Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu mesele Avrupa Birliği ilerleme raporunda da karşımıza çıktı..
(İlerleme raporu demek ne kadar doğru o da tartışılır.. Çünkü AB ile müzakerelerde ilerlediğimiz falan yok.. Durma raporu, durgunluk raporu desek mi?)
Dedikleri şu..
Anayasa’nın hazırlanma sürecinde tüm siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları dahil en geniş katılımın gerçekleşmesi güvence altına alınmalı..
Yani içi kadar hazırlanış şekli de önemli..
İzlenecek yöntem diyelim..
*
Başlangıç pozisyonu iyi.. İktidar da muhalefet de özgürlükçü anayasa istiyor.. Özgürlük sınırının genişletilmesi ortak niyet..
Demek ki en azından başlama vuruşu için fikir birliği var..
*
(Gerçi hiçbir parti özgürlükleri kısalım diye ortaya çıkmaz, özgürlükler genelde uygulamada veya dolambaçlı yollardan kısıtlanır.. Açık açık yapılmaz..
Yapıldığı olmaz mı?
Oldu.. 12 Mart ara rejiminde oldu.. Askerler 1961 Anayasası bize bol geldi deyip daralttı..
12 Eylül’de elbiseyi yeniden diktiler, daracık oldu.. Yıllardır orasının burasının patlaması bu sebepledir)
*
Tabii ‘özgürlükçü’ demekle iş bitmiyor.. İçinin adamakıllı doldurulması lazım.. Özgürlük kavramı konusunda anlaşılması gerekiyor.. Mesela, her türlü ‘vesayetin’ kaldırılması bu işin olmazsa olmazıdır..
Ne Karargâh vesayeti, ne Köşk vesayeti, ne Merkezi Yönetim vesayeti olmalı..
*
Başbakan bir yılda bitmeli demiş..
Biter mi?
Biter..
Partiler hazırlıklı, sivil toplum kuruluşları hazırlıklı, üniversiteler hazırlıklı.. Herkesin taslağı cebinde.. Bir araya getirip anlaşma meselesi var!
Zor kısmı da bu diyeceksiniz..
Herkes ‘özgürlükçü’ metin istediğine göre; ‘özgürlük’ başlığında buluşurlar herhalde..
*
Meselenin şu yanını da unutmayalım.. Diyelim ki büyük uzlaşma sağlandı (fazla mı hayalciyim) yeni bir anayasa yazıldı..
Bu işi de başardık diye defteri kapatacak mıyız? Noktayı koyacak mıyız?
O gün, yola çıktığımız bugün kadar önemli..
Niye mi?
Misal YÖK bu haliyle yerinde duracaksa üniversite hocası da üniversite öğrencisi de ‘özgürlükçü anayasayı’ ne yapsın ki..
Ne işine yarasın ki..
*
Yöntem derken, geniş katılım derken dikkat çekmek istediğim konu bu..
TBMM uzlaşma komisyonu yeni anayasa ile birlikte hangi yasaların ne şekilde değiştirilmesi gerektiğini de saptamalı..
Saptamalı ki anayasa temelse, üzerinde nasıl bir Türkiye’nin yükseleceğini de görelim.. Sokağa, hayatımıza nasıl yansıyacağını..
Bu şart..

Haberin Devamı

İki çocuk yap bir çocuk okut
Duyduğum en güzel öneriydi.. Başbakan yıllardır, her ortamda fırsat buldukça ‘üç çocuk’ öneriyor..
Kafalara üç sayısı kazındı..
Üç çocuk!..
Madem üç çocuk lafına alıştık, üçten vazgeçmeyelim demişler..
Ne yapacağız?
Bir çocuk yeter diyorsan iki çocuk da okut.. Olsun üç..
Kardeş lazım düşüncesindeysen iki çocuk yap bir çocuk okut.. Olsun üç..
Hem imkânı olmayan çocukların yüzü güler, hem de eğitimli insan sayımız artar..

Haberin Devamı

Hemen havaya girmeyelim
Neden bu haldeyiz diyeceğimize sevinçten havalara uçuyoruz..
Almanya Belçika’yı yendi diye.. Teslim olmuş Azerbaycan’ı tek golle geçtik diye bi coşku bi coşku..
Oynadığımız futbola bakınca karalar bağlamamız lazım..
‘Play- off’a kaldık kalmasına da ikinci torbaya düştük.. İyiler birinci torbada, zayıflar ikinci torbada..
Hemen havaya girmeyelim.. Ortalığı bayram yerine çevirmeyelim.. İşimiz kolay değil, zor..
İyi futbol oynasak, rakibe kök söktürerek yenilsek, şanssızlıklarla bu halde olsak anlayacağım..
Kazın ayağı böyle değil..
Şu gerçeği görelim.. İrlanda hariç birinci torbadaki üç takım da bizden iyi..
Daha bir ay var, toparlanırız diyeceğim ama ışık görmüyorum.. Ne futbolcularda görüyorum ne Hiddink’te görüyorum..