PKK işi mi dersiniz, Kürt sorununun dağ uzantısı diye mi adlandırırsınız, ne derseniz deyin yine hareketli günler başladı.. Çözüm arayışları hızlandı..
Olan bitene bakıyorum..
Temaslara, demeçlere, tartışmalara..
Gözümü kapatıyorum, ben bu lafları bir yerden hatırlıyorum, ben bu filmi gördüm.. Kare kare beynimin içinde..
Geçen yıl..
ABD, Kuzey Irak yönetimi, Türkiye’nin ortak hareketi, ortak iradesi deniliyordu.. PKK’ya silah bıraktırma hamlesinin içinde onların da olduğu söyleniyordu..
Bu yıl da deniliyor..
Geçen yıl..
İçişleri Bakanı çeşitli temaslar yapıyordu, olumlu demeçler veriyordu..
Bu yıl da veriyor..
Geçen yıl..
MİT Müsteşarı her yerle temastaydı. Sanki Kandil’le İmralı’yla doğrudan görüşüyordu.. Hava böyleydi..
Bu yıl da aynı hava var..
Geçen yıl çok olumlu bir rüzgâr esti.. Bu iş bitti bitecek beklentisi had safhaya ulaştı.. Ha bugün ha yarın, PKK silah bırakacak gibiydi..
Bu yıl da..
*
Geçen yıl ne duyduysam bu yıl da benzer lafları duyuyorum.. Bu da beni endişelendiriyor..
Niye mi?
Yazının sonunu şöyle bağlamaktan korkuyorum..
Geçen yıl da aynı hata yapıldı..
Bu yıl da..
Geçen yıl da hayal kırıklığıyla noktalandı..
Bu yıl da..
Geçen yıl da araba devrildi..
Bu yıl da..
Bu bölümü bu yüzden italik siyah yazdım, yazıdan kopsun, atılması kolay olsun diye..
*
Geçen yıl.. Bu yıl.. yazısını şöyle bitirebilirsem çok hoş olur..
Geçen yıl yapılan hatalar, bu yıl yapılmadı..
Bravo..
Kürtçe tamam da nasıl?
Kürtçenin okullara girmesine çok büyük bir itiraz yok.. Geniş kesim neden olmasın diyor..
Herkes anadilini öğrensin..
Kürtler de bu toprakların sahibi.. Kürtler de birinci sınıf vatandaş..
Kürt çocuklar da kendi dillerinde yazmayı çizmeyi öğrenmeli..
Buraya kadar tamam.. Bundan sonrası karışık, tartışmalı..
Nasıl kısmı..
*
Kimi, Kürtçe öğrenim olur, Kürtçe eğitim olmaz diyor..
Kimi, Kürtçe eğitim olmazsa bir anlamı olmaz ısrarında..
Yani..
Anadil eğitimi mi?
Anadilde eğitim mi?
Sadece Kürtçe seçmeli ders olarak mı konulsun, yoksa fizik, kimya, coğrafya da Kürtçe mi okutulsun..
Fark bu..
Kürtçe eğitim olmaz diyenler; bu kadar ayrıştırma bizi böler görüşünde.. Bütün derslerin Kürtçe olmasını savunanlar ise tam tersi birleştirir iddiasında..
Sonuç şu; Kürtçe tamam da..
Nasılı konusunda tartışma büyük..
Beşiktaş’ın peşinde..
Büyük takım taraftarı olmanın hem zorluğu var, hem de keyfi..
Sık sık sınır ötesi operasyon yapıyorsun.. Hem içeride hem dışarıda bazen haftada iki heyecan yaşıyorsun..
Antalya maçını izlerken Rapit Wien’i düşünüyorsun..
Hele takımın iyiyse (bu yıl olduğu gibi) millet süper ligin derdine düşmüşken sen aynı anda Avrupa ligini de alır mıyız hesabı yapıyorsun..
Zorluk da, keyif de burada..
*
İki gün izin istiyorum.. Viyana’da takımı yalnız bırakmak olmaz..
Cezaevinden mektup var
Sayın Mehmet Tezkan,
Ben Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi olarak “parasız eğitim” isteme suçunu işlediğim için 6,5 aydır tutukluyum. Evet! Yanlış anlamadınız, hani şu yasalarda var olan hakkı dile getirdiğim için tam 6,5 aydır Bakırköy Kadın Hapishanesi’nde tutuklu bulunmaktayım.
14 Mart günü Abdi İpekçi Spor Salonu’nda “demokratikleşme” adına yapılan Roman Çalıştayı’nda demokratik hakkımız olan “Parasız Eğitim İstiyoruz” yazılı pankartı açtığımız için gözaltına alındık ve hukuksuzca tutuklandık. Benimle birlikte Ferhat Tüzer de (Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde bulunuyor) tutuklandı.
Bugün birçok ailenin sorunu eğitimin paralı olmasıdır. Bu sorunun çözülmesi bir yana, harç paraları her yıl daha da artırılıyor. Dünyanın birçok ülkesinde eğitim parasızken bizim ülkemizde bırakın parasız olmasını, bu hakkı talep edenleri gözaltına alıp tutukluyorlar. Peki parasız eğitim istemek suç mu? Ya da eğitim neden paralıdır ki? Eğitim en başta insanın gelişimi için gerekliyken, nasıl suç sayılabilir bu hak?
Benim ailem 5 kişiden oluşuyor. Bu 5 kişi arasında sadece babam çalışıyor. Babam hem gece bekçisi hem de gündüzleri tarım işçisi! Babam neden iki iş birden yapıyor? Çünkü bir işten aldığı maaşla biz geçinemiyoruz. Benim dışımda 3 kardeşim daha var okuyan. Tek kişinin çalıştığı bir aile 3 çocuğunu nasıl okutabilir? Bu mümkün mü?
Benim ailem sadece bir örnek. Benim gibi hatta daha kötü durumda olanlar var.
Bu ülkede dershaneye borcu yüzünden tutuklanan anneler var! Bu ülkede annesinin tutuklanmasını ar edinip intihar eden gençlerimiz, okul kayıt parasını ödemek için okulun halılarını yıkamak zorunda kalan ve felç kalan anneler, okuyabilmek için yazın inşaatlarda çalışan, ölen gençlerimiz var...
Ben şimdi bu hakkıma, hakkımıza sahip çıkmanın bedelini ödüyorum, 6.5 aydır! Şimdi de bana deniyor ki: “Bu hakka sahip çıkmanın karşılığı olarak, seni 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılayacağız! Bu en doğal, en haklı, en meşru hakkı istemek 15 yıl! Varın gerisini siz düşünün.
Berna Yılmaz
