Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün pazar, bazı şeyleri tersinden düşünmeye, yeniden yorumlamaya vakit ayırabiliriz..
Yerli yerine oturmayan şeyleri mesela..
Referandum sonuçlarını mesela..
Çok konuştuk diyeceksiniz.. Konuştuk da mutabakata varamadık, yerli yerine oturtamadık..
Hele AKP’nin yaptırdığı araştırmadan sonra kafamız allak bullak oldu..
Eğitim düzeyi yükseldikçe hayırların arttığını.. Okur yazarlık azaldıkça evetlerin yükseldiğini gösteren araştırma var ya..
O..
*
Başa dönelim, olanı biteni sakin sakin bir daha gözden geçirelim..
Referandumda evet; demokrasi isteğinin, özgürlük talebinin, hoşgörünün simgesiydi..
Bize böyle sunulmuştu..
Hayır; statükoculuktu, vesayet rejiminin devamını istemekti, demokrasiden uzaklaşmaktı..
Hülasa.. Evetçiler demokrattı.. Hayırcılar faşist olmasalar bile demokrasiyi pek sevmiyorlardı..
*
Bu anlayışla referandum yapıldı, sonuçlar çıktı..
Aman Allah.. Ülkenin batısı hayırcıydı.. Sahiller silme statükocuydu.. Ülkenin doğusu, Anadolu’nun ortası demokrattı, özgürlükçüydü..
Bu işte bir terslik vardı!.
Bu köşeye göz atanlar bu tersliğe birkaç kez dikkat çektiğimi hatırlarlar.. Evetçi Bingöl, hayırcı Marmaris’ten daha demokrat olamazdı..
Hayırcı Ayvalık, evetçi Siirt’ten daha tutucu değildi herhalde..
Daha hoşgörüsüz!..
*
Meselenin bu boyutu konuşulmak istenmedi.. Yetmez ama evet diyenler bile çıkan sonucu demokrasi, özgürlük ve hoşgörü üçlemesiyle yorumlamaktan çekindiler..
Ne diyeceklerdi ki..
İstanbul’un Bebek semtinde, Ümraniye’den daha az özgürlük vardı diyemezlerdi herhalde..
Demediler de..
Mukayese yapmaktan imtina ettiler..
Konu tam kapanacaktı ki, AKP’nin 70 bin kişi üzerinden yaptığı araştırma geldi..
Sonuç şaşırtıcıydı..
Eğitim seviyesiyle hayırların doğrudan ilişkisi bir kez daha ortadaydı..
Üniversite mezunlarının büyük bölümü hayırcı..
İlkokul mezunlarının tümüne yakını evetçiydi..
Her kentte üniversite kurduran Başbakan bile bu sonuca çok şaşırdı..
*
Bir türlü yerli yerine oturamayan durum, işte bu durum..
Nasıl oluyor da Anadolu’nun bozkırı daha özgürlükçü, Akdeniz’in turist kaynayan ilçeleri daha statükocu oluyordu..
Nasıl oluyor da okur yazar olmayanlar daha hoşgörülü, yüksek lisans yapanlar daha tutucu oluyordu..
*
Bazıları bu durumu ‘eğitim alan kişilerin Kemalist ideolojiye maruz kalarak hoşgörüsüz, tutucu ve demokrasi karşıtı hale geldiğini; okur yazar olmayanların Kemalist ideolojiye maruz kalmadığı için müthiş hoşgörülü, dünyaya açık, demokrat bireyler olarak büyüdükleriyle’ açıklamaya çalıştı ama kimse yemedi..
Gözüne girmeye çalıştığı çevreler bile güldü geçti..
*
Acaba diyorum..
Yola çıkarken yapılan tanımlama mı yanlış.. Tersine bir durum mu söz konusu..
Evetler; vesayetçiliği, statükoculuğu, biat kültürünü.. Hayırlar; demokratlığı, hoşgörüyü, özgürlüğü temsil ediyor olmasın..
Söylenenin tam tersi yani.. Öyle olursa mesele yerli yerine oturuyor..
Bayburt’un Demirözü’nde yüzde 86 evet çıkmasıyla, Foça’da yüzde 76 hayır anlam kazanıyor..
*
İktidarın icraatlarına baktığımız zaman bu durum daha mantıklı geliyor.. Türkiye’yi yönetenler özgürlük deyince sadece türbanı anlıyorlar.. Türban mağduriyetini kastediyorlar..
Tüm mağdurların mağduriyetlerini düşünmüyorlar.. Tüm mağduriyetleri anlasalardı; Kürt meselesini de, Alevi meselesini de seçimden sonra bakarız diye ileri tarihe ötelemezlerdi..
Ne bileyim..
Faili meçhulleri araştırma komisyonu kurulması üçüncü kez engellenmezdi.. O talep reddedilmezdi..
Ne bileyim..
Üniversitede gösteri yapan, pankart açan her öğrenci gözaltına alınmaz, 50’si tutuklanmazdı..
Aylarca hapiste yatırılmazdı..
Ne bileyim..
Bakan’ın konferansında not tutan çevreciyi üç sivil polis takip etmezdi..
Yüzde 58’e bakılarak..
Daha hoşgörülü olunurdu, daha demokratik davranılırdı.. İnsanların daha özgürce davranmaları teşvik edilirdi..
Tersi olduğuna göre..
Şu 42 ila 58’in anlamını bir kez daha konuşsak diyorum..
Yer değiştirdiklerinde Türkiye’nin gerçek fotoğrafı ayna gibi karşımıza çıkıyor da..
Bir de bu gözle bakın istedim..
İyi pazarlar!..