyasetin konusu olmaktan çıkmış olması lazım. Artık kendi haline bırakmak lazım’ demiş.. Asker ve polise başörtüsü kısıtlaması sorulmuş..
‘Bu iş burada tamam, bitti. Tartışmamak lazım’ yanıtını vermiş..
*
CHP lideri de dün türban meselesine değindi.. ‘Türkiye gündeminden çektik aldık’ dedi..
İnşallah gündemden çıkmıştır..
Merak ediyorum, bakalım bir daha gündeme getirilecek mi, getirilirse kim getirecek?
Yine mi Geziciler!
Marmaray bedava diye akın oldu.. İzdiham nedeniyle bazı aksaklıklar yaşanıyormuş..
Geçen gün de birisi imdat frenini çekerek treni durdurmuş..
Bir gazetenin manşeti..
Gezi sabotajı..
*
Geziciler yolcuların arasına sızarak bu eylemi yapıyormuş.. Vatandaşlar ‘Gezici ihaneti’nin getirdiği çileyi yaşamış!
Belge, bilgi ,kanıt..
Haberde yok.. Şöyle bir anlayışı beyinlere kazımak istiyorlar..
Bu ülkede her türlü olumsuzluğun tek müsebbibi var; Geziciler.. Biliyorsunuz, faizleri bile onlar artırmıştı..
*
Ne büyük bir travma yaratmış ki, hâlâ karalama, itibarsızlaştırma kampanyasını sürdürüyor..
Her taşın altında Gezi arıyorlar..
‘İşime yarıyorsa yalan kutsaldır’
Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ‘İşime yarıyorsa yalan kutsaldır’ başlıklı bir yazı kaleme aldı.. Dediği özetle şu..
‘Bir yalan söyleyeyim ve söylediğim yalan bizimkilere yarasın.’
Çeşitli haber örnekleri vermiş..
Şunu sormak isterim.. Gezi eylemleri sırasında üstü çıplak, deri eldivenli 70 ila 100 kişinin türbanlı bir anneye saldırdıkları, o anneyi bayılttıkları, üstüne işedikleri haberini de saydığı listeye ilave ediyor mu, etmiyor mu?
O haber; ‘Bir yalan söyleyeyim ve söylediğim yalan bizimkilere yarasın’ tanımına giriyor mu, girmiyor mu?
*
Biliyorsunuz.. Böyle bir olayın varlığı doğrulanmadı.. Kabataş’ta gündüz vakti bu eylemi yapan üstü çıplak deri eldivenli 70-100 kişiden biri dahi bulunmadı..
Vali de doğrulamadı..
O haberin sahibi yazar da ağzına kilit vurdu..
