Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gazete güzel yakalamış.. Yakalayınca da başlığı çakmış; bir gezi yalanı daha manşetten düştü..
Mesele şu..
İzmir’de bir öğretmen Gezi eylemlerine katıldığı için sivil polis tarafından darp edildiğini, sivil bir araca bindirilerek ormanlık alana atıldığını iddia etmişti..
Hastaneye gidip rapor almış, basın toplantısı yapmış, suç duyurusunda bulunmuştu..
Polis iddiayı araştırmış, MOBESE kayıtları gerçeği ortaya koymuş.. Meğer, öğretmen yalan söylemiş!..
Boşandığı karısına kendini acındırmak istemiş!.. Bu senaryoyu yazmış..
Peki darp izi!..
Meydanda polisin sert müdahalesi sırasında olmuş..
*
Gazete diyor ki; Oscar’lık gezi yalanı.. Veya ‘Oscar’lık gezi senaryosu da denilebilir..
Şu da var.. Mehmet öğretmen ‘Oscar’lık Gezi senaryosu ödülüne tek başına aday değil.. Güçlü bir rakibi var..
Z.D..
Zehra..
Ona yazılan (dikkat onun yazdığı demiyorum) senaryo da kuvvetli.. Aslında öğretmenin senaryosuna taş çıkartan cinsten..
Öğretmeninki düz, klasik, esprisiz..
Zehra’nınkinde fantezi var, görsellik var.. Üstü çıplak, deri eldivenli 100’e yakın adamın Kabataş’tan Karaköy’e doğru yürüyüşünü gözünüzün önüne getirin..
Başörtülü kadına saldırışını.. Kendisine engel olmak isteyen yaşlı adamla kızını öldüresiye dövüşlerini..
Kesinlikle Zehra’ya yazılan senaryo daha kuvvetli..
Oscarlık Gezi yalanları ödülü verilecekse tartışmasız birinci olur..
Öğretmen MOBESE kayıtlarını unuttuğu için yakayı ele vermiş, o halde, deri eldivenli 100 adam MOBESE kayıtlarını yok ettiği için mi yakayı ele vermiyor..
*
Mehmet öğretmen Oscarlık senaryoyu ayrıldığı karısının kendisine acıması için yazmış.. Yani altında aile çıktı.. Geçinememe vaziyeti..
Zehra’nın da finali böyle olmasın!..

Haberin Devamı

Beyoğlu’nun faturasını Gezi’ye kesmeyin
İktidar diyor ki; Gezi Parkı eylemcileri Beyoğlu esnafını mağdur etti..
Ama esnaf destek verdi, biber gazından kaçanları dükkana aldı, limon verdi, su verdi, ıslak havlu verdi..
İyi de bunlar eylemin ilk günleriydi, uzayınca esnaf mağdur olmaya başladı..
Olabilir..
Polisin orantısız gücü, havai fişek gibi birbiri ardına patlayan gaz bombaları, şiddet sever grupların fırsat bu fırsat demesi, İstiklal caddesine de İstiklal’e açılan sokaklara da darbe vurdu..
Bir miktar el ayak çekildi..
Satışlar düştü..
Bu gerçek.. İktidar adamları sık sık bu gerçeğin altını çizerek, esnaf güzellemesi yapıyor..
Esnaf da diyor ki; bizim ipimiz iki yıl önce çekildi..
Doğru.. Gelip geçenler rahatsız oluyor bahanesiyle masa sandalye atma yasağı kondu..
Sokakların tadı kaçtı.. Neşesi gitti..
Oysa böyle yerler sokaklarıyla güzeldir, sokaklarıyla çekim merkezidir..
Asıl el ayak o zaman çekildi.. Esnaf asıl o kararla mağdur oldu..
Asmalımescit böyle bitti, böyle bitirildi..
Demem şu; Beyoğlu’nun faturasını Gezi’ye kesmeyin!.
*
Beyoğlu cazibesini yitirince Beşiktaş çarşı ve Kadıköy çarşı ihya oldu.. Beyoğlu’nun eski tadını bulamayan Beşiktaş’a indi, karşıya geçti..
Hayat şimdi oralarda..
Zihniyet değişmeden Beyoğlu eski neşesini bulmaz..

Palmarina ilk isyan!
Yalıkavak’ta marina yenilendi, muhteşem oldu.. Yalıkavak, Türkbükü’nün de, Bodrum’un da cakasını bozdu..
Yarımadanın merkez üssü Palmarina oldu.. Devasa motor yatların biri giriyor biri çıkıyor..
Denize canlılık geldi gelmesine de Yalıkavak-Gümüşlük arasında oturanlar isyanda..
Niye mi?
Marinadan ayrılan motor yatlar, biraz açılınca depolarındaki atık suyu basıyorlar denize..
Her biri otel gibi bıraktıkları pisliği düşünün.. Kıyılar perişan!..
Palmarina ilk isyan dedim ama bu durumun Palmarina ile ilgisi yok.. Kültürle ilgisi var.. Marinada atık su boşaltma merkezi var..
Adam beş altı gün bağlı kalmış.. Deposu dolu, boşatıp denize açılması lazım değil mi? Öyle yapmıyor; ya çözül bağlan üşeniyor, ya sıra var diye beklemek işine gelmiyor..
Koyunbaba açıklarında boca ediyor..
Biri ikisi değil hepsi..
Göcek mavi kart uygulamasıyla bu işi çözdü.. Kimse atık suyunu denize boca etmiyor.. Bodrum’un da çözmesi lazım..
S.O.S vermeden..