Ne 1 Mayıs’a katılmak isteyen işçilere sorun.. Ne politikacılara ne de gazetecilere..Şişli’deki, Mecidiyeköy’deki, Beşiktaş’taki esnafa sorun..
Orada yaşayanlara sorun, o gün yolu mecburen oralara düşenlere sorun..
Size diyecekler ki; bu kadarı fazla..
Fazla olan ne?
Polisin tavrı..
Hadi sorduklarınız da yaşadıklarından dolayı tepkili diyelim.. Açın televizyonları 1 Mayıs’a ilişkin görüntüleri izleyin..
Göstericiler polisin üzerine gitmedi.. Polis göstericilerin üzerine gitti.. Su sıktı, biber bombası attı..
10 kişi 15 kişi bir araya geldiği an tazyikli su sıktı, gaz bombası attı..
Evlerin içine de attı, insanların kafasına da attı.. Sen misin buraya gelen, anandan emdiğini burnundan getiririm mantığıyla hareket etti..
TOMA denilen araçlar niye yapılmıştır?
Polis kalabalıkları dağıtmakta zorlanırsa yardımcı olsun diye.. Sıktıkları su kalabalığı dağıttı dağıtmasına da su sıkıcıları bu tatmin etmedi.. Resmen cezaya çevirdiler..
Topluluk dağılmış, birkaç kişi arabayla duvar arasına adeta yapışmış.. Çaresizler.. TOMA’daki polis üzerlerine bir kez daha tazyikli su sıktı..
Bir diğeri yere düşenlerin üzerine sıktı.. Yere düşmüş artık, suyu yemiş perişan olmuş..
Amaç ceza mı?
*
Biber gazı atan polisleri izlediniz mi? Sanki paintball oynuyorlardı.. Onlarca kişi sırtından, ayağından, iki kişi de başından nasıl vuruldu ki..
Vali diyor ki; onlar marjinal örgüt üyesi..
BİR: Marjinal örgütle kasıt ne?
İKİ: Marjinal örgüt üyelerinin kafasına gaz bomba atılabilir diyen bir yasa mı var?
ODTÜ’de başladı, 1 Mayıs’ta şahlandı
Ne mi?
Polisin göstericiden önce davranması.. Göstericiler harekete geçmeden harekete geçip tazyikli su sıkması, biber gazı atması..
Mutlaka başka eylemlerde de başka üniversitelerde de benzer davranışlar sergilemişlerdir.. ODTÜ çok göz önünde olduğu için adını zikrettim..
Orada göstericiler gösterilerine başlamadan polis gaz bombasıyla müdahale etti.. Ortalık karıştı..
Bu duruma dikkat çeken ODTÜ’lü hocalar tu kaka oldu..
Sonrasında ileride üniversite tarihinin utançları arasında sayılacak gelişmeler oldu.. Bazı rektörler polisi öven, öğrencileri kınayan bildiriler yayınladılar..
İktidar, polisin zamansız güç kullandığını, aşırı güç kullandığını söyleyen hocalara verdi veriştirdi..
*
1 Mayıs’a böyle geldik.. Bir günde olmadı.. ODTÜ’de meşrulaştırıldı..
Vali diyor ki; biber gazı, tazyikli su daha iyi, cop kullanılsaydı daha mı iyiydi..
Doğru, haklı..
Haklı da polis göstericiler barikatı yarmaya kalkıştıklarında, aşırı tepki gösterdiklerinde kullanılmalı.. Orantılı..
Cihan Kamer’le Huqqa sohbeti
Görmüşsünüzdür.. İki gündür Boğaz’ın yeni mekanı üzerine yazıyorum..
Mekanın patronu Cihan Kamer aradı.. “Pizzam harika gel, hem öğle yemeği yiyelim hem sorularına cevap vereyim” dedi..
Gittim..
Meselenin özü şu diye söze başladı, anlattı: “Denizcilik İşletmeleri bu boş arazi için ihaleye çıkmış. Biri almış. Ben ondan devraldım. Kirası ilk yıl 95 bin lira artı KDV, ikinci yıl 125 bin artı KDV.
Boş araziydi. Turizm imarı var. 9 ay ruhsat bekledik, çıkınca burayı yaptım. İnşaat bir buçuk yıl sürdü. Kirayı ihale gününden beri ödüyorum. İçine girmeden kira artışı oldu bile.”
İnşaat sırasındaki farklı tabela?
“Belediye değil, Denizcilik İşletmeleri.. Binayı ben yaptım ama bina onların.. Bu sebeple tabelada mecburen onların adı yazıldı.. Ben kiracıyım.. Beş yıllık kontrat var.”
İçki neden yok?
Cihan Kamer şu yanıtı verdi..
“İki nedeni var. Birincisi, ihale şartı böyle, ikincisi Boğaz’da bu konseptte yer yok. Ticari baktım.”
*
Gelelim yemeklerine.. Pizza kağıt gibiydi.. İstanbul’da az bulunan cinsten.. Makinesini ABD’den getirtmiş.. Diğer yemekleri de övdü.. Çok özen gösteriyorum çok yatırım yaptım dedi..
Mekana girer girmez belli oluyordu zaten; niye dedim?
“Burayı mükemmel yapıp, Huqqa’yı markalaştırmak istiyorum, sonra başka şubeler de açmak, zincir haline getirmek” dedi..
Pizza sohbeti böyleydi..
