Yine mi aynı tartışma demeyin, önemli gelişmeler oldu.. Biliyorsunuz; iktidara göre demokrasi sandıktan ibarettir..
Herkes sandıktan çıkanın arkasında hizalanmak durumundadır..
Türkiye 12 yıl olmasa bile son 4-5 yıldır bu anlayışla yönetiliyor..
Sonuçlarına bakalım..
Geçen hafta İzmit Gazi Anadolu Lisesi’nde mezuniyet töreni vardı.. Okul birincisi kürsüye çıktı..
Konuşmasında; ‘Berkin Elvan ile Ali İsmail Korkmaz’ın eğitim ve yaşam hakları gasp edildi’ dedi..
Sen misin diyen..
Hemen disiplin cezası verildi, birinciliği elinden alındı.. Milli Eğitim Bakanı da çıkıp ‘etkilenmemiş, ilerisi için motive olmuş, ceza verenler mükâfatlandırmış’ demez mi..
Anlayış bu..
Fikir özgürlüğünün olmadığı ülkede..
Konuşma özgürlüğünün olmadığı ülkede..
Her yere sandık koysanız ne olur.. Her yıl seçim yapsanız ne olur..
Demokrasi olur mu?
*
Berkin’in cenazesine katıldığı için soruşturma yiyen öğretim üyeleri var..
Cenazeye katılmanın suç gibi görüldüğü ülkede..
Her yere sandık koysanız ne olur.. Her yıl seçim yapsanız ne olur..
Demokrasi olur mu?
*
Gezi’de ölenleri anmak için yapılan yürüyüşe katılan öğretim görevlileri de soruşturmaya uğradı...
Daha da ötesi, Soma faciasını protesto gösterisine katılan 13 yaşındaki çocuğa dava açıldı..
Hani polis gözaltına almak isteyince korkudan işeyen çocuğa..
Altı aydan üç yıla kadar hapsi isteniyor..
Gösteri ve yürüyüşe katılmanın..
Protesto etmenin yasak olduğu ülkede..
Her yere sandık koysanız ne olur.. Her yıl seçim yapsanız ne olur..
Demokrasi olur mu?
Olmaz!..
Devir değişince bak neler oldu?
Kumpasa getirildikleri kabul edilen Balyoz sanıklarına bir ilgi bir ilgi..
Linç ayininde en ön safta yer alanlar bile o günleri unutmuş görünüyor.. Başrolde Dursun Çiçek var..
Hani şu Fethullah Gülen’i bitirme planını hazırladığı iddia edilen albay..
O planı hazırladı diye yerden yere vuruluyorlardı, şimdi neredeyse göklere çıkarılacaklar..
Devir değişti..
Eskiden, cemaat-iktidar ortaktı..
Şimdi, kanlı bıçaklı oldular..
Eskiden, cemaate laf eden şimşekleri üzerine çekerdi.. İktidarın hışmına uğrardı..
Şimdi, cemaate laf eden en makbul kişi..
Çünkü şimdi cemaati bitirme operasyonunun başında Başbakan var.. Açık açık söylüyor..
Köklerini kazıyacağım diyor..
*
Diyorum ki, olur mu; olur!..
İktidar cemaati bitirme operasyonunun başına Dursun Çiçek’i koyar mı; koyar!..
Tam yetkili kılar mı; kılar!..
Hadi plan yap da uygulayalım der mi; der!..
Devir değişti..
Eskiden, devlet içindeki örgütlenmeden söz edenler tu kakaydı...
Şimdi, alkışlanıyor..
Darbeyse darbe.. Rüşvetse rüşvet..
Sokaktaki vatandaş soruyor:
Muhalefet ve bazı yazarlar 17 Aralık’ta olan hadise için yolsuzluk ve rüşvet operasyonu diyor..
İktidar ve yine bazı yazarlar hükümete yönelik darbe girişimi olduğunu iddia ediyor..
Bu işin aslı astarı ne?
Hangisi gerçek?
Darbe girişimi mi, rüşvet mi?
*
Yolu yöntemi belli..
Soruşturmayı tamamlayan savcı iddianamesini yazacak, mahkemeye gönderecek..
Bakalım rüşvet mi diyecek, darbe girişimi mi?
İddianamesine rüşvetin mi belgelerini koyacak darbenin mi?
Soruşturma şubat ayında tamamlandı, tutuklular serbest bırakıldı, Azeri olanın yurtdışı yasağı bile kaldırıldı..
Ama nedense iddianame bir türlü yazılamıyor!
Yazılsa öğreneceğiz..
*
Meclis’in elinde de bir sürü bilgi belge var.. Komisyon kurulsa milletvekilleri belgeleri incelese, ifade alsa, soruşturma yapsa..
Darbe mi rüşvet mi olduğu yine ortaya çıkacak.. İktidar üye vermediği için komisyon da kurulamıyor..
İktidar belgelerin üzerini örtmek için elinden geleni yapıyor..
Hal böyle!..
Sizce darbe mi, rüşvet mi?
