Saraybosna
Başbakan yeri geldikçe imalı gönderme yapıyor.. Kılıçdaroğlu’nu kaset komplosunun ürünü olarak gösteriyor.. AKP’ye destek veren yazarlar durur mu?
Kaset komplosu Osmanlı oyunuymuş! AKP’yi yıpratmak için yapılan tezgâhmış, nihai amaç AKP’yi iktidardan indirmekmiş!.
Nasıl yani demeyin..
Şöyleymiş..
“Deniz Baykal’ı kaset darbesiyle devirip, CHP’yi yeni bir partiymiş gibi sunarak alternatif üretmeye çalışılmış..”
Dolayısıyla hedef AKP imiş..
*
Tabii şu soru sorulmuyor..
Hal böyleyse..
İki yılı geçti failler neden bulunamadı.. Soruşturma neden bir adım ilerlemedi.. Operasyonun nihai hedefi AKP ise(!) iktidar neden üzerine gitmedi.. Elindeki bunca imkâna rağmen komployu kuranları neden bulmadı?
Neden bulmuyor!
*
(Bu arada seçim öncesi MHP’yi yıpratmak için servis edilen yatak kasetlerini de hatırlatmak isterim.. Bunun da üzerine gidilmedi.. Derme çatma bir evde tezgâh kurulmuş.. Emniyet en küçük ipucu bile bulamadı.. Faili meçhul oldu.. Daha doğrusu faili meçhul yapıldı)
*
Hadi diyelim ki..
İktidar meseleyi ortada bırakarak kendine mevzu yaratmak istiyor..
Buradan da bir mağduriyet çıkartmayı hedefliyor..
Kılıçdaroğlu’nu sanki işin içindeymiş gibi gösterip kafaları karıştırmayı planlıyor..
Siyasi amaç güdüyor..
İyi de CHP yönetimi neden izin veriyor?
Neden sessiz kalıyor?
*
Saraybosna’da sabah kahvaltısında bu soruyu Kemal Kılıçdaroğlu’na sordum..
Daha ilk gün söyleyeceğimizi söyledik dedi..
Bir daha söyleyin dedim..
“Ben de Deniz Baykal da ‘bu iş ortaya çıkarılmazsa hükümet bu komplonun parçasıdır’ dedik” dedi ve çok önemli bir iddiayı dillendirdi..
“Başbakan kaset komplosunu ortaya çıkarmak için MİT’e talimat verdiğini söylemişti.. Öğrendik; Başbakan MİT’e talimat vermemiş..”
*
Olay savcılıkta ama bana ‘faili meçhul’ olacakmış gibi geliyor.. Sonucu olmayan dosyaların arasına konulacakmış gibi..
Bülent Arınç’a suikast soruşturması gibi.. KPSS sorularının çalınması gibi..
Suriye ile çatışma çıkmaz
Başbakan, El Cezire televizyonuna konuştu.. Sınır ihlali konusunda Suriye’yi uyardı.. Güçlü bir orduya sahibiz diyerek gözdağı verdi..
Merak edilen şu..
Suriye ordusu geçen seferki gibi sınır ihlali yaparsa ne olur?
*
(Hemen parantez açalım.. Geçen seferki ciddi bir sınır ihlali değildi.. Türkiye’ye kaçanlara uzaktan ateş açılma vakasıydı.. Ankara Türkiye’ye gelişleri güvence altına almak için sınır ihlali olarak yorumladı.. NATO’yu göreve çağırırız diye meseleyi büyüttü)
*
Sıcak çatışma olur mu? Türkiye tampon bölge, güvenli hat oluşturmak için müdahale eder mi?
Etmez..
Niye diyeceksiniz?
Turizm Bakanı 33 milyon turist, 25 milyar dolar gelir beklediklerini söyledi..
Sınırda iki çata pata, savaş algısı yaratır..
Sinek avlatır..
Demem şu.. Yaz geldi, çatışma mevsimi bitti..
Belediyenin metrobüs ayıbı
İETT’nin reklam filmi şamata kopardı.. Adam evinden çıkıyor, taksiye biner gibi metrobüse biniyor, işine gidiyor..
Sanal âlemde anında geyik başladı.. Kimi fantastik film dalında yarışmaya katılsın şansı büyük demiş.. Kimi bu reklam sayesinde ilk kez metrobüs koltuğu gördüm diye yazmış..
Esprinin bini bir para..
İstanbullular bilir.. Metrobüs trafiğe takılmıyor, hızlı ulaşım sağlıyor ama binmek bi dert inmek başka dert.. Bırakın binmeyi inmeyi, iş çıkışı saatlerinde Zincirlikuyu durağına yaklaşmak bile büyük başarı!
*
Reklam filmini izledim.. Adı üzerinde reklam.. Metrobüsü tıkış tıkış gösterecek halleri yok..
İşin bu yönüne takılmadım..
Başka yönünü görüp ayıpladım..
Filmde engelliler için her türlü imkânın sağlandığı havası yaratılmış.. Özel yollar yapılmış gibi istasyona geliş gidişte, metrobüse binişte.. Engelli arabasıyla binsin diye metrobüsün altında levha çıkıyor..
Hiçbiri gerçek değil..
Olmayanı varmış gibi göstermek engellilere yapılan büyük ayıp.. Bırakın engellileri yaşlıların o dik merdivenleri aşıp durağa varması bile büyük çile..
Metrobüse binmeleri zaten mucize..
*
Sorum şu..
Kadir Topbaş hiç metrobüse bindi mi? İş saatlerinde herhangi bir metrobüs durağına gitti mi? Akşam altı, yedi gibi yolu Zincirlikuyu’ya düştü mü?
Bunları yapsaydı, o reklam filmini yayınlatmazdı.. En azından engelliler bölümünü attırırdı..
