Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin bir numaralı gündemi ne?
Diyeceksiniz ki; birinci sıraya aday o kadar çok sorun var ki.. Hangi birini söyleyelim; say say bitmez.. Her gün bir yenisi ekleniyor..
O zaman şöyle diyelim; bugünlerde gündemin birinci sırasına çıkan en güncel, en sıcak konu ne?
Konuşulan, tartışılan, zihinleri meşgul eden!..
Yeteri kadar konuşulduğunu, halkın ilgilendiğini, zihinleri meşgul ettiğini zannetmiyorum ama en sıcak konu bu:
Yüksek yargının sıfırlanması..
Tasarı komisyondan geçti..
Genel kurulda biraz hır gür olur, muhalefet direnir, iktidar partisinin oylarıyla geçer..
Yasanın resmi gazetede yayınlandığı gün, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin üyelikleri sona erecek..
Yüksek yargı sıfırlanacak..
İktidar bunu niye yapıyor derseniz asıl amacı paralel yapı dediği cemaate yakın kişileri temizlemek..
***
Cumartesi bir grup gazeteciyle birlikte CHP lideri Kılıçdaroğlu’yla kısa bir sohbet yaptık.. Sohbetin başat konusu buydu.. Yüksek yargının yeniden dizayn edilmesi..
Kılıçdaroğlu yapılmak istenene karşı..
Niye karşı?
Diyor ki; ‘Devlet meşru zeminde mücadelesini yapmak zorunda.. Balyoz ve Ergenekon’a öykünerek benzer bir şeyler yapmak istiyorlar.. Bu devletin meşruiyetine saygınlığına gölge düşürür’
Parlamentoyu hukuksuzluğa alet etme, parlamentoyu yürütme organının arka bahçesine onların ihtiraslarına alet olacak bir organa dönüştürmek asla
kabul edilemez.’
***
Bu açıklamanın doğuracağı siyasi süreç belli.. CHP; ‘sıfırlama paketini’ Anayasa Mahkemesi’ne götürecek..
Tamam da.. O yapı temizlenecek? Balyoz davasında gördük, Yargıtay üyeleri delil sahte mi, değil mi diye bakmadı bile.. Talimatla karaları onayladı.. O an adalet yara almadı, adalet öldü..
O yapı yerinde mi kalsın?
***
CHP lideri de ‘kalmasın’ diyor; ‘yargının düzetilmesi gerekir mi? Evet tereddüt yok’ diyor..
Ama diyor; ‘mücadeleyi meşru sınırlar içinde yapalım. Yüksek yargıdaki değişikliği Anayasa’yı değiştirerek yapalım. Yargıyı sağlıklı bir yapıya kavuşturalım. Yargıyı Avrupa Birliği normlarını esas alarak değiştirelim. Getirsinler destek verelim’
***
İktidar partisi bu öneriye ne der bilmiyorum.. Gördüğüm şu.. ‘Paralel yapıyla’ mücadele adına ileride baş ağrısı yaratacak, belki de krize neden olacak virüs bünyeye şırınga ediliyor..
Son beş yılda yüksek yargının üye sayısı iki kere artırıldı, bu kez sıfırlanıyor.. Yani üçüncü kez el atılıyor..
Bu yol olursa!.
Bundan sonra meclis çoğunluğunu eline geçiren partiler de aynı yolu izlerse.. İktidar koltuğuna oturan
parti işe yüksek yargıyı sırlamakla başlarsa!.
Ne hukuk kalır ne adalet..
***
Kılıçdaroğlu, en çok bu kapının açılmasına ses çıkarmayan hukuk fakültelerine kızıyor..
Diyor ki; ‘bunlara üniversite falan denmez, bunlar meslek okulu. Üniversite olsa itiraz eder. Sen savcı yetiştiriyorsun, hakim yetiştiriyorsun ama sesini çıkarmıyorsun. Konuşsana!. Sinen, korkan bir yapı var, bu yapıdan demokrasi çıkmaz.’

Kemal Bey’den Binali Bey’e başkanlık soruları

İKTİDARA GELEN YARGIYI SIFIRLARSA


Başbakanla ana muhalefet lideri arasındaki başkanlık polemiğini takip etmişinizdir..
Şöyle gelişti..
Kemal Bey TV programında; ‘ABD tipi başkanlık sistemini getirecekseniz buyurun getirin’ dedi..
Binali Bey anında cevap verdi.. ‘Siz ABD tipi başkanlık diyorsanız biz ona da varız, buyrun gelin, bu işi gündemden kaldıralım.
Biz Türk tipi istiyoruz ama ABD tipi de olsun.’
Kemal Bey aynı gün sıcağı sıcağına iki soru sordu..
‘BİR: ABD’de eyalet sistemi var. Sen Türkiye’de eyalet sistemini kabul ediyor musun, etmiyor musun?’
İKİ: Amerika’da her eyaletin ayrı parlamentosu var, ayrı yasaları var, sen bunu istiyor musun, istemiyor musun?’
İktidardan ret cevabı geldi.. İktidara yakın gazeteler, çark etti diye yazdı, resti göremedi yorumunu yaptı..
Peki polemiğe son nokta konuldu mu? Hayır..
CHP lideri Binali Bey’e iki sorum daha var dedi..
‘BİR: Büyükelçilerin atanması parlamentoya bırakılacak mı?
İKİ: Yargıçların güvencesi ne olacak? Başkan içeriye girince ayağa kalkacaklar mı kalkmayacaklar mı; yargıca güvenceyi nasıl vereceksin?’

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu ifade vermeye gidecek

Gündemimizde bir de milletvekillerine dokunma meselesi var..
İfadeye çağrılacaklar mı?
Çağrılanlar gidecek mi?
Gelip alsınlar diye bekleyecek mi?
Gözaltı, tutuklama olur mu?
Türkiye yeni bir sıkıntılı, gergin sürece girer mi?
***
CHP liderini bu konuda rahat gördüm.. Endişeli değil..
‘Dokunulmazlıklardan
bir şey çıkacağını sanmıyorum’ dedi ve ekledi; ‘O CHP üzerine oynanan oyundu, biz oyunu bozduk.’
Hakkında fezleke olanlardan biri de Kılıçdaroğlu’ydu.. İfadeye çağrılırsa ne yapacak?
Sözü uzatmadı:
‘Çağırırlarsa ifade vermeye gideceğim’..