Elektronik postadan o mektup gelince düşündüm.. Dünkü yazımı önüme aldım, iktidara her şeyin altında bir şey aramayın diye özetleyeceğim yazımı..
Herkes maşa değildir..
Herkes kukla değildir..
Perdenin önüne bakın kim ne talep ediyor, o sesi dinleyin demiştim..
Okur soruyordu..
YSK’nın kararında hükümetin bir etkisi var mıdır?
Danışıklı dövüş mü?
Öcalan’la iktidarın gizli bir anlaşması mı var?
Başbakan’ın biz o bölgeden çekilmedik sözünün üstüne gelmesi tesadüf mü?
*
Sorular bunlardı..
Tek tek cevap yazıp yok artık daha neler demedim..
Komplo teorilerine prim vermem..
Ama şunu düşündüm..
İktidar cephesinde her eyleme, her protestoya, her karşı fikre kuşku varsa.. Altında bit yeniği aranıyorsa..
Demek ki muhalefet cephesi de aynı durumda..
Aynı gözlükle bakılıyor..
Perdenin önüne bakmıyor, arkasında kim olduğunu arıyor.. Kimin eseri!
*
Bir ülke için en kötü durum..
Herkesin herkesten, her kurumdan kuşku duyması; güven dediğimiz mekanizmanın sıfırlanması feci bir şey..
Bu nasıl başladı derseniz..
Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararıyla başladı.. İktidar çevreleri öyle bir kampanya yaptı ki, öyle laflar ettiler ki, o kadar etkili oldular ki, en üst kurumun itibarı sıfırlandı..
Aşağıya doğru gerisi çorap söküğü gibi geldi..
Kimse kimsenin sözüne inanamaz oldu..
Kimse hiçbir kurumu güvenilir bulmaz oldu..
*
İktidar yanlıları en doğal eylemin arkasında bile gizli örgüt arıyor..
İktidar karşıtları her kararın arkasında bile hükümetin yönlendirmesi olduğunu düşünüyor..
Sürdürülebilir bi durum değil..
Bu ruh halinden çıkmamız lazım.. Hemen, acilen..
Gaza bastıkça geriye gidiyoruz
İleri demokrasi dedikçe geriye gidiyoruz..
Geri geri..
Gaza bastıkça geri, gaza bastıkça geri..
Allah Allah..
Oysa vitesi ileriye çekmiştik..
İleriye gitmemiz gerekmez mi? Birinci vitesle kalkmamız, ikiye, üçe atmamız..
Bi hata var..
Galiba şu..
Bazı araçlarda geri vites birinci vitesin hemen yanındadır.. Hafiften yukarı kaldırıp, birin hemen soluna çekerseniz geri vites olur..
Demokrasi aracı da böyle galiba.. Birinci vitese taktığımızı zannettik, önümüz boş diye bastık gaza..
Küt..
Çatır çutur..
Meğer arabayı geriye atmışız..
Olan biten budur..
Lütfen Başbakan’a doğru bilgi verin
Başbakan’ın çok iyi danışmanları olsa..
Halkı gözleyen, sesini duyan, iyi analiz eden..
Önyargısız.. Sözünü çatır çatır söyleyen..
Koşa koşa gider derler ki; bizim bürokratlar ne yaptı ya!..
Ne yaptı!..
Kolej çocuklarını bile, en kral yabancı okullarda okuyanları bile, üniversite sınavıyla işi olmayanları bile, yurtdışında okul bulanları bile sokağa çıkardı..
Onları bile eylemci yaptık!..
*
Eylem işi fakir semtlerde okuyanların işiydi.. Yabancı okullarda okuyanlar, özel okullara gidenler ilgilenmezdi..
Devrimcilik, değişimcilik, hak arama, fakir demeyeyim ama orta halli ailelerin çocuklarının göreviydi sanki..
Onların boynunun borcu!
*
Geçen hafta liseli gençler Galatasaray’da protesto eylemi yaptı..
12 Eylül öncesi hayatı bu tür eylemlerle geçen arkadaşım anlattı.. Kızı da oradaymış..
Dedi ki; Alman Lisesi pankart açınca gözüm yaşardı..
Alman lisesi yaa..
*
Başbakan’ın danışmanlarına sorum şu..
O çocukları sokağa kim çıkardı?
O çocuklar da mı maşa!
*
Kopyacı suçlamasıyla manşetlere çıkan ÖSYM Başkanı’na 18 yaşındaki çocuk nasıl inansın ki..
Nasıl..
