Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Süre daraldıkça, cumhurbaşkanı seçimi yaklaştıkça AKP’nin geleceğine yönelik senaryolar havada uçuşuyor..
Bunda üç dönem kuralı da etkili oldu..
Üç dönemi savunan Başbakan, son kongrede veda etti.. Son defa milletvekili seçildiğini ilan etti..
Onun yolu belli..
Eve dönüp oturacak hali yok.. Çankaya’ya çıkmak istiyor.. Çıkar mı çıkamaz mı, seçmenin bileceği iş!.
*
AKP’deki etkin bir grup, ağır toplar diyelim.. Erdoğan cumhurbaşkanı olsun, Gül’ü AKP genel başkanı seçelim, seçerken üç dönem yasağını da kaldıralım.. 2015’te seçime Gül ile girelim; yolumuza devam edelim düşüncesinde..
Peki, Erdoğan bu değişikliği istiyor mu?
Bence istemiyor..
Partisini elinin altından bırakmadan kudretli cumhurbaşkanı olmak niyetinde.. Bir nevi başkan!.. Adı konulmamış başkan da denebilir..
İyi de Gül’ün önünü nasıl keser? Ağır topların niyetini veya senaryosunu nasıl boşa çıkartır?
Şöyle..
Erdoğan cumhurbaşkanı seçimi ile genel seçimi aynı tarihte yaptırır.. Cumhurbaşkanı seçimine AKP genel başkanı ve başbakan sıfatıyla girer..
Üç dönem kuralını uygulayarak ağır topları Meclis dışında bırakır.. Kendisine bağlı yepyeni kadro kurar..
Daraltılmış bölge sistemini getirerek milletvekili sayısını artırmayı dener..
Cumhurbaşkanı seçilirse, AKP’de genel başkan olmadığı için başbakanı kendi belirler..
330’u yakalarsa veya BDP ile anlaşırsa tek maddelik Anayasa değişikliği yaptırarak partili cumhurbaşkanı yolunu açar..
Yani cumhurbaşkanı partisinden istifa eder kuralını değiştirir.. AKP tüzüğünde de değişiklik yaptırarak eşbaşkanlık sistemini de getirir..
Demokratikleşme paketine boş yere konulmadı herhalde..
*
Böylece hem kudretli cumhurbaşkanı olur hem de kudretli genel başkanlığı devam eder.. Eşbaşkan yardımcısı gibi çalışır, başbakanlık siyasetle değil bürokrasiyle uğraşan teknik bir makama dönüşür..
*
Üçüncü bir yol var mı derseniz, şimdilik görünmüyor.. Ama siyaset bu.. Önce şu yerel seçimi görelim!

El Kaideci yapılan Türk gençleri..
Suriye’ye giden, aklı çelinen, kaçırılan, kandırılan çocuklar başımıza açılacak yeni derdin öncü kuvveti..
Cihat palavrası altında resmen ölüme gönderiliyorlar.. Rıdvan Akar güzel habercilik yaptı.. Türkiye’den Suriye’ye götürülen gençlerin aileleriyle konuştu..
CNN Türk’te yayınlandı..
El Kaide’nin Suriye koluna katılıyorlar..
Esad’la değil, o çok aşağılarda; Suriye Kürtleriyle çarpışıyorlar.. Veya çarpıştırılıyorlar..
Savaştıkları kişilerin akrabaları bizim topraklarda.. Aradan sadece tren yolu geçiyor, o kadar..
Durum şu oluyor..
Kandırılarak götürülen gençler, Suriye’de Türkiye’deki dostlarının, arkadaşlarının, vatandaşlarının akrabalarıyla savaşıyor..
Onlara silah sıkıyor, kurşun atıyor..
Daha geçenlerde PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in oğlunu El Kaideciler öldürdü..
*
Ankara bu duruma ne diyor derseniz?
Üstüne alınmıyor.. El Kaideci çetelere destek verdiğini, para verdiğini kabul etmiyor..
Ama Avrupa, Ankara’nın himayesinde olduklarını iddia ediyor..
ABD, sınırımızdaki cihatçı yapıdan Ankara’yı sorumlu tutuyor..
*
Başımıza yeni bir dert aldık.. Adıyaman’dan, Antep’ten, Urfa’dan, Diyarbakır’dan gençler El Kaide militanı yapılıyormuş..
Derim ki; bu ateş bir gün içimize sıçrar.. Bu gidişle yerli El Kaide kurulur..
Suriye’de kurdular; adı El Nusra..
Bizdeki de El Tursa olur herhalde!..

Balık avlayan kedi!..
Selimiye’de kaldığım otelde bembeyaz bir kedi var..
Adı: Aslan..
Aslan gibi, bir yürüyüşü var, bu bölgenin hakimi benim edasıyla dolanıyor..
Geçen akşam söylemesi ayıptır, balık yiyorduk, yanımıza geldi, bir parça verdim yüzüne bakmadı..
Garson ‘Abi o taze taze yer, canlı canlı yer’ dedi..
Balık taze değil mi dedim..
Ona göre değil dedi..
*
Aslan’ı ertesi gün akşamüstü gördüm.. Otelin yanındaki küçük dereye gitti.. Av pozisyonuna geçti, patiğini attı, balığı kaptı..
Küt mideye..
Karnını doyurunca aynı edayla otelin bahçesine geri döndü..