Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ortak kanı şu.. Bu sistem kötü.. Hem de çok kötü..

Hemen şu notu düşelim; kötü olan sistemi AKP iktidarı daha kötü hale getirdi..

Cumhurbaşkanını halkın seçecek olması tuz biber ekti..

Şimdi, bu işin içinden nasıl çıkacağız tartışması yapılıyor.. Çıkmamız şart!..

Kimi başkanlık diyor..

Kimi parlamenter sistem de kalalım..

Diyor da yazılıp çiziliyor da sorunun özü konuşulmuyor.. Sorun yasamanın yürütmenin arkasında hizalanması..

Başbakan Erdoğan, Başkan Obama’nın yetkisinden çok daha fazla yetkiye sahip..

Haberin Devamı

Hükümet üzerinde, partisi üzerinde, dolaysıyla Meclis çoğunluğu üzerinde inanılmaz gücü var..

Ne derse anında yerine getiriliyor..

MİT Başkanı için çıkarılan kişiye özel yasa da bunu net biçimde gördük.. Polis mahkemenin gözaltı kararını yerine getiremeden yasama müdahale etti, yasayı değiştirdi..

Yasa çıkarmada hız rekoru kırıldı..

Bir başka örnek; 4+4+4’tür.. Başbakan bu iş pazara kadar bitsin dedi, muhalefet komisyon salonuna sokulmayarak sorun çözüldü..

Kabul edenler, etmeyenler; edilmiştir yöntemiyle halloldu..

* * *

Deniyor ki; bu kadar büyük gücü olan Başbakan’ın neden ‘başkanlık’ sistemini istediğini anlayamıyoruz..

Şundan istiyor..

BİR; Bu son seçimim diyerek kendini bağladı..

İKİ: Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması yetkiyi Çankaya’ya taşıdı..

ÜÇ: Devlet Başkanlığı makamını ortadan kaldıramayız..

Şu bi gerçek..

2014’ten sonra, Çankaya eski Çankaya olmayacak..

Başbakan’ın seveceği bi durum değil ..

* * *

Parlamenter sistemde de kalsak, başkanlığa da geçsek, yarı başkanlıkta karar kılıp ara formül de bulsak Meclis sorununu çözmezsek sadece havanda su döveriz.. Kendimizi kandırırız..

Başkanlık sistemine geçtiğimizi düşünelim.. Başkan olan bugünkü gibi parlamenterleri de belirlerse, partisi adına listeyi yaparsa bu birleşimden ‘diktatörlük’ çıkar..

Cumhurbaşkanının yetkilerini sıfıra indirsek de, Çankaya’yı temsili hale getirsek de farklı bir sonuç çıkmaz..

Sorun Meclis sorunudur..

Öncelikle çözülmesi gereken budur..


THY’yi kim zarar ettiriyor?

THY ile uçup memnun olmayan yoktur..
Gerçi, son zamanlarda çok rötar yapıyor ama!..
Yurtdışı uçuşlarında eline su döken havayolu çıkmaz.. Herkes, THY ile uçmayı tercih ediyor..
THY diğer hava yolları gibi sadece yolcu taşımıyor, hükümet politikalarının bayraktarlığını da yapıyor..
Afrika’ya uçmasının sebebi bu..
İktidarın Afrika açılımı..
Etiyopya’ya da gidiyor, Kenya’ya da, Somali’ye de, Gana’ya da, Tanzanya’ya da Uganda’ya da..
En son Ruanda seferi başladı..
Kim gider kim gelir bilmem ama bu işin maliyeti ağırdır diye düşünüyordum..
Sadece Afrika’ya uçmasının değil.. Her yere yetişmeye çalışmasının..
Ağırmış..
Bu yılın ilk üç ayının zararı açıklandı..29.3 milyon lira..
16-17 milyon dolar eder..
Geçen yıl aynı dönemde 18 milyon lira kar etmiş!..
Soru basit; THY’yi kim zarar ettiriyor, zararı kim karşılayacak..



Suriyeliler geri dönüyor

Suriye meselesinde şahiniz..
NATO’yu müdahaleye zorluyoruz.. Sınır ötesinden iki kurşun sıkıldı diye neredeyse savaş ilan edecektik..
Belli, Ankara Esad gitmeden rahat etmeyecek..
Arap Bahar’ı patlayınca Esad gider diye yanlış hesap yaptılar, geri dönemiyorlar..
Onlar dönemiyor ama Esad’ın zulmünden kaçan Suriyeliler geri dönüyor..
42 bin 560 kişi gelmişti..
19 bin 782 kişi geri döndü..
Şaşırtıcı değil mi? Diktatörün katliamından kaç, özgürlüğe kavuş sonra diktatör diktatörlüğünü sürdürürken geri dön..
İzaha muhtaç bi durum..
Bu konuya küçük bi not da düşelim.. Cumhurbaşkanı Gül, Rusya’ya çatarak; Suriye’deki insan hakları ihlallerini eninde sonunda görecekler demiş..
Bu durum yeni başlamadı ki..
Ankara ile Şam can ciğer kuzu sarmasıyken de insan hakları ihlalinin daniskası vardı..
O zaman Ankara iplemiyordu..