Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hafta sonu AKP’nin güçlü siyasal rakibi olmadığı tezinden yola çıkan, bu durumun getirdiği sonuçları analiz eden iki önemli makale yayımlandı..
Önce Prof. Dr. Ahmet İnsel’in analizi..
“Her konuya kendi hâkim pozisyonunu tehdit altında görme refleksiyle el atan, buna bağlı olarak saldırganlaşan, çeşitli atamalarda olduğu gibi elindeki gücü suistimal etme eğilimleri ağır basan bir parti var karşımızda. Örneğin YÖK yasa değişikliğinin seçim sonrasına ertelenmesinin bir nedeni, Gül öncesi atanan son rektörlerin görev süresinin Mayıs 2011’de bitecek olması değil mi?
(...)
Kendini iktidara götüren kapasitenin sınırına geldiği izlenimi veriyor AKP yönetimi. (...) Bunun önemli bir nedeni yıllarca süren iktidarın, AKP’de kişi merkezli bir otoriter yapı oluşturmuş olması. Bu yapı ister istemez Erdoğan’ın düşünsel ve fiziksel kapasitesiyle sınırlanıyor. Onun etrafında oluşan iktidar kümelenmesinin, Türkiye’yi ve dünyayı neredeyse sadece kendi iktidarlarına ve daha önemlisi şahıslarına yönelik büyük bir komplo olarak algıladıklarına dair işaretler artıyor.
(12 Aralık, Radikal iki)
*
Çevreci eylemlerden, öğrenci protestolarına kadar, hemen hemen her adımın..
Wikileaks belgelerinin bile iktidarı devirmeye yönelik komplo olarak algılanmasının..
Ardında başka güçler aranmasının, sert demeçler verilmesinin nedeni bu..
Türkiye’yi yönetenler her meseleye bu gözlükle bakıyorlar..
*
İkinci alıntımız Ali Bayramoğlu’ndan:
“AK Parti’nin topluma bakışının bir ayağı ‘alan-veren etkileşimine dayanmayan’ , verenin ‘hüsnüniyeti’ne bağlı ‘geleneksel dayanışma’ ruhu ve adımıyla örtülü.
Diğer ayağı doğrudan talep etmeyen ya da talebi oy vererek yerine getiren, farklı eğilimleri olmayan, her doğru adımın herkesi doğru ve aynı anda etkilediğini varsayan ‘yekpare millet’ anlayışı üzerine kurulu.
Bu bakış, Türk muhafazakârlığına mündemiç bir noktaya gönderme yapar: Siyasetçiyle ve güçle tanımlanan bir siyasete aşırı önem verir...
Böyle olunca bu modelde siyasi bakış açısı sadece doğrular ve yanlışlardan, mutlaklardan ibaret..
Mutlak değişimden yanaysa şanslısınız...
Otoriterlik kokuyorsa yandınız...
(11 Aralık Yeni Şafak)
*
Türkiye’deki tartışmanın, kamplaşmanın temelinde bu iki farklı bakış yatıyor..
Bir grup, iktidarı değişimden yana görüyor..
Ne kadar şanslıyız diye alkışlıyor..
Diğer grup, otoriterlik sinyalleri alıyor..
Yandık diyor..
*
Bana göre ikincisine daha yakınız!..

Haberin Devamı

İran askerleri sivil Türkleri öldürünce!
Haberi, NTVMSNBC sitesinde gördüm.. Van’da kaçan hayvanlarının peşinden sınırı geçen köylülere İran askerleri ateş açmış..
Bir ölü, bir yaralı, bir kayıp..
Bir yılda 20’den fazla vatandaşımız İran askerleri tarafından öldürülmüş..
*
Gelelim olayın siyasi boyutuna..
Siz hiç bu konuda hükümetten bir tepki duydunuz mu?
Başbakan’dan..
Bakanlardan..
Vatandaşlarımızı vurdunuz, özür dileyin diye haykıran var mı? Tazminat isteyen..
Tahran Büyükelçimizi neden geri çekmedik..
Ortada çifte standart yok mu?..
Onlar vatandaşımız değil mi? Onlara yazık değil mi?

Haberin Devamı

Bakan gözümüzün içine baka baka söyledi..
Artık söylemeye gerek yok.. Yıllardır böyle.. Dünyanın en pahalı benzini Türkiye’de!..
Almanya’dan da, İtalya’dan da, İsviçre’den de pahalı..
Rusya’yı, ABD’yi saymıyorum..
Niye böyle derseniz..
Devletin sırtı dolaylı vergilere dayalı da ondan.. Vergi toplayamıyor, açığını böyle kapatıyor..
Bu sebeple benzin 4 lirayı gördü..
*
Tuhaf bir durum..
Ama daha tuhaf bir durum daha var..
Enerji Bakanı Yıldız, soranlara dünyadaki petrol fiyatları düşsün bizde de iner demiş!.
İnsanların gözlerinin içine baka baka doğruyu söylememiş..
Ayıp etmiş..
Niye mi?
Şundan..
İki yıl önce petrolün varili 150 dolardı..
Kurşunsuz benzinin litresi 3.34 lira..
Petrolün varili şimdi 90 dolar..
97 oktan kurşunsuz benzin 4 lira oldu..
Yani petrol fiyatı düştüğü halde benzin fiyatı yükseltildi..
Yani tam tersi oldu..
*
Hal böyleyken, Bakan’ın sözlerine ne diyelim?
Siz söyleyin!..

Haberin Devamı

Hepimiz ‘Barça’lı olduk..
Beşiktaşlılar..
Fenerbahçeliler..
Galatasaraylılar hep beraber dün gece Barcelona’ya geçtik..
Ortalama 45 milyon yeni seyirci.. Fena değil..
Spor programlarına şöyle bi baktım.. Hangisi daha kötü tartışması yapılıyor..
Fenerliler niye seyretsin..
Galatasaraylılar neden bir kez daha kahrolsun..
Beşiktaşlılar neden kötü anılarını tazelesin..
Toplu halde, omuz omuza, kardeş kardeşe doğruca NTV Spor’a Barcelona-Real Sociedad maçına..
Barça’ya beş çekti; bir mutlu uyuduk ki sormayın!..