Madem, kara kampanyaya teslim olmayacağım dedi.. Madem, istifam teslim olmak ya da kaçmak anlamına gelmez dedi..
Madem, tam tersi, bu bir meydan okumadır dedi..
Madem, komployu ayıplar gibi yapanlar bizzat ayıbı işleyenlerdir dedi..
Madem, mücadeleye devam sinyalini verdi..
Yapacağı bellidir..
81 ildeki 81 kürsü Deniz Baykal’ı beklemektedir..
Baykal, mücadelesini CHP Genel Başkanı titrini taşımadan da sürdürebilir..
Deniz Bey olarak da uyarılarını yapabilir..
Deniz Bey olarak da yüz binlerce kişiye yol gösterebilir..
Deniz Bey olarak da meydanlara on binleri toplayabilir..
* * *
Böylece..
O komployu kim yapmışsa.. Kim susturmaya çalışmışsa.. Kim saf dışı etmeyi planlamışsa okkalı bir tokat yemiş olur..
* * *
Kaset operasyonu hem CHP kurultayı hem referandum öncesine geldiği için kafalar karıştı..
Komplo..
CHP’yi Baykal’sız bırakmayı mı amaçlıyor?
Referandum öncesi Baykal’ın ağzını tıkamayı mı hedefliyor?
İkisi de diyelim..
O zaman daha da iyi işte..
Anayasa değişikliğiyle ülkenin rejiminin değiştirilmeye çalıştığını söylüyorsa..
Ülkenin başka bir yola sokulduğuna inanıyorsa..
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal olarak değil..
Deniz Baykal olarak derdini daha rahat, daha kolay, daha açık anlatabilir..
Üyesi olduğu CHP’yi daha kolay diriltir.. Daha fazla heyecanlandırır, daha hırslandırır..
Bir taşla iki kuş vurur..
Baykal 800 imzayla geri dönebilir..
CHP’nin 11 gün sonra kurultayı var.. Ne olacaktı? Deniz Baykal değişmeyecekti..
CHP örgütünde bu yönde bir talep yok.. Baykal’ı sıkıştıran güçlü bir siyasi aktör de yok..
Açıkça rakibi yok..
Peki, kurultaydan ne bekleniyordu?
Yeni tüzüğe göre MYK 15 kişiye inecekti..
Baykal, MYK içinden kendine 14 genel başkan yardımcısı seçecekti.. Bir kişi de idari genel sekreterlik görevini üstlenecekti..
CHP’nin yeni vitrini belli olacaktı.. Yani CHP’nin bakanlar kurulu.. O vitrin CHP’yi seçime taşıyacaktı..
Beklenti buydu..
* * *
Baykal’ın istifası bu hesapları altüst etti.. Genel başkan yardımcısı olma yarışı sürerken bir anda genel başkanlık boşaldı..
Ne olur!..
Genel başkan adayı olmak için delegelerin yüzde 20’sinin imza vermesi gerekiyor.. Bu da yaklaşık 250 imza ediyor..
Kongreye 12 gün kala birden fazla kişinin çıkıp yeterli imzayı toplayıp aday olması listelerini hazırlaması, delegeleri ikna etmesi zor..
İmkânsız..
Peki ne olur?
İki yol var..
Birincisi, CHP genel merkez yönetimi, il başkanları, ilçe başkanları Baykal’ı ikna eder.. Baykal kongreye bile gelmeden 800 delegenin, 1000 delegenin başvurusuyla yeniden seçilir..
* * *
İkincisi, Baykal bir kişiyi işaret eder, karşısına rakip çıkmaz.. Kavgasız gürültüsüz bir kongre süreci yaşanır.. Vitrin yenilenir..
Birinci şık şimdilik ağır basıyor!..
CHP için doğru olan..
“Şunun şurasında 11 gün var.. Genel başkanlık yarışı için süre yok.. Bu saatten sonra demokratik bir seçim olmaz.. Adaylar kendilerini tanıtamazlar.. Bırakın tanıtmayı aday olmak için imza atacak delege bile bulamazlar” diyorlarsa..
Baykal’ı ikna etsinler, dönsün. CHP’nin vitrinini belirlesin, ama hemen sonbaharda sadece genel başkanın seçileceği olağanüstü kurultay kararı alınsın..
Aday olma koşulları yumuşatılsın, Baykal’ın hakemliğinde genel başkanlık yarışı yapılsın..
