KORKTUĞUM OLDU

Polise askerlikten muafiyet getirdi diye.. Başbakan’a polisler tarafından tabanca hediye edilince.. Polis kimliği verilince.. Polis rozeti takılınca..
Emniyet Genel Müdürü bizi savunmanız yok mu, o bizi bitiriyor efendim diye konuşunca eyvah dedim..
Niye mi?
Böyle durumları bilirim. Üst kademede bu tür jestler alt kademelerde daha farklı yorumlanır..
Polis, daha hoyratlaşır..
Başbakan’a karşı yapılan herhangi bir protesto eyleminde daha sertleşir..
Muhaliflere daha katı davranır.. En ufak bir ihbarı abartabilir.. Şüphelendiği kişiyi cezalandırabilir..
Hele rejimin güvencesi, rejimin sigortası ilan edilmişse kafasına göre davranmaya başlar.. Kendi kuralını kendi koyar..
Bunları emirle yapmaz!..
Amirleri istediği için hoyratça davranmaz.. Kimseye yaranmak için böyle davranmaz.. Durumdan vazife çıkardığı için davranır.. Siyasal iktidarı, iktidarda bulunan partiyi sahiplendiği için davranır.. Kendiyle aynı safta gördüğü için davranır..
Bu hal demokratik rejimlerde iyi bir şey değildir..
* * *
Ankara’daki törenden beş gün sonra.. Başbakan Adapazarı’na gitti, özel harekat polisleri kuş uçurtmamış!.. Şüphelendikleri elektrik arıza ekibini sokağın ortasında yüzü koyun yere yatırıp 15 dakika sorgulamışlar..
15 dakika..
Olağanüstü hal dönemlerindeki gibi, sıkıyönetim yıllarındaki gibi..
Normal mi!
Asıl sual şudur..
Adapazarı’ndaki kuş uçurmama politikası ülke sathına yayılacak mı?
Polisin cadde ortasında yüzükoyun yatırıp sorgulama yöntemi yaygınlaşacak mı?
Bu, ilk kez bir başbakana polis rozeti takılmasının neticesi mi?

Yargı reformunun fotoğrafıdır..

Danıştay ve Yargıtay’ı yeniden şekillendiren yasayı Cumhurbaşkanı Gül onayladı..
HSYK Danıştay’a 61, Yargıtay’a 137 yeni üye atayacak..
‘Yargı reformu’ tamamlanacak!..
Bu önemli değişiklik Meclis’te en ince ayrıntısına kadar tartışıldı mı?
İnce elenip sık dokunuldu mu?
Yoksa, Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi yangından mal kaçırılır gibi mi geçti?
İkisi de değil..
Bazı milletvekillerinin tek kulağı yasa değişikliğinde, öteki kulakları televizyondaydı..
Hem yargı reformunu yaptılar hem de ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ adlı diziyi izlediler..
Dizi sayesinde zaman öyle bir geçti ki, vekiller bile yaptıkları işin büyüklüğünü anlayamadı..
Reformdan geriye bu fotoğraf kaldı..

Erbakan’a Saadet’i bitirme hediyesi!
Bazen şeytanın bile aklına gelmeyen insanların aklına geliveriyor..
Durduk yerde mi geliyor..
Şeytan tarafından mı getiriliyor, bilemem..
Geliyor işte..
Numan Kurtulmuş Saadet’in başındayken, Saadet’in yelkenlerini doldurmaya başlamışken, iktidar partisinden oy tırtıklarken..
Evinde sessiz sedasız oturan, hastalıklarla boğuşan Erbakan Hoca birden bire ortaya çıktı, huruç harekatıyla Saadet’i parçaladı, Kurtulmuş’u saf dışı bıraktı..
Ayakta duracak hali yoktu, yürüyecek dermanı yoktu, meydanlara çıkacak hali yoktu..
O haliyle Saadet’in başına geçti..
Herkes şaştı kaldı..
Saadet’i iktidar yapacağını söyledi ama dermanı yoktu.. Modası geçmişti.. Zaten kısa bir süre sonra hastaneye kaldırıldı.. 44 gündür yatıyor!..
* * *
Meclis’te Torba Kanunu görüşülürken, AKP’nin önergesiyle yasaya bir madde eklenmiş..
Erbakan Hoca’nın 12.5 milyon liralık borcu bir milyon liraya indirilmiş..
* * *
Acaba diyorum, Erbakan’a bu kıyak, Saadet’i bölmesinin, Kurtulmuş’u Saadet’ten uzaklaştırmasının mükâfatı mı?
Erbakan eski talebelerine ‘siz beni borçtan, ben de sizi Saadet’ten kurtarayım mı?’ dedi..
Durduk yere kıyak çekilmez herhalde..