İsrail, Gazze’ye orantısız güç uyguladı.. Çoluk çocuk demedi bomba yağdırdı..
Başbakan da tarihi çıkışını yaptı.. Çoğu ülke görmezden gelirken, sesini çıkarmazken Şimon Peres’e ‘one minute’ çekti..
Türkiye ayağa kalktı.. ‘Başbakanımıza helal olsun’ sesleri gök kubbede çınladı..
Başbakan kimsesizlerin kimsesiydi artık..
*
Bu vakadan bir süre sonra Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir geldi..
Hatırlayın.. Çok yazıldı çizildi..
Adam diktatördü..
Adam 300 bin kişinin ölümünden sorumluydu..
İki milyon kişiyi köyünden kovalamıştı...
Askerleri küçücük çocuklara bile tecavüz etmişti..
O vahşetin adı Darfur’du..
AKP hükümeti tınmadı, Başbakan dinlemedi.. Diktatör Beşir’e saygın devlet başkanı muamelesi çekti..
*
O Beşir yine geliyor..
Zaten başka ülkeye gidemiyor.. Gitse tutuklanacak!.. Fransa’ya gitse tutuklanacak.. İngiltere’ye gitse tutuklanacak..
O da Eritre’ye gidiyor.. Etiyopya’ya gidiyor.. Zimbabwe’ye gidiyor..
Bir de bize geliyor..
Beşir’in durumu şu: Batı’ya gitse kelepçe.. Türkiye’ye gelince karşılama töreni..
Olacak iş değil..
*
İnsan sormadan edemiyor.. Hükümetin Ömer El Beşir aşkı nereden geliyor?
Biri çıksın izah etsin..
Şimon Peres’e one minute..
El Beşir’e welcome..
Neden?
Peres Ankara’nın gözünde savaş suçlusuysa, 1500 kişinin ölümünden sorumluysa..
Beşir daha da beteri.. Soykırım suçlusu, 300 bin kişinin ölümünden sorumlu..
İkisine de aynı muamele yapılsın..
*
Yoksa fark şu mu?
Beşir Müslüman.. Bir elinde Kalaşnikof, öteki elinde Kuran var..
Yoksa birilerinin Sudan’da işleri mi var?
İzaha muhtaç bir durum..
*
Adam radikal İslamcı olunca yaptığı katliam insanlık suçu sayılmıyor mu? Hal böyle olunca bebeklerin öldürülmesi meşru mu oluyor?
Anlamadım gitti..
Dünyanın nefretle kınadığı adamı neden şapur şupur öpüyoruz..
Ne oldu kimsesizlerin kimsesine.. Ne oldu mazlumların savunucusuna..
Duruma göre mi?
‘Kaleş’le dolaşan sadece PKK’lılar değildi..
Hükümet bu kez Kürt işini sıkı tutuyor..
Meseleyi ucundan tutmalarının, kimseyi dinlememenin, her şeyi bilir edanın bedeli ağır oldu..
Hem Kürt açılımına zarar verdi hem de AKP’ye..
AKP, partiye gönül verenler bile hop oturdu hop kalktı, bu kadarı olmaz diye feryat etti..
Neyse..
Filmi geri saracak halimiz yok.. Hükümet mola vermişti, kaldığı yerden başlayacak..
Bu kez meseleye nasıl baktığını.. Ne yapacağını, neler yapacağını da anlatacak.. Kuru kuruya başlangıç olmayacak galiba..
*
Bu mesele yavaş yavaş çözülmeli.. Yavaş yavaş diyorum çünkü Mahmur’dan on bin, Kandil’den üç bin kişinin gelmesiyle çözülecek sorun değil..
Boyutu çok daha büyük..
Mesela PKK ile çatışan köy korucuları var.. Askerliğini o bölgede yapan terhis olup gitti.. Komutanlar da emekli oluyor..
Korucular kalıcı.. Onlar da Kürt ve o toprağın insanı..
Yıllarca PKK ile savaşmışlar..
Kanlı bıçaklılar yani.. Çoğunun arasında kan davası var..
*
Lağvedelim ne olacak!
71 bin köy korucusu var, bir günde ‘buraya kadar’ diyebilir misin?
O zaman da ‘bu muamele PKK’ya katılmadığımız için mi?’ diye sorarsa ne cevap verirsin..
Tabii ki köy koruculuğu sistemi bitmeli.. Ama bir günde olmaz..
Alın size sorun içinde sorun..
Dağlarda elinde Kalaşnikofla dolaşan sadece PKK’lılar değildi..
İş zor..
Dilerim hükümet bu kez sıkı tutar..
