Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Benim, senin dilinde olsa önemsemem.. Kahvede, işyerinde, sokakta, meyhanede konuşulsa..
Muhabbettir der geçerim..
Geçen gün şahit oldum.. Durdum, kulak kabarttım.. Otobüs durağında kelli felli iki adam konuşuyordu..
Biri dedi ki; Amerika Irak’a girerseniz Erbil’i veririz dedi, enayilik ettik girmedik. Şimdi Suriye’ye girersek mükafat olarak Halep’i vereceklermiş. Amerika taahhüt etmiş..
Dinleyen cevap verdi:
Girelim o zaman!..
*
Halkın bildiği iş değildir bu.. Vatandaş konuşur..
Zanneder ki, mükafatın getirisi büyük olacak..
Bilmez ki; cebinden çıkan para çok daha büyük olacak..
İnsanlar konuşur.. Pişpirik oynarken konuşur, okeye dönerken konuşur, maça kızına başlarken konuşur, iki kadeh atarken konuşur..
Bi sakıncası yoktur..
Sakıncalı olan; kahve ağzıyla bakanların, milletvekillerinin konuşmasıdır.. Savaş dilini kullanmasıdır.. Savaşın gerekliliğini akıllara zerk etmeye çalışmasıdır..
AB Bakanı çıkmış..
“Türkiye’nin askeri gücü Suriye’yi birkaç saatte yerle bir edecek noktadadır” demiş..
AKP milletvekili de zaman vermiş..
“Üç saatte Şam’a varırız’..
Madem vaziyet bu.. Yürümeye başlayacaksak Bağdat’ı unutmayalım..
Beş saat sürer mi?
Şam üç saatse, Bağdat beş saat çeker..
Bu arada.. Ürdün’ün ne günahı var.. Şam’dan oraya sarkalım.. Lübnan falan derken..
48 saatte iş tamam olur...
Ortadoğu özgürleşir!..
*
Bu minvalde konuşan değerli vekilleri, değerli bakanları dinledikçe AKP yönetiminin milletvekili yaşını neden 18’e çıkarmaya çalıştığını daha iyi anlamaya başladım..
18 yaşa karşıydım..
Destek olmayı ciddi ciddi düşünüyorum..

Haberin Devamı

Savaş ciddi iş beyler!
Yukarıda işin gırgırını yaptık ama savaş ciddi iş!..
Laga lugaya gelmez..
Savaşa girdin mi bir daha çıkamazsın.. Başka ülkenin topraklarına adım attığın an kolay kolay dönemezsin..
Maliyeti çok ağır olur.. Sadece bizim kuşak değil, bizden sonraki kuşaklar da öder..
Ne uğruna!..
Dışişleri Bakanı Davutoğlu kişisel kavgasında galip gelsin diye mi savaşa gireceğiz!
*
Günlük maliyetinin bir milyar dolar olduğu söyleniyor.. Abartılı diyelim, en aza indirelim.. 100 milyon dolar olsun..
Daha da indirelim.. 100 milyon lira diyelim..
Kaç ay savaşacağız?
Çarp böl, cebinden çıkan parayı hesapla..
*
Mesele şu..
Esad bir iki ayda devrilir diye hesapladılar, Suriye’den kaçışı teşvik ettiler, şimdilik maliyeti 400 milyon dolarmış!..
Gerisini siz düşünün..
Üstüne üstlük bir de savaşa girersek!.. Birileri kahraman olabilir ama bizler batarız..

Haberin Devamı

Köşk için role gerek yok
Bunu söyleyen AKP’nin ikinci adamı..
Hüseyin Çelik..
Söylediği doğru ama bu cümleleri sarf ederken kendisi de rol yapmış..
Maalesef, bizleri, sizleri, hepimizi akılsız yerine koymuş..
Yalan söylemiş demeyeceğim..
Ama doğruyu söylememiş..
*
İzah edeyim..
Özetle demiş ki; Cumhurbaşkanı partisinden ayrılsa da partiyle gönül bağını kesemez ki.. Abdullah Gül kesti mi? O halde rol yapmayalım cumhurbaşkanı partili olsun. Zaten AKP teşkilatları başbakanın, cumhurbaşkanı seçilmesi için gönüllü çalışmayacak mı?.
İlk bakışta doğru analiz gibi geliyor..
Ama değil..
Çelik rol yapıyor..
Adam kandırıyor..
*
Partili cumhurbaşkanı demek; mensup olduğu partinin düz üyesi olması demek değil..
Partili cumhurbaşkanı demek parti teşkilatının seçilmesi için çalışması demek de değil..
Peki ne demek?
Başbakanı ataması demek..
Başbakanın seçimle gelmemesi demek..
Milletvekillerini belirlemesi demek.. Yasamayı kontrolü altında tutması demek..
*
Başbakan kongre konuşmasında önümüze üç şık koydu..
Başkanlık dedi..
Bu sistemde başbakan yok..
Bu olmazsa, yarı başkanlık veya partili cumhurbaşkanı dedi..
İkisi de aynı kapıya çıkıyor; başbakan seçimle değil, atamayla geliyor, cumhurbaşkanının emrine giriyor..
Başbakan uygulamacı oluyor..
Sayın Çelik doğru mu?
Doğruysa rol yapmaya ne gerek var!..
En azından seçmen oy atarken gerçekleri bilsin..
Memlekete bi zararı olmaz..