BÜYÜK HİZMETLERİ VARSA DARBEYLE NEDEN DEVİRDİNİZ

Erbakan’ın ardından söylenenleri, yazılanları ne yalan söyleyeyim hayretle okudum..
Biliyorum, ölünün arkasından kötü şey söylenmez, daima hayırla anılır..
Ama hayırla anacağız diye samimiyetsizlik de yapılmaz..
Riyakârlık!
İnsanların bi duruşu olur..
Eski defterleri açmak istemiyorsan, açmazsın.. Allah rahmet eylesin der geçersin!.. Bunun ötesine geçmezsin..
*
Erbakan’ın eski talebelerine, iktidarın yeni sahiplerine bakıyorum.. Erbakan şöyle büyük liderdi, böyle büyük fikirleri vardı diye övgüler sıralıyorlar..
İyi güzel, madem öyleydi niye terk ettiniz.. Yanından ayrılarak neden başka parti kurdunuz..
Erbakan’ın hakkınızda söylediklerini de duymadınız mı?
Sizin için ne düşündüğünü!..
*
Bazıları da ‘Milli Görüş’ felsefesini övüyor.. İslam dünyasına örnek olmuşmuş!..
Yine iyi güzel de madem öyleydi siz neden ‘Milli Görüş’ gömleğini çıkardınız.. Biz artık ‘Muhafazakâr Demokratız’ diyerek ‘Milli Görüş’ çizgisiyle bağınızı kopardınız..
Oy oranınızın yüzde 47’lere çıkması bu sebeple değil midir?
Dar İslamcı çizgiden uzaklaşmanız nedeniyle..
*
Hadi iktidarın adamlarını geçtim.. Eski Hoca’ları, aynı tabandan enerji alıyorlar o kadar olacak diyelim..
Genelkurmay Başkanı’nın açıklamasına ne diyelim..
‘Ülkemize yaptığı büyük hizmetler daima anılacaktır’ denilmiş.. Büyük siyaset adamı olduğunun altı çizilmiş..
Madem öyleydi post modern darbe yaparak adamı niye başbakanlıktan alaşağı ettiniz..
Bıraksaydınız o büyük hizmetlerini biraz daha yapsaydı.. Adamı neden siyasi yasaklı hale getirdiniz.. Elini kolunu bağladınız..
Madem büyük devlet adamıydı, MGK’dan bildiri çıkartıp neden buram buram terlettiniz..
Yapmadığınızı bırakmadınız!..
*
Samimiyetsizlik..
Riyakârlık demem bundan..

Erbakan nasıl anılacak!
İki türlü..
Birinci grup..

Siyasal İslamı ehlileştirdi, silahtan uzaklaştırdı, demokrasinin içine çekti, Meclis’e soktu diye övecektir..
Bizde Hizbullah gibi, Hamas gibi akılların olmaması Erbakan Hoca sayesinde olmuştur diyecektir..
Zaten din faktörü eninde sonunda belirleyici unsur olacaktı yumuşak geçişi sağladı diye alkışlayacaktır..
İkinci grup..
Türkiye’de siyasi İslam’ın kurucusu oldu diye kızacaktır..
Cami avlusuna siyaset soktu, cami avlusunu siyasete taşıdı diye güzel sözlerle anmayacaktır..
Dini siyasete alet eden, din üzerinden siyaset yapan kişi olarak bahsedecektir..

Kurtulmuş’un dip duygusu nedir
Dilin kemiği yoktur derler ama..
Akil adamların, devlet adamlarının, görmüş geçirmiş insanların dili biraz kemiklidir..
Bu sayede kontrol ederler..
Hele hele ayrılık ebediyse, araya ölüm girmişse daha da kontrol ederler..
Galiba Numan Kurtulmuş da böyle yapıyor..
Biliyorsunuz.. Erbakan’ın son hamlesi Kurtulmuş’u bertaraf etmekti.. 85. yaşında, hasta hasta, ayakta duramaz haldeyken, Saadet Partisi’nin başına geçmesinin tek nedeni buydu..
Saadet’i Kurtulmuş’a kaptırmamak..
Rahmetli bu uğurda Saadet’i de bitirdi..
Acaba diyorum.. Kurtulmuş, başını yastığa koyduğunda ne düşünüyordur?

Fatih Erbakan lider olur mu?
Olamaz..
Niye mi?
Askerliğini yapmayan kişiden parti genel başkanı olmaz!
Yasal engel yok ama olmaz..
Ne yani..
Üç gün sonra; bizim başkan şimdi asker mi diyecekler!..
H
Valla başını taşlara vuruyordur.. 32 yaşında.. Bedelliyi beklemeseydi, altı ay askerlik yapsaydı, üç güne kalmaz, Saadet Partisi Genel Başkanı’ydı..
Ver elini meydanlar..
Bundan sonra Saadet’e ne olur derseniz..
Artık sırtını doğrultamaz derim.. Gidiş o gidiş..