Dün manşette yer alan demecini görmüşsünüzdür..
Günay kendini kurtarmaya çalışırken ülkenin nasıl yönetildiğini de itiraf etmiş..
Durum vahim..
Sözlerinden anladığım kadarıyla iktidar milletvekilleri ‘Fransız’ kalmış
Bakanlar da..
Yasalar geliyor geçiyor kimsenin ne geldiğinden haberi oluyor ne geçtiğinden..
Günay’ın sözlerinden çıkan sonuç şu; Meclis yol geçen hanı olmuş!..
Meclis örtülü af çıkardı..
Kişilere özel af çıkardı..
Katillere özel af çıkardı..
Meğer oy verenlerin bile haberi olmamış..
Bakan Günay demiş ki; hepimizi gerçekten çok rahatsız etti..
Hepimiz dediği kimler?
İktidar milletvekilleri mi?
Bakanlar mı?
*
Bakan Günay affı uygulamada öğrendiklerini söylemiş..
Birisi yargı paketinin içine sokuşturmuş!..
Kim?
Sokuşturulurken, AKP’nin grup başkanvekillerinin haberi var mıydı? AKP yönetiminin..
Bakanların, Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın..
Böylesi önemli bir karar iki üç milletvekilinin ürünü olamaz herhalde..
Gizli kapaklı yapılamaz..
İçinde toplumu rahatsız eden bir şeylerin olduğu Cumhurbaşkanı’nın jet hızıyla onaylamasından belliydi.. Bakmadan imza atmayacağına göre.. Demek ki Cumhurbaşkanı ‘gizli affı biliyordu.
Yoksa ..
Cumhurbaşkanı da katiller teker teker serbest bırakılınca mı öğrendi..
Böyleyse durum iki kere vahim..
*
Peki Bakan Günay’ın vicdan azabı yaşıyorum demesi kendini kurtarır mı?
Hayır..
Oy vermeden önce bu ne diye sorup soruştursaydı.. Milletin vekili olma görevini tam yapsaydı..
Yapmadığı için vicdanı sızladığını söylüyorsa vicdanın gerçekten sızladığını göstermesi lazım..
Fiyakalı demeç verip kenara çekilmekle olmaz.. Aldatıldığını hissediyorsan gereğini yaparsın..
Ha bu bi taktikse..
Tiyatroysa..
AKP içinde de rahatsız olanlar var, olmuş bi kaza dedirtmek içinse o zaman bize ayıp..
*
Ya bu ya öteki.. Ya samimi ya da taktik..
Önümüzdeki günler anlarız..
Ülke nasıl yönetilsin? Fark etmez
Amerikan merkezli bir araştırma şirketi demokrasi ile İslam’ın ilişkisini araştırmış..
Altı ülkede anket yapmış..
Türkiye, Lübnan, Mısır, Tunus, Ürdün ve Pakistan..
Biz de demokrasiyi tercih edenlerin oranı yüzde 71.. Şeriat isteyenlerin oranı yüzde 15..
Mesela Mısır’da şeriat isteyenlerin oranı yüzde 19.. Demokrasiyi tercih ederim diyenlerin oranı yüzde 67..
*
Çok çarpıcı değil.. Çarpıcı olan fark etmez diyenlerin oranı..
Pakistan’da demokrasi isteyenlerin oranı yüzde 42.. Şeriat isteyenler yüzde 17.. Fark etmez diyenler yüzde 22..
Yani demokrasi gelse de olur.. Diktatörlük gelse de.. Fark etmiyor.. Köyünde yaşayıp gidiyor işte.
O ülke adam olur mu?.
Mısır’ın da çalkantılı bir dönemden geçeceği belli..Orada ne olursa olsun fark etmez diyenler bir hayli fazla..
Yüzde 13..
Biz de diyeceksiniz..
Yüzde 5.. Bana göre bu oran yüksek ama ötekilerin yanında lafı edilmez..
Bedri Koraman’ın karikatürleri..
Dibekli Han’da Orhan Kemal meydanında açtığı sergiyi gezdim..
Siyasi karikatürlerine baktım..
Beni 70’lı yıllara, 80’lı yıllara götürdü.. Bugünlere nasıl geldiğimiz gördüm..
Yüzde 50’nin sırrını anladım..
Sonra serginin yarım adamlar bölümüne geçtim.. Altı başka üstü başka olanlar.. Niyeti başka eylemi başka olanlar diyelim.. Şahaneydi..
Çizdiği kadınlardan hiç bahsetmeyeyim.. Biliyorsunuz..
Kaçırmayın derim..
*
Yolunuz Bodrum’a düşerse Gülay- Cenap Tezer çiftinin yarattığı Dibekli Han’a mutlaka uğrayın.. Aynı anda dört beş sergi gezebilirsiniz.. Atölyeler var, kurslar var..
Mesela Yıldız Kenter salonunda ‘Moda 12 bin yıl evvel var mıydı?’ temalı sergi var..
Cevap; kadın varsa moda vardır..
Mesela Nedim Günsur sokağında resim sergisi var.. O sokak Fikret Otyam meydanına çıkıyor..
‘Tektekçi’ye de uğrayabilirsiniz.. Güneşin batımına doğru gidin gece yarısına kadar ayrılamazsınız..
