Cumartesi günü İstanbul’da yaşananların özeti budur.. Mesele sadece insanları Taksim’e sokmama meselesi değildi..
Mesele sadece Gezi Parkı inatlaşması da değildi.. Polis devleti resmen güç gösterisi yaptı..
TOMA’larıyla..
Çevik kuvvetiyle..
Sivil polisleriyle..
Güven timi adını verdikleri ekiplerle..
Coplarıyla, biber gazı silahlarıyla, iş makineleriyle,tazyikli sularıyla İstanbul’un ortasını teslim aldılar..
Bırakın ana caddeleri, ara sokaklar bile polis doluydu.. Taksim ve çevresi hiçbir zaman bu kadar çok polisi bir arada görmedi..
Başbakan polisi rejimin teminatı ilan etmişti ya..
İktidar partisinin kurduğu veya kurmak istediği düzenin teminatı olduklarını hissettirdiler..
*
Eskiden yolları tanklar keserdi.. Tankların vesayeti vardı..
Tanklar gitti, yerine TOMA’lar geldi..
Artık TOMA’ların vesayeti var..
Polis TOMA’lara doymuyor.. Sürekli yeni TOMA alıyorlar.. Geçenlerde 25 TOMA almışlar, 30 TOMA da sipariş etmişler..
Kime karşı? Neyin hazırlığı!..
*
Taksim’e 50 TOMA, 25 bin polis yetmedi..
Metro çalıştırılmadı, iki yaka arasındaki gemi seferleri durduruldu, yollar araç trafiğine kapatıldı..
En ufak gösteriye çok sert müdahale edildi.. Üç kişinin bir araya gelmesine izin verilmedi.. Kitap okuyanlara bile..
Amaç başkaydı!..
Polis, bundan böyle her toplumsal olaya aynı şekilde müdahale edeceğinin mesajını verdi.. Daha da sertleşecek..
*
31 Mayıs 2014 günü Polis Cumhuriyeti ilan edildi..
Önümüzdeki yıldan itibaren yeni cumhuriyetin kutlamalarına hazır olun..
Biber gazı eşliğinde tabii..
Milletvekili seçimi çok daha önemli
Birçok yazımda 2015’te yapılacak genel seçimin cumhurbaşkanı seçiminden çok daha önemli olduğunu söylemiştim..
Rejimin şekli şemalı milletvekili seçimiyle belli olacak demiştim..
Yanılmamışım..
AKP’nin ikinci adamı Mehmet Ali Şahin bu tespitimi doğruladı..
Şöyle demiş:
‘2015’te yapılacak seçimde AK Parti’yi parlamentoya daha güçlü sokarak Anayasa’yı değiştirip Türkiye’yi Başkanlık sistemine geçireceğiz. Böylece cumhurbaşkanı seçilecek olan Başbakanımız aynı zamanda partili bir kişi olarak, başkan olarak ülkeyi 2023 yılına kadar yönetecek’
*
Bu sözlerin anlamı şu..
Nihai hedef; tek adam yönetimi..
İlk adım cumhurbaşkanı seçimi, ikinci adım milletvekili seçimi!.. İkisini de alırlarsa.. Daha doğrusu ikincisinde 330’luk Meclis çoğunluğunu yakalarlarsa..
Gelsin Başkanlık..
Özeller ‘aut’ imam hatipler ‘in’
Okudum bir şey anlamadım.. Daha doğrusu iktidarın ne yapmak istediğini anladım da sistemi nasıl yürüteceklerini anlamadım..
Mesele şu..
Her gelen milli eğitim bakanı liseye yerleştirme sistemine parmak atıyor.. Yeni bir formül deniyor..
Olmuyor..
Bir yıl sonra bilemedin iki yıl sonra yine değiştiriliyor..
Bakan Avcı’da kendine göre bir sistem kurmuş.. Sistemin iki temel ayağı var..
*
Birincisi; imam hatip liselerini yaygınlaştırmak..Mecburi istikamet haline getirmek.. Başbakan son zamanlarda sürekli imam hatipli olmakla övünüyor.. İmam hatipleri temel okul yapmak istiyor..
Cemaatle kavgalı olduğu için bütün özel okullara savaş açtı.. ‘Devletin okulu bize yeter’ sloganıyla meydanları inletiyor..
Sınavı kazanamayan öğrenciler için eve en yakın okul imam hatip olacak..
*
İkincisi; özel okulların önünü tıkamak.. Özel ve yabancı okullar sadece Türkçe, Matematik ve Fen Bilgisi sınav sonuçlarına göre öğrenci alacaklarını açıklamıştı.. Sen misin bakanlığın uygulamasına karşı çıkan!..
Bakanlık sınav sonuçlarını vermem dedi..
Öğrencini nasıl seçersen seç!..
*
Yapılmak istenen şu.. Özeller aut olsun, imam hatipler in..
