Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mesai bugün saat 17.00’de bitiyor.. Yılın son günü değil ama son çalışma günü..
Üniversitelerden hâlâ tık yok..
Olacağı da yok..
Meclis Başkanı 31 Aralık’a kadar süre vermişti.. Üniversiteler tınmadı.. Meclis Başkanı rica etti, sitem etti..
Fayda etmedi..
Üniversiteler yeni anayasa konusunda görüş beyan etmedi.. Nasıl bir anayasa istediklerini söylemediler..
Toplumun en büyük talebi bu değil miydi? Herkesin istediği.. Bu anayasa iyidir, yenisine ne gerek var diyen bi Allah’ın kulu var mı?
Yok..
Yeni anayasayı Meclis yapacak da kim katkı verecek?
Başta üniversiteler..
165 üniversiteden 300’den fazla öneri gelecek zannettik..
Gelmedi..
Sadece üniversiteler değil, sivil toplum kuruluşları da soğuk durdu.. Meclis Başkanı dert edindi, kapı kapı dolaştı, kerpetenle diş söker gibi bir iki öneri aldı..
*
Merak edilen şu..
İki yıldır, üç yıldır yeni anayasa konuşuluyor, talepler dile getiriliyor, sıra şekillendirmeye gelince neden insanlar konuşmaktan kaçınıyor.. Televizyonlar neden gece gündüz tartıştırmıyor..
Cevabı da şu..
İnsanlar başıma bir iş gelir mi diye korkuyormuş!..
Uydurmuyorum, Meclis Başkanı’na sormuşlar zaten.. Başımıza bi iş gelir mi demişler..
Bugün gelmez de yarın gelebilir.. Ne olur ne olmaz!.
*
Daha geçenlerde yaşadık.. Tutuklanan Prof. Büşra Ersanlı için İçişleri Bakanı; gençlik yıllarına yolculuk yapmamızı istedi, 30-35 yıl geriye giderek fatura kesmeye kalktı..
Burası Türkiye..
Yarın hava bi döner, bugün yeni anayasa için iyi niyetle görüş beyan edenler yarın suçlu oluverir..
Daha önce de yazdım.. Yılın son günü tekrarlıyorum..
Türkiye, bu sorunu aşmadan, konuşan toplum yaratmadan, başımıza bi iş gelir mi korkusunu silmeden yeni anayasa yapamaz..

Haberin Devamı

Boş lakırdıya karnımız tok
Telefon hiç durmadı desem yeridir..
Bütün gün..
Zır, zır, zır..
Alo..
Karşı taraftan hep aynı soru; sizin gazetede neler oluyor?
Herkese aynı yanıtı verdim.. Merak eden okurlara da anlatayım..
Olan şu..
Yazarlar, çalışanlar gazetelerine sahip çıkıyor.. Gazeteleri batsın istemiyorlar.. 61 yıllık Milliyet 61 yıl daha yaşasın istiyorlar..
Bunu söyleyince telefonun öbür ucundan bir soru daha geliyor; batmasını isteyen mi var?
Benden yanıt..
Evet dersem ağır olur ama patronlardan biri yaşamamasını istiyor.. Demirören grubu yaşatmaya çalışıyor, yaşaması için elinden geleni yapıyor, Ali Karacan haraç mezat satılması için didiniyor..
Gördüğüm bu..
*
Üçüncü soru geliyor; yüzde 50’şer hisseye sahip iki ortak arasındaki çekişmeden size ne?
İyi de olan gazeteye oluyor.. Kayyuma düştük, olacak iş miydi? Yakışık aldı mı?
İşler sarpa sardığı için çalışanların da yazarın da burasına geldi.. Dünkü haykırışın nedeni budur..
Yazarlar bunu yaparken ister istemez hangi safta olduklarını da ilan ediyorlar.. Mecburi bi durum.. Bazen öyle anlar olur ki bana ne diyemezsin, nerede duracağını seçmek zorundasındır..
O günlerden geçiyoruz..
*
Hemen bi soru daha geliyor; senin durduğun yer neresi?
Gülüyorum.. Ben durduğum yeri aylar önce ilan ettim.. İki patronun köprüleri attığı günlerde.. Bugüne kadar Demirörenleri gördüm, onları tanırım diye yazdım.. Ali Karacan’ı tanımam bile.. Yüzünü bi kez gördük, yok oldu.. Sekiz aydır katkısı sıfır..
Haa pardon..
Arada sırada ortaya çıkıp internet üzerinden kafa karıştırıcı, moral bozucu bildiriler yayımlıyor..
Dün bir bildiri daha geldi..
Demiş ki; Demirören grubu Milliyet ve Vatan’ın satın alınması için 40 milyon, işletme ihtiyacı için 14 milyon TL ödedi..
54 milyon TL’yi küçümsemiş..
İyi de bugüne kadar kendisi kaç para yatırmış?
Söyleyeyim.. Sadece 2.5 milyon TL.. O da 20 milyon lira sermayeli kurdukları şirket için üzerine düşen pay.. Zorunlu koyduğu para..
Bunları anlattıktan sonra telefondaki arkadaşlara ben bi soru sordum..
Sizce kime güvenmeliyim..
Kimin yanında yer almalıyım..
*
Karacan yeni bir ortak bulmuş da, gazetenin tümünü satın almaya hazırmış da..
Boş lakırdıya karnımız tok..

Haberin Devamı

NABUCCO için atılan manşetlere yanarım
2009’un yazıydı.. Bir sabah uyandık, iktidara yakın duran gazetelerde ortak başlık..
Tarihi anlaşma.. Tarih yazılıyor.. Yüzyılın imzası..
Neymiş diye baktık, beş ülke NABUCCO adlı projeyi imzalamış..
Orta Asya ve Ortadoğu’daki doğalgaz Türkiye üzerinden Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’ı aşarak Viyana’ya kadar gidecek, oradan AB ülkelerine dağılacakmış..
AB ülkeleri doğalgaz konusunda Rusya’ya bağlı olmaktan kurtulacakmış.. Gaz bizim üzerimizden gideceği için çok para kazanacakmışız..
3 bin 300 kilometre boru döşenecek, 8 milyar dolarlık yatırımın 4.8 milyar doları Türkiye’ye yapılacakmış..
15 bin kişiye istihdam sağlanacakmış..
Süper!
Gerçi bu işin yürümeyeceği ilk günden belliydi, gazın alıcısı vardı ama satıcısı yoktu! Yine de sustuk..
Tarih yazılıyor havasını bozmadık..
*
2.5 yıl oldu.. Çivi çakılmadı, bir metre çukur açılmadı..
Dün yeni bir anlaşma daha imzaladık.. Bu kez Rusya’yla.. Adı Güney Akım.. Rusya’nın doğalgazı bizim üzerimizden Batı’ya gidecek..
Ne var bunda diyeceksiniz..
Şu var..
NABUCCO, Güney Akım projesine alternatif olarak ortaya çıkarılmıştı.. Bu sebeple yüzyılın anlaşması denilmişti..
Üç yılın anlaşması bile değilmiş..
Çöpe gitti.. Manşetler de tabii..