Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İktidar partisinin iddiası da, tavrı da şu: Sandıktan çıkan partiye karışılmaz.. Ne isterse yapar.. Veya sandıktan çıkan parti hesabını sadece sandıkta verir..
Sakat bi durum..
Kuvvetler ayrılığını yok sayan anlayış..
Sağlık Bakanı açık ve net söyledi.. Dedi ki; ‘AK Parti yanlış yapıyorsa, rüşvet yiyorsa, yolsuzluk yapıyorsa millet bunun hesabını sandıkta sorar.. 30 Mart’ı bekleyin.’
Anlamı şu; bize kimse karışamaz!..
Dikkatinizi çekerim; iktidar partisi anayasa komisyonuna verdiği teklifte benzer bir yapının kurulmasını istemişti.. Başkanlık sistemini önermişti ama başkanı dokunulmaz kılmıştı.. Seçimi aldın mı iş biter..
*
Bakan ‘30 Mart’ı bekleyin’ diyor.. Ne yani; iktidar partisi 30 Mart’ta iyi sonuç alırsa yolsuzluklarla, rüşvet yok hükmünde mi sayılacak?
Sonra.. Millet sandıkta hesabını sorar deniliyor, sorar sormasına da millet yolsuzluk olup olmadığını nasıl bilecek?
Yolsuzluk olup olmadığını kim belirleyecek?
Cevabı belli: Yargı..
*
Yargı rüşvetin, yolsuzluğun, ihaleye fesat karıştırmanın üzerine giderse..
O zaman da iktidarın savunma mekanizması hazır; milli iradeye müdahale!..
Bugünkü manzara budur..
*
Ama poliste, yargıda çeteleşme var, paralel devlet var.. Bu ayrı konu.. Hep söylüyorum, varsa iktidar üzerine gitmeli..
Şunu da sormadan geçemeyeceğim. Siyasal tarihin en büyük yolsuzluk iddiasından biri ortaya çıkınca, evlerde kasalar, para sayma makineleri yakalanınca, ayakkabı kutularından dolarlar fışkırınca mı iktidarın aklı başına geldi..
Çeteleşme olduğunu o zaman mı öğrendi?
Kimse rol yapmasın..
Başbakan, polise hoyratça, küstahça davrandığı için kızıyor.. İlk defa olmuyor ki.. Onlarca, yüzlerce örneği var.. Başbakan o zaman neden aynı tepkiyi göstermedi!..
*
Devlet içinde çeteleşme ne kadar sakatsa, her şey sandıktır demek de aynı derece sakattır.. İki yapı da iki anlayışta demokrasiyle bağdaşmaz..
Hele hele, valileri devreye sokarak olası yolsuzluk operasyonlarının önünü kesen yönetmelik çıkarmak demokrasiyle hiç bağdaşmaz..

Çalınan 908 bin lira Bakan Güler’in mi?
Halk Bankası Kapalıçarşı Müdürü ile 4 çalışanı 11 kişinin hesabını buharlaştırmıştı..
11 kişiden 6.2 milyon götürmüşlerdi.
10 müşteri şikâyet etti, dava açıldı.. Bir kişi şikâyet etmedi.. O kişinin adı iddianamede M.G rumuzuyla kodlandı..
Parası gasp edilen sanatçı Samime Sanay duruşmada; M.G Muammer Güler’dir demiş..
Bizim İçişleri Bakanı..
Oğlunun evinde dört kasa ile para sayma makinesi bulunan bakan..
O mu? Doğru mu?
Doğruysa, insan 908 bin lirasının peşine düşmez mi? Az buz para mı? Para havadan mı kazanılıyor?
Bakan 908 bin liranın da hesabını verir herhalde..
Yoksa bu da milli iradeye karşı yapılan soygun olarak mı tarihe geçecek?

Destan yazan polise İETT otobüsü yok
Gezi olayları sırasında memleketi biber gazına boğan, beş yıllık gaz stokunu bir ayda eriten polis kahramandı..
Destan yazmıştı..
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna soyununca gözden düştü.. Neredeyse tu kaka oldu..
İstanbul Belediyesi araç sıkıntısı çeken çevik kuvvete otobüs kiralıyormuş.. Aniden vazgeçmiş..
Türkçesi; başınızın çaresine bakın demiş..
Polisin, Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde 4.5 milyon dolar bulması Kadir Topbaş’ı neden kızdırmış olabilir ki..
Çözemedim..

Hayırlara vesile olsun parası!
4.5 milyon doları ayakkabı kutusunda saklayan banka müdürünün ifadesini gördünüz mü?
Ayakkabı kutusunda sakladığı paralar hayır amaçlıymış!..
Rıza Saraf; hayırsever bir kişi olduğu için, hayırlara vesile olmak istemiş, müdüre basmış paraları..
Müdür ne yapsın!..
Paraların kaydı kuydu olmadığı için bankaya koyacak hali yok ya.. Bankaya koyarsa enselenir; nerden buldun derler.. Götürüp evine koymuş..
O para ile Makedonya’da üniversite yaptıracakmış.. Bir de mezun olduğu Çorum Osmancık İmam Hatip Lisesi’ne yardım yapacakmış..
İnandınız mı?
Ben güldüm..
Yoksa iktidar bu müdür imam hatipli diye mi sahip çıkıyor? Ne diyorlar; bu aslında imam hatiplere karşı yapılan operasyon..
Yok artık daha neler..
*
Neyse konumuza dönelim.. İşin içinde bir milletvekili de var.. İfadede H. B diye geçiyor.. Oğlu kanalıyla müdüre 1 milyon 950 bin lira yollamış..
Parayı nereden bulmuş.. Kimden toplamış..
*
Bu para toplama işi acayip.. İnsanlar (en çok camilerde oluyor.. Bu meseleyi işleyeceğim) hayırlara vesile olsun diye makbuzsuz para veriyor; hayırlara böyle vesile oluyor demek ki..
Bir an müdürün söylediklerine inanalım..
O zaman da şunu sormak lazım.. Para kayıtlı kuyutlu para olsa.. Rıza’nın verdiği para da milletvekili H. B’nin verdiği de yasal para olsa..
Neden evde saklıyorlar ki.. Hırsız var, uğursuz var..
Savcılar var..
Bazen buluveriyorlar işte!..