Köşk seçimini almaya yeter mi bilmiyorum ama ilk defa bu kadar büyük koalisyon kuruldu..
Solun en ucuyla sağın en ucu aynı safta buluştu..
Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek konusunda anlaştılar..
Türkiye için yeni bir durum.. Aslında hem yeni hem ileri bir durum.. İleri durum çünkü siyasi tarihimizde bu derece büyük koalisyon yok..
*
İktidar ne kadar aldırış etmiyormuş gibi gözükse de belli ki içten içe sinirleniyor.. İktidar yanlıları, PKK’dan ayrılmış, DHKP-C’den kopmuş isimler tarafından kurulan Devrimci Halk Partisi ile MHP nasıl olur da aynı çatı altına girer diye veriyor, veriştiriyor..
TGB ile BBP’nin aynı safta olmasına şaşıyorlar..
Taraftarlarına ‘ilkesizlik’ olarak pazarlıyorlar.. Eski Türkiye’nin bekçiliği olarak sunmaya çalışıyorlar..
*
Karalama kampanyası yapacakları yerde sorgulamaları gerekiyor:
Birbirine selam vermeyen bu insanlar aynı çatı altında neden buluştu.. Onları birleştiren ne?
Az buz değil.. 13 parti bir araya geldi..
Beş benzemez nasıl oldu da ittifak yaptı..
Verecekleri cevabı biliyorum..
Erdoğan karşıtlığı diyecekler..
O kadar basit değil.. Çok daha kapsamlı.. Çok daha anlamlı.. Belki de Erdoğan’la simgeleşen yönetim anlayışına tepkidir..
*
Efendim, çoğu partinin seçmende karşılığı yok.. Çoğu tabela partisi..
Olsun..
Mesele o değil ki.. Mesele birbirlerinin varlıklarını kabul etmeleri.. İslamcı motifler taşıyan partinin Marksist partiye itiraz etmemesi.. Aynı masaya oturmayı kabul etmesi..
Tam tersi de söylenebilir..
Devrimcilerin, milliyetçilerle aynı çatının altına girmesi de denebilir..
*
İktidar kendinden eminse bu duruma niye kızıyor?
Şundan kızıyor..
Bu birlikteliğin cumhurbaşkanı seçimiyle sınırlı kalmama olasılığı kuvvetli.. Mesela genel seçimlere, bazı hak taleplerine yansıyabilir..
Türk Solu dergisi ile Büyük Birlikçilerin yan yana gelmesi yabana atılacak bi durum değil..
Yurtdışı ‘bize ne’ mesajı verdi
Almanya’da, Hollanda’da, İngiltere’de, Amerika’da kısaca dışarıda yaşayan Türklere de oy kullanma hakkı verildi..
Yanlıştı..
Adam Almanya’da yaşıyor, adam ABD’de yaşıyor, bizi dört yıl boyunca, beş yıl boyunca kimin yöneteceğine niye o karar versin ki..
Bu topraklara tatilden tatile uğrayacaksa..
Cumhurbaşkanı hesabı için olacak, iktidar bir oy bir oydur düşüncesiyle yasayı çıkardı..
Çıkardı ama ilk uygulamada görüldü ki; dışarıdaki Türklerin umurunda değil..
2 milyon 700 bin seçmen varmış, 248 bini oy kullanmak için başvurmuş..
İlgi göstermemekte haklılar..
Adam düzenini orada kurmuşsa buradan ona ne? Türkiye’nin geleceği oylanmıyor ki.. Türkiye’yi temsil edecek sorumsuz cumhurbaşkanını seçiyoruz..
*
Diyecekler ki randevu sistemi yürümedi, tatil ayına denk geldi falan filan..
Birtakım bahaneler bulacaklardır..
Ne derlerse desinler, seçime katılma oranı yüzde 10.. Hiçbir bahane bu durumu açıklamaz..
Sonuç şudur.. Yurtdışında yaşayan Türkler ‘bize ne’ dedi..
Operasyonlar bire bir aynıymış!
İktidarcı gazete liste yapmış, ‘adli dejavu’ demiş..
Paralel yapıya yönelik operasyonda yaşananlarla yedi yıl önce Ergenekon soruşturmasında yaşananlar bire bir aynıymış..
Suçlama aynıymış; hükümeti devirmeye teşebbüs..
Evlere baskın yöntemi aynıymış; ikisi de şafak vakti yapılmış..
Kod adı aynıymış; göstericiler bayrak açmış..
Kızlar sahnedeymiş; Ergenekon’da Dursun Çiçek ile Ergin Saygun’un kızları, paralelde Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer’in kızları sahnedeymiş..
*
İktidarcı gazetenin ne demek istediğini anlamadım.. Bu karşılaştırmadan ne çıkarmamız gerektiğini..
*
Operasyonlar bire bir aynı olduğuna göre, Ergenekon’un intikamı mı demek istenmiş.. Ergenekon gibi bu da algı operasyonu mu demek istemiş..
Dedim ya, anlamadım!..
