Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nedenini anlatayım.. CHP’deki tartışma önemsiz falan demiyorum.. Her partinin kendini yenilemeye, tüzüğünü daha demokratik hale getirmeye ihtiyacı vardır..
Bu ayrı.. Ama CHP’nin öncelikle konuşması gereken konu bu değil ki.. Tali mesele!..
Ana mesele ne?
Yarı Başkanlık sistemi..
Anayasa değişse de, değişmese de Cumhurbaşkanı halk tarafından yüzde 50 oyla seçildiği gün Türkiye yarı başkanlık sistemine geçmiş olacak..
CHP aday çıkarmayacak mı?
Çıkaracak..
CHP’nin desteklediği aday diğer partilerin adayıyla yarışmayacak mı?
Yarışacak..
Bitti işte.. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Genel Başkan’ın önüne geçmeyecek mi?
İster istemez geçecek..
Yani Genel Başkan’ın rolü değişecek...
Yarın öbür gün CHP’de Genel Başkan mı olmak önemli olacak, Cumhurbaşkanı adayı mı?
CHP oturup bunları konuşmalı..
*
CHP hararetle neyi tartışıyor?
Genel başkan adaylarını genel başkan mı seçsin, parti meclisi mi?
İyi de bu gidişatla bir önemi kalmayacak ki..
*
Şimdi denilecek ki; CHP yarı başkanlık sistemine karşı!..
Tamam da CHP istese de, istemese de adını koysa da, koymasa da fiilen yarı başkanlık sistemine geçilecek..
2007 referandumuyla geçildi zaten..
CHP seçimin bu yıl yapılmasını istiyor.. Anayasa’nın bunu emrettiğini söylüyor..
İstiyor da hazırlığı var mı?
*
Al sana fırsat, kurultay toplanıyor, öncelikle bunu tartışsınlar.. AKP yarın öbür gün sekiz on maddelik anayasa değişikliğiyle -ki önemli kısmı havuç maddeler olacaktır.. Memura sendika hakkı gibi- sistemi değiştirip referanduma giderse ne yapacaklar..
Fransa modelini getirirse..
Getirmezse bile bir şey değişmez..
Şu an da bile Cumhurbaşkanı sorumsuz, ama icranın başı.. İstediği zaman Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder.
Başbakan ve bakanları seçme ve görevden alma yetkisi verildi mi, iş biter!
Buna karşı CHP’nin oyun planı var mı?
*
Efendim iktidar partisinin de hazırlığı yok.. İktidar partisi de bunları konuşmuyor..
Doğru..
Ama oyun planı var.. İktidar partisinin genel başkanı cumhurbaşkanı adayı olacak..
Karşısına CHP Genel Başkanı çıkacak, mı çıkmayacak mı?
Bundan sonra parti genel başkanları aynı zamanda cumhurbaşkanı adayı mı olacak?
*
Bu kadar yeter!.
Konu derin.. Siyaset yeniden şekilleniyor.. AKP bunu ağır ağır yapıyor..
CHP ne yapıyor?
Yaptığını söyleyeyim.. Geçmişi tartışıyor, geleceği konuşmuyor..
CHP yine yanlış işler peşinde demem bundandır




Deniz Fener’i adaleti bitirdi


Dört yıldır öyle işler yapıldı ki.. Doğru, yanlış insanların adalete olan inancı kalmadı..
Deniz Fener’i e.v tarihe..
Bitmeyen soruşturma..
Yazılamayan iddianame olarak geçecek..
Zaten ortada onca iddia, onca karanlık nokta, onca şaibe var.. Savcılar adım atamıyor, atanlar, görevden alınıyor, haklarında hapis istemiyle dava açılıyor..
Normal bir durum mu?
Elinizi vicdanınıza koyun.. İktidarın hiç mi günahı yok?
Almanya’daki dava 2008 yılında bitti, orada yargılananlar hapis yattı çıktı..Türkiye uzantıları oldukları söylenenler de tutuklandı, hapse konuldu, üç ay sonra, çok fazla yattılar ayıp oldu denilerek tahliye edildiler..
İddianame bile beklenmedi..
Sahi iddianame nerede..
Nedense yazılamıyor!..
*
Adalet Bakanı’na sorsan, biz karışmıyoruz diyecektir.. HSYK’ya başvursan işimiz değil diyecektir..Savcıya sorsan soruşturma sürüyor yanıtını verecektir..
İyi de dört yıl oldu..
Adalet duygusu bırakmadı..
(Nazlı Hanım’dan bu durumun normal olduğunu, konuyu gündeme getirenlerin kötü niyetli olduğunu anlatan bir yazı bekliyorum )




İkinci darbe Bakan’ı sarsmış ki konuşmuyor

Bir hafta on gün oldu..
Bekledim, Sağlık Bakanı ‘bi ses’ ‘bi cevap’ verir zannettim..
Tık yok!..
Koşa Antalya’ya gitmemesinden, yüz, kol, bacak naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan’ı yanağından öpüp kutlamamasından belliydi..
Yüzü kızarmış mıdır?
İkinci büyük darbeyi de yedi..
Biliyorsunuz.. Prof. Özkan’da ‘performans yasası’ mağduru.. Bakan’ı yüz nakli, organ nakli karaciğer nakli, kalp ameliyatı falan kesmiyor..
Yeni kritere göre; ne kadar çok hasta bakarsan o kadar başarılısın..
Bakmazsan..
Kapı önünü..
*
Biliyorsunuz, Prof. Özkan da muayenesini kapatmadığı için kapı önüne konulanlardan..
Bırakın ameliyatı, hastaya bakması, hastaya dokunması bile yasak!..
Şu anda ameliyat ettiği hastanın yanına özel izinle girebiliyor..
Haa neden mi, ikinci darbe dedim..
İzah edeyim.. Başbakan’ı ameliyat eden Prof. Dr. Dursun Buğra da Bakan’ın kapı önüne koyduğu Hoca’lardandı..
*
Meclis’i by-pass eden kararnameden sonra 1429 doktor ayrıldı, yerlerine 4 bin kişi atandı..
Sağlık Bakanı anında açığı kapattık havasında..
İyi de, O yeni dört bin kişi içinde yüz nakli yapan var mı? Veya Başbakan’ı teslim edeceği!..



Djokoviç- Nadal’ı izlerken utandım

Pazar sabahı 10.30’da televizyonu başına geçtim, akşamüstü 5’e geliyordu kalktım..
Ne yaptım derseniz..
Avusturya açık finalini seyrettim..
5 saat 53 dakika sürdü.. Sonlarına doğru ikisi de yoruldu, ikisinin de enerjisi bitti.. Ama oynamak zorundaydılar, biri kazanmak zorundaydı..
Tribünler oynayın diyordu, televizyon başına oturan milyonlar oynamalarını istiyordu.. Halleri kalmadı ama oynadılar..
Aklıma Atları da Vururlar filmi geldi.. Ölümüne yarışı..
Utandım!..
Spor olmaktan çıkmıştı, izlediğim tenis falan değildi..
Resmen savaştı..
Müthiş oynadılar, çok zevk aldım ama utandım.. Kırk yılda bir oluyor demesinler..
Beş set üzerinden maç fazla.. Seyret seyret sonu gelmiyor..
Kadınlarınki gibi olsun.. Üç set üzerinden.. En fazla 1,5, bilemedin 2 saat sürüyor..
Altı saatlik maç mı olur?
Oynayana da yazık, seyredene de..