Ankara’nın başını ağrıtan iki konu var:
Yumuşak karnı da diyebiliriz..
Birincisi; Suriye’ye militan geçişi.. IŞİD’in Türkiye’yi geçiş yolu olarak kullandığı iddiası.. İngiliz, Fransız, Çeçen, Afgan binlerce militanın Türkiye’ye geldiği, Reyhanlı, Kilis ve Akçakale’den Suriye’ye geçtiği söyleniyor..
ABD Savunma Bakanı Senato’ya bu geçişi gösteren bir harita gösterdi..
Ankara karşı çıkamıyor.. Çünkü, sınırların bir dönem yolgeçen hanı olduğu biliniyor..
*
İkincisi; IŞİD’in petrol geliri.. IŞİD adlı terör devleti militan devşirdiğine göre o militanları beslemesi lazım..
Değirmenin suyu nerden geliyor?
Petrolden..
IŞİD’in ele geçirdiği petrol kuyularından..
Batı basını bu konuya el atınca Ankara yalanladı.. Ticaret Bakanı, ‘Doğrudan ve dolaylı olarak petrol alınmadı’ dedi..
Fakat mesele bu değildi..
Kimse Ankara’yı IŞİD petrolünü almakla suçlamıyordu..
IŞİD’in petrolü Türkiye üzerinden dışarı çıkardığı iddia ediliyordu.. ABD Dışişleri Bakanı Kerry Senato’da açıkladı..
‘IŞİD, petrolü yasadışı yollardan yurtdışına Suriye’yle sınırı olan ülkelerden çıkarıyor, belli ki Türkiye veya Lübnan yoluyla’ dedi..
Doğru mu?
Yalan diyen çıkmadı..
*
Ne olup bittiğini anlamak için Genelkurmay’ın açıklamalarına bakmak yeterli..
Çok şey anlatıyor..
Genelkurmay, Suriye sınırındaki Narlıca’da 52 kilometre uzunluğunda petrol kaçakçılığı için kullanılan boru hattının bulunduğunu açıklamıştı..
Şöyle ki..
30 Haziran’da, 15 bin 400 metre uzunluğunda 11 adet boru hattıyla 60 litrelik 50 bin bidon..
1 Temmuz’da, 32 bin 220 metre uzunluğunda 37 adet boru hattı..
2 Temmuz’da, 5 bin metre uzunluğunda 8 adet boru hattı ele geçirilmiş..
Fotoğraflarıyla yayımlandı..
Bir ucu kaçakçılarda, öteki ucu Suriye’de..
Kaç aydır, kaç yıldır?
O borulardan akıtılan petrolün parası kime gidiyor diye sormaya gerek var mı?
Hükümet bu işte çok becerikli
Hükümet bir iş yapıyor.. Bir süre sonra bakıyor ki yaptığı işin suyu çıkmış, hoş karşılanmamaya başlamış, anında makas değiştiriyor..
O ana kadar yapılanı kendileri yapmamış gibi davranmaya başlıyor.. O güne kadar olanları yok sayıyorlar.. Sanki kendilerinden önceki hükümetlerin âdetiymiş de kendileri son vermiş havasına bürünüyorlar..
Kendi yaptıklarına kendileri muhalefet ediyor.. Büyük meziyet.. 12 yıldır iktidarda değillermiş de sanki dün iktidara gelmişler gibi hareket ediyorlar..
‘İktidardayken muhalefet etme’ dedikleri hadise bu..
Hükümetin en becerikli yanı..
*
Son örnek torba yasa.. Altı yedi yıldır neredeyse tüm yasa değişikliklerini torbaya atıp Meclis’in kucağına atan kendileri değilmiş gibi.. En son 143 yasayı aynı anda Meclis’ten çıkaran onlar değilmiş gibi..
Torba uygulamasını kötüleyerek rafa kaldırdılar..
Bunu yaparken öyle bir algı yarattılar ki sanırsın torba muhalefetin buluşuydu..
Zekâ zorlayan IŞİD yorumları
Meğer, bu IŞİD neyin nesiymiş de haberimiz yokmuş.. IŞİD’in oraya yerleşmesi, güçlendirilmesi, şimdilerde yok edilmeye kalkışılması tamamen Amerika’nın oyunuymuş..
Kime karşı?
Tabii ki bize karşı!..
IŞİD ABD’nin eskortuymuş.. ABD şeytani, herkesin yok olmasından memnun olacağı bir düşman yaratmış.. Amacı, o düşmanı yok ederken yükselen ve kendi yolunu bulan Türkiye’yi hizaya çekmekmiş..
İnsan okuyunca vay be diyor..
IŞİD’den iktidara yönelik kumpas çıkardılar ya..
Helal olsun!..
Allah’tan orada kaldılar, IŞİD’in bizim hükümeti silah zoruyla devirmek amacıyla kurulduğunu iddia edebilirlerdi..
Arkasında CHP’nin olduğunu da söyleyebilirlerdi..
Yoksa söylediler mi?
*
Söylemediler ama ima ettiler.. Bağdat’a gidip Maliki’yi ziyaret edip boy boy fotoğraf çektiren CHP’liler IŞİD’e zemin hazırlanmasına katkı sunmuş..
Herhalde şöyle oldu.. IŞİD militanları CHP’lilerle Maliki’yi yan yana görünce ‘Bu kadarı da fazla yeter artık’ narası atarak Sünni olmayanların kafasını kesmeye başladı..
Ne diyeyim..
Allah’ım aklımızı koru!..
